Aylar öncesinden Ramazan’a hazırlık için evler tekrar gözden geçirilip temizlenip toparlandı. İftara misafirimiz olursa diye güzel ağırlayıp ikram edelim diye sarması, mantısı, köftesi, yufka ekmeği, böreği artık kimin elinden ne geliyorsa hazırlandı, onlarda buzluklarda kısmetlisini beklemeye başlamıştı. Tabi devamında Ramazan gelecek diye işinden izin alanları veya işini bırakanları biliyorum.
İnsanlarımız, Cami, cemaat ve vakıflarımız günlerce Ramazan gelecek diye Allah için pür telaş hazırlandık, süslendik yani. Mübarek günler bütün güzelliğiyle bedenlerimizi, ruhlarımızı sarıp sarmaladı, güzel haberler gelmeye başladı bile. Vakıflarımız aracılığıyla denizaşırı ülkelere yollanan iftariyeliklerin resimleri gelmeye başladı. Bizden kilometrelerce uzakta insanlarla yemeğimizi paylaşmanın İnşaallah sevabına erişmenin huzurunu yaşadık. O yaşlılarımızın dolu dolu güzel dualarıyla,gençlerimizi iftar sofralarından sonra teravih namazlarında görmek ayrı bir sevinç kaynağı bence. Ne diyeyim, Mübarek Ramazan ayını anlatmakla bitmez en iyisi yaşamak lazım.
İlk davetimize iş üniformalarıyla polisler, hakim, savcı
Yaklaşık dört beş yıl önce, bir Ramazan ayına girerken, bana “abla evinizde Avustralyalılara iftar daveti vermek istermisiniz ?” diye sordular. Eşimle, biraz tereddütle kabul ettik. Çünki, İngilizcemiz belki yetersiz olabilir diye takıntımız vardı. Gözümüzü kapatıp Ya Allah Bismillah dedik, misafirlerimize severek kapılarımızı açtık. Hiç unutmam ilk davetimize iş üniformalarıyla polisler, hakim, savcı falan gelmişlerdi.
Allah ne verdiyse pişirdik, misafirlerimizi güzel güzel ağırladık. Bu işin bir yanı. Ama en güzel tarafı ise o insanlar iş gününde vakitlerini ayırmışlar. Müslümanları tanımak, Ramazanı anlamak için, merak ettiklerini sorup öğrenmek için bize gelmişler. Ne güzel değilmi? Ben sokağa çıksaydım dinimizin güzelliklerini anlatmak için kesinlikle bu insanları bulamazdım. Yemekler bahane oldu İngilizceyi güzel konuşan başka misafirlerimizinde desteğiyle yemek anında ve sonrasında onların müslümanlıkla ilgili bir çok sorularını cevapladık,bilgilendirdik. Gerçekten müslümanları,müslümanlığı tanımak anlamak istediklerini gözlemledim. Bence Müslüman olmayanlarla seviyeli bir noktada diyalog kurabilmenin en güzel yolarından birisi de İftar sofralarıdır.
Sevgili Peygamberimizin hayatını okuyanlar iyi bilirler. Sevgili eşi Hatice annemizle evlenip Peygamber olduktan sonra insanlara Allah’ın emirlerini anlatmak için bir servet harcıyorlar. O zamanlarda Peygamber efendimiz Mekke halkına yemekli davetler verip,tebliğ etmek için güzel sofralar kuruyordu. Bazıları dinliyor bazıları alay ediyorlardı. Ama O hiç anlatmaktan vaz geçmiyordu. Ne ki insanlar Allah’a inanarak kurtuluşa ersinler. Hal böyleyken bizlerde acizane peygamber efendimizin yaptıklarını günümüzde yapmaya çalışarak Allahın hoşnutluğunu kazanmaya çalışıyoruz haliyle.
