Bir jenerasyonun diğerine evrildiği, Melbourne sokaklarında bir zamanlar Türkiye’den gelenlerin en çok yoğun olduğu eski Ford Fabrikası yakınında bir dönem daha kapanıyor.
Avustralyalıların “Küçük İstanbul” dediği sokakta değişime inat “Hasret”ini yaşatan marketimiz şubat ayında kepenklerini son kez kapatacak. Sıcak mı sıcak bir yaz gününde, Fatma Genç teyzenin rehberliğinde o değişime ve dönüşüme uğrayan duyguları hissetmek için son bir tur atmak için bize eşlik etmek ister misiniz?
Efsaneleşen Hasret Gıda Pazarı, şubat sonu itibariyle kepenk kapatmaya hazırlanıyor.

Avustralya’da Türk nüfusunun en yoğun olduğu Hume gölgesinde yıllardır faaliyet gösteren ‘Hasret Gıda Pazarı’nda duygusal günler yaşanmakta.
‘Hasret Gıda Pazarı’, “Hasret” ile tüm jenerasyonların zamanla uğrak yeri oldu. Merhum Mehmet amca ve eşi Fatma Genç ile devam eden artık serüven sona erecek.
Biz de efsaneyi son birkez de olsa yerinde görüp, kültürel birikimimizde iz bırakan anıları sizlere sunalım istedik.
5 KURUŞ CENTRELINK YARDIMI BİLE ALMADI
Hasret Gıda Pazarı’nın 1990 yılında kurulduğunu, 1994 yılında ise eşi Mehmet Genç ile kendilerine devraldıklarını Dünya Gazetesi’nden Mustafa Yılmaz’a anlatan market sahibi Fatma Genç, “O zamandan beri 5,5 yıl önce kaybettiğim eşimle birlikte işlettik. Sonrasında ben ve evlatlarım marketimizi işletti.” diye konuştu.
Çok fazla çalıştım, çok yoruldum ama mutluyum
1975 yılında adım attığı Avustralya’da “non-stop” bugüne değin çalıştığını aktaran Fatma Genç, “Kasım ayının 28’inde 1975 yılında Avustralya’ya geldim. O günden beri maalesef ki durmadan çalışıyorum. Çok fazla çalıştım, çok yoruldum ama mutluyum. Bu kadar çalışıp Centrelink’ten hiçbir yardım almadığım için mutluyum. Bunca sene devlete vergimizi verip insanlara hizmetten geri kalmadık.” diye konuştu.

