Göksu ŞAHİN- ROMAN ÖZETİ

ABONE OL

News

June 5, 2019 02:47

BEĞENDİM

ABONE OL

News

Sabahattin ALİ – Kürk Mantolu Madonna

Sabahattin Ali kimdir? Sabahattin Ali Türkiye’nin yetiştirdiği en önemli yazarlardan biridir. İçimizdekiŞeytan, Kürk Mantolu MadonnaveKuyucaklı Yusufgibi birçok roman yazmıştır. Sabahattin Ali, 25 Şubat 1907’de Eğridere’de doğmuş ve 2 Nisan 1948 senesinde Kırklareli’de vefat etmiştir. Türk edebiyatını etkileyen başarılı bir yazar ve şairdir. Romanlarında işlediği temalar sevgi ve aşk kavramlarıdır ve bu konular sayesinde romanları ön plana çıkmıştır. Hatta Kürk Mantolu MadonnaTürkiye’de en çok okunan kitapların başında gelmektedir.

“Ah Maria, niçin seninle bir pencere kenarında oturup konuşamıyoruz? Niçin rüzgârlı sonbahar akşamlarında sessizce yan yana yürüyerek ruhlarımızın konuştuğunu dinleyemiyoruz?”

Hislerini ne kadar da güzel anlatıyor Sabahattin Ali. Bu cümle her ne kadar da içten yazılmışsa gerçek bir aşk hikayesinin özetidir aslında. Aşkın her ne kadar gözümüzü boyasa da onun acı tarafını da özetlemektedir. Üzücü olan da hayatta her şeyin bambaşka olabileceği gerçeğinin bilincinde olarak ömrün geri kalan kısmına katlanmak zorunda kalıyoruz. Böyle durumlarda susmamız gerektiği anda konuşup, konuşmamız gerektiği anlarda susmaktan korkarız. Kürk Mantolu Madonnabu hisleri ve korkuları gözlerimizin önünde film şeridi gibi geçirmeye sağlayan nadir eserlerdendir.

Romanın asıl kahramanı Raif Efendi’dir. Raif Efendi romanın genelinde kendi halinde, sessiz, sakin, ahlaklı bir adamdır. Dertli olduğu zamanlarda başkalarına belli etmeyi sevmezdi, bir kenara çekilip kendi halinde olurdu. Halbuki bu sessizliğin ardında gizemli bir sevda vardır: Maria Puder diğer bir tabirle Kürk Mantolu Madonna’dır.

Raif Efendi Berlin’de gündüzleri şehri gezmektedir akşamları da sabaha kadar kitap okumaktadır. Her şey bir hafta sonu gittiği bir resim galerisinde Kürk Mantolu Madonna adlı tabloya vurulunca başlar. Bir sanatçının otoportresi olan bu esere platonik olarak âşık olur ve daha önceden hiç hissetmediği duygular hisseder. Daha sonra galeride tablonun sahibi olan Maria Puder Raif Efendi’nin yanına gider ve tabloya olan ilgisini anlar. İlk başlarda Raif Efendi onu kendisiyle alay eden biri olduğunu düşünür sonrada tablonun sahibi olduğunu anlayınca dünyası adeta değişir. Raif Efendi çok utangaç ve bu zamana kadar hiçbir kadına açılamamıştır. Diğer yandan da Maria Puder küçük yaşta babasız kalmış ve hiçbir erkeğe güvenememiştir. Buna rağmen bu ikili arasında bir tutku olur ve o günden sonra mektupla iletişim kuran ikili rüya gibi günler geçirmektedirler fakat talihsiz olaylar yüzünden romanın iki karakteri de birbirinden uzak kalmaları gerekiyordu.

Uzun bir aradan sonra Maria’dan mektuplar kesilir. Raif Efendi sebebini bilmediği için Maria’dan ümidini keser ve Maria’nın artık onu sevmediğini düşünür. Yıllar sonra Raif Efendi Maria’nın kuzenini ve yanında küçük bir kız çocuğu görür. Kuzeni Maria’nın birkaç yıl önce hamile olduğunu ve doğum sırasında vefat ettiğini söyler.

Leyla ile Mecnun, Ferhat ile Şirin hatta Kerem ile Aslı gibi efsane, dillere destan bir öykü olmayabilir Kürk Mantolu Madonna. Fakat günlük hayatımızda kendimizle özleştirebiliriz bu romanı ve sırf bu yüzden bu kitap herkes için okunacak kitaplar listesinde olması gerekiyor.

Bir romanın içinde kelimelerin insanlara hissettikleri müthiştir. Aşka olan tutkuyu en mükemmel şekilde anlatan romanlardandır Kürk Mantolu Madonna. Herkesin etkileneceğini düşündüğüm bir eserdir. Herkese şiddetle tavsiye ederim.