Biz o ilk yaptığımız iftar davetinin tadını aldıktan sonra her sene en az bir iki diyalog iftarı almaya önem verdik. Bir seferinde Milletvekili Richard Riordan da geldi. Politik kariyeri bir yana insanlığı, nezaketi güzel bir insan. Onun ve yanında gelen akademisyen, avukat bir çok kariyerli insanlarla önemli güzel sohbetlerimiz, paylaşımlarımız oldu. Sonrada Richard Riordan gile iade ziyareti yaptık, taa Colak’a gittik. Onlarda özellikle helalinden şirin bir sofrada bizi ağırladılar. Yanımıza müslüman bir Doktor ve ailesini, Avukat akrabasını falanda davet etmişler. Onlarında bize anlatmak istedikleri vardı, beraberce çok kıymetli bir zaman geçirdik.
Abla bu diyaloglarla elinize ne geçti diye sorabilirsiniz. Allahualem, insanları müslüman etmeye bizler güç yetiremeyiz. Kalpler Allah’ın elindedir. Kaldı ki Peygamber efendimiz bile çok istemesine rağmen amcasının müslüman olmasına vesile olamamıştır. Çünki, Allah dilediğine hidayet nasip edecek, hepimiz bunun bilincindeyiz. Ama misafirlerin ”oruca nasıl katlanıyorsunuz, niye oruç tutuyorsunuz, sonuçta ne kazanacaksınız, oruç tutamayanlar ne yapıyor..?” gibi çeşitli sorularını cevaplıyoruz. Kuran-ı Kerim kitabımızdan, O nu bize bu asra ışık tutarak açıklayan Bediüzzaman Hazretlerinden anlatıyoruz. Çoğusu biz Türkleri Arapça konuşuyoruz sanırmış, Atatürk Harf devrimi yaptı, Türkler Latin harfleriyle okuyup yazar dediğimizde baya şaşırıyorlar. Kadınların hicabından, Türk yemeklerinden, helal yemekten, Hac’dan bir çok şeylerden soruyorlar münasipce anlatıyoruz. Keza onlarında bize anlatmak istedikleri çok farklı konular var. Kiliselerinde gençler çok azalmış, Aborjinlerle aynı günde Avustralya gününü kutlayamadıklarından, işlerinin yoğunluğundan, İstanbul’dan, Türk yemeklerinin lezzetinden, sığınmacıların buraya entegre olmasından, dereden tepeden konuşurken insanlar vakit hiç bitmesin eve hiç gidilmesin istiyorlar sanki.
Yüce Allah hepimizin İftar davetlerini kabul olanlardan eylesin İnşaallah.
Avustralya GündemDecember 2, 2025BALIK AVLAMA SANATI
Avustralya GündemNovember 10, 2025OKU- DAVETİYE
Avustralya GündemNovember 5, 2025RÜYAMI HAYRA YOR
Avustralya GündemOctober 22, 2025KIRMIZI TENCERELERİN BİZE ETTİĞİ
1
“Müfredatta daha fazla çokkültürlü dil”
2
OKUL OTOBÜSÜ DEVRİLDİ Öğrenciler ağır yaralı
3
AN0M uygulaması üzerinden 55 kişiye gözaltı
4
Bizim evde suçlu yoktu ama hedef biz olduk
5
Sydney’de bir kreş aniden kapatıldı!
6
On Visiting Türkiye
7
Victoria’da 72 Saatlik Kabus: 9 Can Kaybı
8
Avustralya basketbolunda ilk! Irkçılığa Tutuklama!
9
Topluma Çağrı: Bilgi Alın, Hakkınızı Kullanın
10
İşletmeci Zeynep Uzun Destek Çağrısında
11
MH370 uçağını arama çalışmaları yeniden başlıyor
12
YENİ SAYI YAYINDA
13
DÜNYA’DA BU HAFTA Bahar’ın İlk Sayısı
14
Doğru Firma Seçerken Nelere Dikkat Edilmeli?
15
E-Bisiklet Faciası: Bir Çocuk Hayatını Kaybetti