Uyku apnesi Avustralyalıların yaklaşık yüzde 5’ini etkiliyor. Uzun vadede apne, kalp hastalığı, yüksek tansiyon ve hatta muhtemelen demans riskini artırır.
UYKU APNESİ NEDİR?
Uyku apnesi hastası olan İsveçli Kare Walkert’ın horlaması, 1990’larda 93 desibellik (bir çim biçme makinesine eşdeğer) Guinness dünya rekoruna ulaştı. O zamandan bu yana başka bir vakada İngiliz bir kadının horlamasının 111 desibeli aştığı bildirildi (birinin başka bir kişinin kulağına bağırması kadar yüksek). Çoğu horlama seviyesi genellikle sessiz bir konuşma seviyesindedir. Avustralyalı yetişkinlerin yaklaşık yarısı, uyku apnesi olan kişilerin çoğu da dahil olmak üzere horluyor.
Ancak apnede ekstra bir şey daha olur: Uyuyan kişi saatte en az beş kez 10 saniye veya daha uzun süre nefes almayı bırakır.
Kelimenin kendisi Yunancadan “nefessiz” anlamına gelir.
Vakaların ciddiyeti değişmektedir. Bir uçta, sinir sistemi rahatsızlığı olan apneli bir kadın, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki bir hastanede 233 saniye boyunca nefes almayı bıraktı.
Nefes açlığı çeken, apnesi olan insanlar sık uyanır. 15 yıldır uyku apnesini idare eden Melbournelü kamu görevlisi Susan Graham, The Age “Uyandığını fark etmediğim küçük bölümler olurdu” diyor.

Tedavi edilmeyen Uyku Apnesi ölümlere neden olmakta. Avustralya’da bir yıl içerisinde yüzlerce kişi öldü.
NEFES VE HORLAMA NEDENLERİ
Nefes borularımıza giren hava, dilin tabanından, bademciklerden, farenks adı verilen kaslı tüp bölgesinden ve ses tellerinin ses üretmek için titreştiği ses kutusundan geçer. Üst solunum yolu olarak bilinen bu bölgedeki kaslar uyurken gevşeme eğilimindedir. Çok gevşek hale gelirlerse, nefes almamız onların titreşmesine ve horlamaya neden olabilir.
Ancak bazı insanlarda kaslar o kadar gevşer ki, farenks kenarlarının nemli iç yüzeyleri birbirine yapışarak hava yolunu tıkayabilir. Royal Melbourne Hastanesi’nde solunum ve uyku bozuklukları bölümü başkanı Doçent Megan Rees, “Bu, cam bir pencerenin önünde ıslak bir kağıt parçasının durmasına benziyor” diyor.
Tıkanma kısmi ise (hipopne adı verilen bir durum) yavaş ve yüzeysel nefes almaya neden olabilir. Obstrüktif uyku apnesi, kişinin nefes alma tepkisi devreye girene kadar hava yolunun kapanmasıdır; bu, nörolojik sistemlerimizin bizi hava solumak için devreye soktuğuna inanılan kırılma noktasıdır.
Anatomi bir nedendir: Daha küçük yutakları olan kişiler apneye daha duyarlıdır. Diğerlerinde ise hava yolunun arkasındaki yumuşak dokuyu sıkıştırabilecek aşırı kapanış vardır.
GENLERDEN GELİYOR
Eğer aile üyelerinden birinde uyku apnesi varsa, bu kişinin buna sahip olma şansı iki katına çıkar.
“Kötü horlayan bir aileden geliyorum” diyen Graham, “Sanırım oldukça dar bir hava yoluna sahip olmak aile genlerinde var.”
İLK KEZ 1960’DA TANIMLANDI ‘Obezite’
Doktorlar 1960’larda uyku apnesini ilk kez tanımladığında bunu obeziteyle ilişkilendirdiler. Bir hastada Pickwickian sendromu (obezite hipoventilasyon sendromu) vardı; bu, adını Charles Dickens’ın The Pickwick Papers kitabındaki ayak işlerini yaparken uyuyakalan şişman bir araba sürücüsünden alan bir solunum rahatsızlığıydı. Hasta “uyarılma ve uykunun döngüsel tekrarı” nedeniyle aslında sadece birkaç saat uyudu.
NEDEN ERKEKLERDE DAHA FAZLA
Bugün orta ila şiddetli uyku apnesi olan kişilerin yüzde 58’inin obez olduğuna inanılıyor. Dil ve boyundaki yağ, hava yolunun çökmesine neden olabilir.
Uyku apnesi erkeklerde kadınlara göre yaklaşık üç kat daha sık görülür. Bunun bir kısmı kadınlarda yetersiz tanıya bağlı olabileceği gibi vücut ağırlığının nasıl dağıldığına da bağlı olabilir. Rees, “Vücut ağırlığının merkezi bir bölgesinde ve boynunuzun etrafında taşıyorsanız, uyku apnesi riskiyle daha fazla karşı karşıya kalacaksınız… Aşırı kilolu kadınlar genellikle bu ekstra ağırlığı bellerinin altında taşıyor” diyor.
YAŞ FAKTÖRÜ VE SARKMALAR
Hem kadınlarda hem de erkeklerde yaş, apneyi daha da kötüleştirme eğilimindedir. ”Her şey daha da sarkıyor… 30’lu yaşlarında biraz horlamaya başlıyorlar, 40’lı yaşlarında ise yüksek sesle horluyorlar, 50’li yaşlarında ise uyku apnesi oluyorlar.”
