BAYRAM HARÇLIĞI

BAYRAM HARÇLIĞI

ABONE OL
April 5, 2025 00:23
BAYRAM HARÇLIĞI
1

BEĞENDİM

ABONE OL

Bir bayram günü Ağrı-Patnos- Gökoğlu köyünde yaşıyorduk. Sadece okuldaki talebelerimizle haşır neşir olduğumuz daracık, küçücük bir dünyamız vardı sanki. Buz gibi soğuk bir kış sabahında bir bayram gününe daha erişmiştik. Sevdiklerimizin bizden gayet uzakta olduğu biraz hüzünlü bir bayramdı. Kayık gibi kırmızı camdan şekerliğimize misafir şekeri doldurup kolonya ile hazır etmiştik ama beklediğim hiç kimse yoktu, çünkü yeni taşınmıştık ve insanlar bizi neylesindi.

Bayram yemeğinden sonraki bir zamandı dış kapımız ardı ardına çalındı. Eşim köyün ileri gelenleriyle bayramlaşmaya gitmişti, kapıyı açtım ne göreyim, beş-altı çocuk gülümseyerek bana bakıyorlar. Bayramlaşmak için hemen içeri koştum içi misafir şekeri dolu tabağımı ve kolonyayı aldım çocuklara almaları için uzattım. Anam en ön sıradaki çocuk tabağı olduğu gibi sevinçle tuttu almak için asıldı. Ben şaşırdım, tabağı sıkıca tuttum bende asıldım “tabakla olmaz, içinden al birkaç tane” dedim. Öndeki çocuk çok şaşırdı, gönülsüzce bir tane aldı, torbasına attı, şaşkınlıkla bakan diğerleri de birer tane alıp gittiler. Beklerken eşim geldi, cebinden bir sürü şeker çıkardı kenara koydu. Meğer bu beldelerde bayramlarda kapıya gelen çocuklara çay tabağı dolusu şeker dağıtılırmış. Bu yüzden çocuklar bayram ziyaretlerine torbalarla giderlermiş. Ne şanslı çocuklar, bizlere yıllarca her gittiğimiz evden sadece bir tane şeker verirlerdi, aklımıza fazlası gelmezdi.

   Çocukken en yakınlarımızdan bayram olduğu için bize para verenler olurdu. Aman ne çok sevinirdik mutlu olurduk. Hiçbir zaman kâğıt paramız olmadı amma o bozuk paralarla neler neler alabilirdik. Erkek çocukları hemen mantar tabancası, çıtır-pıtır diye patlayan bir şeyler, top falan alırlardı. Kızlarda çikolata, şeker, sakız, balon, zıplayan renkli lastik toplar falan alırlardı. Büyükler bayram parasıyla uyduruktan oyuncak alınmasından hiç hoşlanmazlar “bayram paranı ıvır-zıvıra harcayasıya kadar çerez falan alıp yeseydiniz ya” diye her zaman sitem ederlerdi. Onlara göre para sadece yiyecek şeyler için harcanmalıydı. Bazıları bayram harçlığını  harcamaya kıyamaz biriktirmek için annesine verirdi, annesi acil durumlarda harcayabilirdi, bazıları da  aşırı merhametten bayram harçlığını Kızılay’a, Hava Kurumuna falan bağışlayanlarda olurdu. İki-üç çocuk bir araya gelince hep harçlıklarımızın miktarını yarıştırırdık. Allahualem, bozuk paradan bayram harçlıkları harca harca bitmezdi, ceplerden şıkır şıkır para sesi gelirdi.

   Şimdilerde o adet çoktaan kayboldu gitti. Bizler çocukken bayramlaştığımız teyzeler bize süslü, nakışlı beyaz mendiller hediye ederlerdi. Eski zamanlarda diyeceğim ama daha dün gibi kağıt mendil diye bir şey yoktu, herkes bezden mendilini cebinde taşır mendilsiz gezilmezdi. Kirlenince yıkar temizler yine kullanırdı. Bu yüzden bayramlarda erkek çocuklarına çizgili desenlerde, kızlara da renkli çiçeklerle bezeli mendil hediye edlilirdi. Bu mendilleri de sevinçle karşılar, mutlu mutlu cebimize koyardık. Şimdilerde bir çocuğa bayramda mendil verdiğimi hayal bile edemiyorum. Mendillerde hayatlarımızdan silindiler gittiler yani.

   Bayramlarda bize büyüklerimizin elinden öpmemiz söylenir, teşvik edilirdik. Minnacık çocuk bakışlarımızla ne kadar yakınımız olurlarsa olsunlar dolma gibi kocaman elleri öper gibi yapmaktan hiç hoşlanmazdım, bu gereksiz adeti kim başlattıysa ben durdurdum. Saygılıyım, isteyen istediğinin elini öpsün, itirazım yok ama kendi çocuklarıma alıştırmadım diyeyim. Daha çok selamlaşmayı, bayramlaşmayı, tebrikleşmeyi teşvik ettik alıştırdık. Neyse, bir bayram günü çok sevdiğimiz bir aile ahbabımız bayramlaşmaya geldiler, iki oğluma bayramlaşmaları için seslendim, amcaya-teyzeye “hoş geldiniz… bayramınızı tebrik ederiz..” dediler geri dönüp gideceklerinde amca cebine davranıp’’  durun” dedi, belli ki bayram harçlığı verecekti. Çocuklar önlerinde beklerken abi sağ cebinden sol cebini karıştırdı, bir şey yok, iç ceplerine baktı bir şey çıkmadı. Sohbet falan durdu hanımı, çocuklarla biz bir an ceplerinden bir metelik çıkmasını bekliyoruz ama vereceği bayram harçlığını bir türlü bulamıyor. Üst ve iç ceplerini hararetle yokladıktan sonra ayağa kalktı, ön pantolonunun ön ceplerini ardından arka ceplerini kıvrana kıvrana aradı taradı beş cent bile çıkmaz mı? Adamcağız hevesle çocuklara bayram harçlığı vermek istedi ama ceplerinin boş olduğunu unuttu, olsun Allah niyetini kabul eylesin. Eşim onu mahcubiyetten kurtarmak için “ziyanı yok amcası birer çek yazsan da olur” dedi, hep beraber gülerek muhabbetimize kaldığımız yerden devam ettik.          

   Asyalı Shop’lara gittiğimizde kırmızı veya altın renginde desenlerle süslü küçük zarflar sattıklarını gördüm. Bayramları olduğunda bu zarfların içine para koyup çocuklara hediye ederlermiş. Hintlilerde de başka Müslüman toplumlarda hemen her millette kutsal bayramlarında çocuklara harçlık verme adetleri var. Bayramlarda çocukları sevindirmek sayesinde onların neşesi mutluluğu bütün ev halkını sarıp sarmalıyor, mutluluk ve neşe bizlere de bulaşıyor vesselam.

Her gününüz bir bayram tadında ve neşesinde olsun diyecektim.

 Pembegül Abla 

Yazar Hakkında

PEMBEGUL ABLA MELBOURNE

En az 10 karakter gerekli