03 December 2025 Wednesday
Bir gün bir cenazeye gittik. Herkes elim kaybından dolayı gayet üzgün, elemli. Cenazenin yakını bir hanım kız bir yandan üzgün gibiydi bir taraftan da gelen genç arkadaşlarına yeni estetik yaptırdığı burnunu gösterip duruyordu. Hiç çekinmeden Türkiye’de nerede yaptırmış, kaça yaptırmış, nasılmış, filan derken cenaze evinde dikkatimiz dağıldı yani. Oysa burnunun ucuna estetik yaptırmadan da çok güzeldi, kafaya taktı demek ki. Şair Orhan Veli Kanık’ın “bir elinde cımbız, bir elinde ayna, umurunda mı dünya” dizeleriyle kızları resmeden bir şiiri vardı. Şimdilerde kızlar artık işi baya ilerlettiler, cımbızla falan kimse vakit geçirmiyorlar. Kimisi jiletle kaşını kökünden tıraş edip kara kalemle kendine göre kalın veya uzunca bir kaş çiziktiriveriyor. Olmadı lazerle işi hallediyorlar ama acemi lazercilerin elinde yaralanan da çok.
Artık kızları tanımakta, şöyle yüzüne kaşına bakıp “Maşaallah” demek için baya zorlanıyoruz. Bir kına gecesinde uzun zamandır görmediğim bir arkadaşımı gördüm, sarıldık selamlaştık ama hemen yanındaki kızını tanıyamadım. Arkadaşımın kızının dudağı aynı bir ördek gibi kabarıp öne doğru şişkin durduğundan, henüz birkaç yıl önce gördüğüm sevdiğim o masum şirin kızı tanıyamadım, aklıma kızdım. “Yavrucuğum Rabbimiz sana ne kadar güzel bir yüz vermiş, sen çok güzelsin, dudağını falan şişirtip güzelliğini bozma, böyle çirkin olmuşsun” diyemedim. Kızları Allah vergisi doğal güzelliklerini yüzlerini bozmaya neyin motive ettiğini, neden buna ihtiyaç duyduklarını henüz çözemedim. Bunu konuşup tartışmamız lazım. Desek ki karşı cinse çekici görünmek içindir, anket yaptığım erkekler sevmek beğenmek şöyle dursun, kısaca bakmaya korkuyorlarmış, bana öyle dediler.
Dünyalar güzeli yeni yetme bir kız gördüm, elinde ve kafasında birazcık yanık izleri vardı. Sebebini sordum. “Makine de saçlarımı düzleştirmeye çalışırken yaktım” dedi. Ona da “güzel kızım kıvır kıvır ne güzel saçların var, sen bu saçlarınla çok daha güzelsin Maşaallah” demek isterdim ama dinlemeyeceğini biliyorum. Tanıdığım güzeller güzeli birçok kızlardandan Allah vergisi saçlarını beğeneni çok az. Saçları kıvırcık veya dalgalı olanlar fön makineleriyle veya kimyasal ilaçlarla saçlarını geçici olarak düzletmeye çalışıyorlar tabi bu işlem saçları uzadıkça eski haline döneceğinden geçici ve saçı feci şekilde yıpratıcı bir işlem oluyor. Saçı düz olan da kıvıcık veya dalgalı olmasını istediğinden pahalı kıvırma makineleri veya işlemleriyle güzelim saçlarını berbat ediyorlar. Tüm bunların yanında saç boyamayı, doğal olmayan makyaj malzemelerini saymıyorum. Her işlemin ardından kızlar kafalarına veya ciltlerine bolca kimyasal boca etmiş olduklarından saçlar feci şekilde dökülüyor, doğallığı bozuluyor, ciltleri erkenden kırışıp bozuluyor, genç yaşta acuze gibi oluyorlar.
Türkiye’den son aldığım haber beni şaşırtmadı. Oğluna oradan kız bakmaya giden arkadaş aynı bizdeki “free range yumurta gibi doğal güzelliğinde botoksuz bir kız bulamadım” diye dert yandı. Dert bir değil elvan elvan. Kızların tırnakları da büyük tehlike altında. Yeni evlenen bir hanım kıza düğün de güzel olur diye renkli tırnak taktırıyorlar. Düğün bitip gece geç vakit eve geldiklerinde gelin hanım “haydi bu tırnakları çıkarın” diye tutturuyor. Gece vakti herkes şaşırıyor, etrafta o saatte tırnakçı bulmak imkansız. Çaresiz araba boyacısı komşuyu uyatıyorlar “sende yapıştırma tırnağı sökecek bir şey var mı” diye soruyorlar. Tamirci onlara bir boya sökücüsü veriyor ama “sakın ellerini on dakikadan fazla bu kimyasalın içinde tutmasın” diye tembihliyor. Yani Müslümanlar boy abdesti alacağında vücutlarında iğnenin ucu kadar kuru yer kalmayacak kuralına göre gelin hanım ısrarında haklı. Bu işlerin zorluğunu ve tehlikesini bende tırnağını her ay yaptıran bir hanım kızdan öğrendim. Tırnaklarını uzatıp törpülemekle uğraşmak istemeyen birçok kız tırnaklarının üzerine sağlam yapıştırıcılarla beğendikleri şekilde ve renkte başka bir şey yapıştırıyorlar. Yeni parlak cici tırnak yapıştırma işlemi genelde hiç de ucuz değil. Ardından bir ay içinde tırnakları uzamaya başlayınca o beğendikleri görüntü bozulunca tekrar bir tırnakçıya gidip üzerine iyi bir para ödeyip yapma tırnağı söktürüyorlar. Ama tırnağın üzerindeki kalın yapıştırıcının her ay törpülenmesinden dolayı gerçek tırnak inceliyor neredeyse bitecek hale geliyor. Yani parmaklar tırnaksız kalacak hale gelince işlemi yapan “tırnaklarını biraz serbest bırak” diye uyarıyormuş. Daha uzun tırnakları yüzünden orası burası yırtılıp çizileni saymıyorum. Bazı kızlar güzel görünmek uğruna kendilerine çok yazık ediyorlar. Sizi beğenen, seven sizi olduğunuz gibi sevsin, hiç kimseye benzemek zorunda veya kendinizi beğendirmek zorunda değilsiniz. Güzellik gelip geçici bir şeydir, huylarınız, kalbiniz, insanlığınız güzel olsun. Doğrusu, güzel bakmak sevapmış, güzele değil.
Pembegül Abla