TAZİYEYE GİTTİK

TAZİYEYE GİTTİK

ABONE OL
August 6, 2025 21:46
TAZİYEYE GİTTİK
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Valla biz görmeyeli köyün örf adetleri baya değişmiş. Bunu komşunun oğlunun cenazesine gidince daha çok fark ettim. Önceki yıllarda yılbaşına yakın en karlı soğuk bir günde babamın cenazesini Berlin’den aldık uçakla doğduğu köyüne getirmiştik. Evimizin bir kenarına tabutu yerleştirdik. Ertesi günü hava kar yağışlı, fırtınalı ve çok soğuktu. Kısa bir günde hem cenazemizi defin hazırlıkları yapılacak hem de evin elektriği kesikti, o açtırılacak, sobayı yakmak için bazı eksikler vardı. Allah’ım öğlene kadar bu işleri yetiştirmeye çalışırken bir de cenaze severlere pide ayran ikram etme telaşı çıktı başımıza ya pes dedim. Gömüldükten hemen sonra mevtanın hayrına kıymalı pide ve ayran dağıtmazsak olmazmış, köylüler çok ayıplarmış bizi dediler. Dinde böyle bir adeti ne okudum ne de duydum ama çaresiz çoğunluğa uyduk istenileni yaptık.

  Efendim ondan önce de mevtanın mezarına kürekle toprak atanlara bahşiş dağıtmak gerekiyormuş ki emeklerine karşılık kul hakkı geçmesin içinmiş. Uzaktan gelen cenaze sahipleri olarak onca büyük acımızla beraber o gün yaşadığımız zorlukları, sıkıntıları anlatmaya kelimeler yetmez. Bu köyün adetiymiş olmazsa olmazmış. Allahtan fırtınalı soğuk bir hava olduğu için çok kalabalık olmadı, bizde hemen dönüşe geçtik. Ya bir de parası pulu olmayan insanlar olsa ne olacaktı, böyle adet olmaz olsun, acılı insanlara gerçekten çok yazık oluyor, insanlar yeme içme derdinden acılarını yaşayamıyor yani.

    Geçen hafta köydeyken, gayet sıcak bir yaz gününde sevdiğimiz bir aile ahbabımıza oğullarının bir motosiklet kazasında öldüğü haberi apansız geldi. Ocak başlarından ırak olsun, yakınları için gerçekten tarifi imkânsız elim bir kayıptı. Köyün camisinden sela okununca acı haberden bütün köy haberdar oldu. Ben Peygamber efendimizin nasihatine uyup hemen ocağa tenceremi koydum, gayet üzgün aileyi düşünerek şöyle güzel bir etli pilav yaptım, bir kaba doldurup hazır ettim, cenaze evine taziyeye gittik. Vardığımda düğün evi gibi masa ve sandalyelerle sofralar kurulmuş, gelen gidene bölmeli köpük kaplarda yemekler dağıtılıyordu. Sessizce pilavı bir kenara bıraktım. Yazık kırk yaşında iki çocuk babası evladını kaybetmiş anne ağlamaktan üzülmekten perişan olmuş vaziyette oturuyordu. “Başın sağ olsun, hüküm Allah’ın bacım… Allah sabırlar versin” dedim sarıldım. Kadıncağız hıçkırıklarla karşılık verdi. Acı büyüktü, böyle anlarda kelimeler gayet yetersiz, teselli imkansızdı. Sessizce diğer hanımlarla yakınına sükût ettim oturdum. Manzarayı gözünüzün önüne bir getirin bakalım.  Herkes yemeğini yiyor, ana-baba ağlıyor, ardından soğuk içecekler ve çay dağıtılıyor, yakınları gayet kederli üzgün, Kim akıl ettiyse sanırsın düğün evi, herkese lokum ve bisküvi dağıtılıyor, millet iki bisküvinin arasına lokum sıkıştırıp iştahla götürüyor hüzün dağlar gibi gözlerden yaşlar akıyor. Böyle taziye olmaz olsun diye çok üzüldüm

   Daha sonra görüştüğüm hanımlarla her fırsatta cenazede böyle ikramların olmasının yanlış olduğundan falan konu açtım, Peygamber efendimizin bu konudaki nasihatlerinden bahsettim falan bana çok hak verdiler güya. Kadınların konuşmalarına kulak misafiri oldum, “filanca öldüğünde, yakınları ilk iş koşup pazardan kahvaltılıklar almışlar, cenaze çadırında herkese ikram etmişler. Yoksa köyün diline düşerlerdi, cenazenin hayrına bu bu sofralar kurulmazsa herkes o insanları “yazık ölmüşleri için bir hayır hasenat yapamadılar diye çok ayıplarlar” dediler. Haydi hayır hasenatımızı yapalım da oturup güzel güzel Kuran okuma yok, tesbihat yok, ruhuna Allah rızası için bir Fatiha yok ama yemek çok. Bunu bu işi gerçekten iyi bilenlerin bu topluma tane tane anlatıp tekrardan öğretmesi elzemdir. Ben bu konuları Melbourne’dan birisiyle konuştuğumda bana “aa..burada Hristiyanlar cenazeyi gömdükten hemen sonra genelde mezarlıkta falan yemekler yerler, içki içerler ve üzgün evlerine giderler… bu iş ona benzemiş” dedi. Gerçekte Müslüman geleneğinde yakınları acılı akrabasına, komşusuna yiyecek bir şeyler hazırlayıp götürür ki insanlar o acıyla bunu akıl edemezler, güçten düşerler, bu onlara zor anlarında destek olmak, yardım ederek Allah için sevaba girme manasındadır. Taziye işlerimiz de zıvanadan çıkmış vesselam.

   İnternette fıkra gibi şu ibareyi gördüm “Cenaze evinde üst üste on bardak çay içilmez, çaya özel limon istenilmez, peynirli pideyi beğenmeyip kıymalı pide istenilmez, ılık ayran götürülünce soğuk istenilmez…                                         

Pembegül Abla

Yazar Hakkında

PEMBEGUL ABLA MELBOURNE

En az 10 karakter gerekli