BİR ZAMANLARIN KÜÇÜK İSTANBUL’U..
Marketçilikte 7/24 açık olunması gerektiğini kaydeden Fatma teyze sözlerine şöyle devam etti:
“7/24 üzüntünüzü, acınızı gösteremezsiniz. Yabancı müşterimiz çok daha fazla. 5-6 bin kişinin çalıştığı Ford fabrikasının yanında yıllarca hizmet ettik. Bu mahalleyi çok seviyorum.”
Avustralya’nın Hume Bölgesinde en çok Türk göçmenin yaşadığını ifade eden Mustafa Yılmaz’ın “Buraya neden küçük İstanbul diyorlar?” sorusuna Fatma Genç şöyle cevap verdi:
“Daha önceleri hemen hemen bütün işyerleri Türk’tü. Aramızda çok az yabancı vardı. Bir Çinli, bir Yunanlı vardı, geri kalan tüm işyerleri Türk’tü. Sazlarımıza, sünnet kıyafetlerimize gören gazeteciler buraya Küçük İstanbul diye gazetelerine taşıdılar.”
YOKLUKTAN GEÇEN BİR DÖNEM
Mustafa Yılmaz’ın bu tarz kültürümüzü yaşatma adına (saz, ud, kilim) gibi şeyleri artık pek fazla göremiyoruz yorumuna Fatma Teyze, “O tarz şeyleri göremezsiniz. O zamanlar herkes hasretti! İsmimizin hasret oluşu da buradan geliyor. Türkçe televizyon, TRT ile 1999 yılında geldi. İlk seyrettiğimiz haberlerden bir tanesi 1999 Kocaeli depremiydi… Onun için herkes izine gidemiyordu. Türkiye’den gelen her şeye daha çok ilgi vardı. Şimdi herkes daha rahatlık içinde. Daha çok işyerleri açıldı. Ama bizim gibi otantikliğe dönen yok. Şimdi daha güzel, modern yerler açıldı. Onlar da bunlara ilgi göstermiyor, nereden daha fazla para kazanırız peşindeler.” dedi.
HERKESE ÇOK TEŞEKKÜR EDİYORUZ!
O yıllarda çocuklarının küçük oluşu ve Türkiye’ye gitmek için iyi bir zaman olmayışı nedeniyle marketi merhum eşiyle aldıklarını söyleyen Fatma teyze sözlerine şöyle devam etti:
“Fabrikadan ayrıldıktan sonra biraz daha birikim yapmak için yatırım yaptık. Kolay olmadı. Bir deli cesaretiydi diyelim. Hayatımızı ortaya koyduk, Allah utandırmadı. Kimselere muhtaç olmadan buralara geldik. 47 senedir Avustralya’da hiç yardım almadık. Hayata pozitif bakın diyorum. Beni şu ana kadar destekleyen Türk halkımıza, yabancılara, buraya gelenlere herkese çok teşekkür ediyorum. Şubat’ın son haftası kapatıyoruz. Bilerek veya bilmeyerek birini kırdıysam özür dilerim. Kapatacağımız için elimizdeki ürünleri bitireceğiz. Uygun fiyatlarla 30 yıllık ürünler de elimizde mevcut”
Hasretin dile geldiği o sözler ve hatıra!
Geldiğimin ilk haftasıydı, anneme mektup yazmak istedim. Eşim hemen işe başladığı için eşime pul aldıramadım ama postaneyi sordu. Post Office’i bulup sözlüğü açıp nasıl pul isteneceğini öğrendim. Orada elimdeki kağıtla gidip bana yardımcı oldular. Artık her Allah’ın günü anneme mektup yazıyorum. Yurtdışına 45 cent’e mektup yolluyorduk ki iki haftaya gidiyordu. Her gün mektup yazıp en azından ellerine haftada iki mektup geçsin istiyordum. Onlardan da bana aynı şekilde… Her gün posta kutusuna gidip bakıyordum. Mektup geldiyse ağlıyor, gelmediyse yine ağlıyordum. Gelmediyse acaba bir şey mi oldu?, geldiyse hasretlikten ağlıyordum. Gözümün yaşı kurumadan 3 sene sürdü. 3 sene sonra izne gidip anne ve kardeşimi buraya getirdim.

Avustralya GündemDecember 14, 2025Bekai için Memorial Programı
Australian NewsNovember 10, 2025Ali Aydın’a “Top 40 Australia” Ödülü
Australian NewsNovember 10, 2025IOptical’dan Bir Büyük Başarı Daha
Australian NewsNovember 5, 2025Dayanışma ve Birlik Günü
1
“Müfredatta daha fazla çokkültürlü dil”
2
OKUL OTOBÜSÜ DEVRİLDİ Öğrenciler ağır yaralı
3
MH370 uçağını arama çalışmaları yeniden başlıyor
4
AN0M uygulaması üzerinden 55 kişiye gözaltı
5
Bizim evde suçlu yoktu ama hedef biz olduk
6
Sydney’de bir kreş aniden kapatıldı!
7
On Visiting Türkiye
8
Topluma Çağrı: Bilgi Alın, Hakkınızı Kullanın
9
Victoria’da 72 Saatlik Kabus: 9 Can Kaybı
10
Avustralya basketbolunda ilk! Irkçılığa Tutuklama!
11
İşletmeci Zeynep Uzun Destek Çağrısında
12
YENİ SAYI YAYINDA
13
DÜNYA’DA BU HAFTA Bahar’ın İlk Sayısı
14
E-Bisiklet Faciası: Bir Çocuk Hayatını Kaybetti
15
Doğru Firma Seçerken Nelere Dikkat Edilmeli?