PAMUKKALE-KARAHAYIT 

PAMUKKALE-KARAHAYIT 

ABONE OL
September 4, 2023 22:17
PAMUKKALE-KARAHAYIT 
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Bence Türkiye’deki doğal güzellikleri ve sadece tarihi yerleri gezip görmeyi denesek ömür yetmez. Rabbimiz memlekete çok cömert davranmış, nimetlerini adeta yağdırmış. Her köyde kasabada hatta şehirlerde bilinen bilinmeyen neler var neler. Misal Manisa’daki beş bin yıllık Sart harabelerini kaç kişi bilir acaba? Lidya devletinin başkenti olan Sardes harabelerini ilk gezdiğimde çok şaşırdım. Roma ve Bizans dönemlerinde insanların yaşadığı bir şehrin sadece pazar yeri olarak bilinen çok küçük bir kısmı kazılıp gün yüzüne çıkarılabilmiş. Koca bir şehrin gerisi toprağın altında açılıp keşfedilmeyi bekliyor vaziyette. O devasa sütunları, mermer taşından sıralı dükkanları, havuzlarını anlatmaya sayfam yetmez bir gün gidip görmeniz lazım.

   Neyse, bugün sizlere hiç denizi olmayan ama adı Denizli olan şehrimizin incisi Pamukkale hakkında yazayım. Önceki yıllarda yakınlarındaki otellerin pis sularından dolayı Pamukkale’nin bembeyaz kar gibi rengi bozuldu haberlerini görmüştüm. Yenilerde biraz koruyup kollamışlar, yine güzelleşmiş. Kartpostallardaki gibi bembeyaz kabarık bir kar yığınını andırıyordu. Pamukkale’ye Denizli’nin içinden yazılı levhaları takip ederek gidiliyor. Ama oraya giden yol levhaları yetersizdi, bir park bekçisinin uyarısıyla tepedeki esas giriş yerini kolayca bulduk. Pamukkale’yi gezmeye yolun yukarısından başlamak daha az yorucu diyeyim. Tepede yığınla tur otobüsleriyle dünyanın hemen her yerinden insanlar doğa ve tarih harikası bu yeri görmeye gelmişler. İğne atsanız yere düşmez misali herkes kendi dillerinde rehberleriyle bu güzel yerleri Hierapolis’i ve Pamukkale’yi görmek için sıraya girmişler. Sıcak havada uzun bekleme kuyruğu vardı. 2023 yılı itibariyle az sayıdaki Türk ziyaretçiler için ucuz bir giriş ücreti koymuşlar. Türk kimliği olan yetişkinler kişi başına altmış liraya içeri girecek. Yabancı turistler için kişi başına yedi yüz liradandı. Nüfus cüzdanınızı gösterirseniz aynı fiyata bir yıllık müze kartı çıkarttırabiliyorsunuz, bu güzel. Hemen teslim edilen Müze Kartı ile bir yıl boyunca Sart harabeleri de dahil bütün müzeleri ücretsiz gezebiliyorsunuz. Bu ücretle Hierapolis Antik Kentini gezip Kleopatra havuzuna girebiliyorsunuz. Daha da ilginç olanı müze kartı olanlar portakal suyunu elli iki liradan, olmayanlar yüz liradan alabiliyor. 

    Doğrusu gerekli ücreti ödedikten sonra her şey kocaman tarihi kapıdan içeri girince başlıyor. Sağ taraftan gidenler yüksekçe bir tepedeki arenayı gezip görebiliyorlar. Aşağılara doğru yürüdüğünüzde tarihi yerleşim yerlerinin dev sütunlardan yapılmış kalıntılarını görebilirsiniz. Bilmem kaç yıllık tarihi yapılarla doğal güzellikler yan yana. Bakımlı toprak yoldan kalabalık insan gruplarıyla tarihi eserlerin yanından yürürken pamuk gibi veya kar yağmış gibi görünen Pamukkale ye kavuşuyorsunuz. Nereden geldiği belli olmayan ılık bir su yukarılardan aşağılara gürül gürül akıp gidiyor. Yüzyıllarca akan bu sulardan şirin beyaz havuzcuklar oluşmuş. Travertenden kat kat havuzların büyük kısmını insanlara açmışlar, ayakkabılarınızı çıkarıp bembeyaz havuzların içindeki ılık suların içinde gezinirken yirmi üç Nisan bayramı gibi neşe doluyor insan. Aynı yerdeki birkaç havuza girip gezmeyi yasaklamışlar, resim çekinmek ya da tertemiz seyretmek için ayırmışlar herhalde. Tam o noktada şehir ve karşıki dağlar kuşbakışı gibi ayaklarınızın altında, şahane bir manzara görünüyor. Ben daha fazla anlatmayayım, Denizli den geçerken bir bakın derim.

Karahayıt kaplıcaları  

Pamukkale’ye sadece beş kilometre uzaklıktaki Karahayıt kaplıcalarının olduğu yerleri konforlu otel motellerle doldurmuşlar. Az bilinen ama çok kıymetli bir yer bence. Burada Allah vergisi devamlı akan kırmızı ve sıcak şifalı termal sular var. Hatta, kasabanın girişinde, dört yolun ortasında gece gündüz akan sıcacık sulardan meydana gelmiş göbek şeklinde kocaman bir kayalık var. Karahayıt’ı tam ortadan ikiye ayıran uzun bir çarşısı var. Haftanın her günü açık olan bu çarşıda restoranlar var, tekstil ürünleri, kıyafetler ve hediyelik eşyalar satanlar ne ararsanız var.  Çarşının sağı solu kiralanmaya hazır mobilyalı pansiyonlarla dolu. Bütün pansiyonların içinde kırmızı sıcak suların aktığı küçük havuzlar var. Romatizma, fıtık, kireçlenme veya ciltleriyle ilgili farklı hastalıkları olanlar bu kırmızı sularda şifa bulmayı deniyorlar. 58 derece sıcaklıkta ve kırmızı renkte akan bu termal sular ziyaretçilerine gayet doğal bir şifa kaynağı oluyor. Derdi veren Allah dermanını da vermiş deyip insanlarımız yılın her ayında buralara şifa aramaya geliyorlar.

Bu arada Karahayıt kaplıcalarının konaklama ücretleri yurt dışından gelenler için çok makul olmasına rağmen turistlerin oralara pek uğramadığını fark ettim. Yaz günü gece geç vakitlere kadar açık olan şirin çarşının müşterileri genelde o çevrede konaklayan yerli turistlerimizdi. Oysa Karahayıt dünyada görülüp konaklanabilecek doğal, şifalı ve şahane yerlerimizden sadece bir tanesi diyecektim.                                                     

Pembegül Abla

Yazar Hakkında

PEMBEGUL ABLA MELBOURNE

En az 10 karakter gerekli