SADECE YÜZDE 1’İ FARKLI
Vakaların sadece yüzde 1’inden azında, hava yolu tıkanıklığı yok. Beyin onlara nefes almalarını söylemeyi bırakır buna merkezi uyku apnesi denir.
Royal Melbourne Hastanesi’nde uyku ve solunum doktoru olan Dr. Kirk Kee, “Bir duraklama oluyor ve kişi nefes almak için herhangi bir çaba göstermiyor” diyor. Kee, ”Bu, karbondioksit seviyeleri yeterince yükselip beyinlerinin ‘Vay canına, tekrar nefes almam lazım’ demesine kadar.” sürmekte demekte.
Bir kişinin uyku apnesinin şiddeti, apne hipopne indeksi veya AHI olarak bilinen bir ölçek olan, bir saat içinde nefes almayı ne sıklıkla bıraktığına bağlıdır. Beş ila 15 olay hafif olarak kabul edilir; 15 ila 30 orta; ve 30’dan fazlası şiddetli. (Susan Graham, test sonuçlarının “çok iyi” olduğunu, saatte 110 kez, yani neredeyse her 30 saniyede bir nefes almayı bıraktığını gösterdiğini söylüyor.)
APNE VE ÖLÜM
Uyku apnesinin uzun vadeli sonuçları da endişe vericidir. 2018’de Avustralya’da 1066 ölümde rol oynadı ve bu vakaların üçte birinden fazlasına da kalp hastalığına eşlik etti.
Tedavi edilmeyen uyku apnesi kalp yetmezliği riskini iki katına çıkarır ve felç riskini artırır.
Uyku, beyindeki nörotoksinlerin temizlenmesi de dahil olmak üzere birçok onarıcı işleve de hizmet eder. Ortaya çıkan kanıtlar, uyku apnesinin bunu kesintiye uğrattığını ve insanları demans riskiyle karşı karşıya bıraktığını gösteriyor.
NASIL TEDAVİ EDİLİR?
Bir inşaat işçinin apnesi o kadar şiddetliydi ki iş yerindeki iskelede uyuyakalıyordu. Yıl 1980’di ve Sydneyli doktor Colin Sullivan, adama trakeoskopi adı verilen ve boğazdan nefes almayı sağlayan bir tüpün yerleştirildiği bir prosedür yaptırmasını önerdi.
O zamanlar uyku apnesinin hava yolundaki kasların gerilmesinden mi yoksa gevşemesinden mi kaynaklandığı bilinmiyordu. İkincisi ise Sullivan’ın bir fikri vardı: Hafif bir basınçlı hava akışı, uyku sırasında solunum yolunu açık tutar. “Başlangıçta bunun, bu adam gibi gerçekten ciddi komplikasyonlarla gelenleri bir kurtarma terapisi olacağını düşünmüştüm” diyor.
”Sonuç, kesinlikle muhteşemdi. Sabah uyandı, zinde ve uyanıktı.”
Artık CPAP makinesi olarak bilinen Sullivan’ın icadı, uyku apnesinin en yaygın tedavisidir. Beyaz Saray, haziran ayında bir sabah başkanın yüzünde maskeden izler görülmesinin ardından Joe Biden’ın bir kullanıcı olduğunu söyledi.
Maske hem solunum yollarını hem de sadece burnu kapatabiliyor ve yatağın yanında duran, masaüstü bilgisayar kadar sessiz, küçük, kutu şeklindeki bir makineye takılıyor. Uzmanınız, apnenin ciddiyetine bağlı olarak bir hava basıncı size önerecektir.
Bu arada vücut ağırlığının yüzde 10’unu kaybeden kişilerin uykularında nefeslerinin durma sayısında yüzde 26’lık bir düşüş olduğu görüldü.

Avustralya GündemDecember 16, 2025Trafikten kaçıp şehir otobüsüne bindi
Avustralya GündemDecember 15, 2025NSW’de “Operation Shelter” başlatıldı
Avustralya GündemDecember 14, 2025Toplum lideri saldırıda öldürüldü
Avustralya GündemDecember 14, 2025SALDIRGANLAR BABA VE OĞLU
1
“Müfredatta daha fazla çokkültürlü dil”
2
OKUL OTOBÜSÜ DEVRİLDİ Öğrenciler ağır yaralı
3
MH370 uçağını arama çalışmaları yeniden başlıyor
4
AN0M uygulaması üzerinden 55 kişiye gözaltı
5
Bizim evde suçlu yoktu ama hedef biz olduk
6
Sydney’de bir kreş aniden kapatıldı!
7
On Visiting Türkiye
8
Topluma Çağrı: Bilgi Alın, Hakkınızı Kullanın
9
Victoria’da 72 Saatlik Kabus: 9 Can Kaybı
10
Avustralya basketbolunda ilk! Irkçılığa Tutuklama!
11
İşletmeci Zeynep Uzun Destek Çağrısında
12
YENİ SAYI YAYINDA
13
DÜNYA’DA BU HAFTA Bahar’ın İlk Sayısı
14
E-Bisiklet Faciası: Bir Çocuk Hayatını Kaybetti
15
Doğru Firma Seçerken Nelere Dikkat Edilmeli?