AVUSTRALYA’DA KULLANIMI ONAYLANDI Neden ikinci Pfizer ?

AVUSTRALYA’DA KULLANIMI ONAYLANDI Neden ikinci Pfizer ?

ABONE OL
August 9, 2021 11:58
AVUSTRALYA’DA KULLANIMI ONAYLANDI Neden ikinci Pfizer ?
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Terapötik Ürünler İdaresi (TGA), pazartesi günü Avustralyalı yetişkinlerde kullanılmak üzere Moderna aşısına onay verildi.

Avustralya Hükümeti şimdiden 25 milyon Moderna dozunu sipariş etti.

ZORLU TESTİ GEÇTİ

Başbakan Scott Morrison, Moderna’nın aşısının, COVID-19’u önleme adına 18 yaş ve üzeri kişilerde kullanımına izin verilmesi, TGA’nın zorlu güvenlik, kalite ve etkinlik standartlarını karşıladığı anlamına geldiğini söyledi.

Her aşı hayat kurtarıyor diyen Morrison, ” Bu yıl sonunda, Avustralyalıların yüzde 70’ini (aşılanmış 16 yaş üstü) aşılamaya bir bir adım daha yaklaştıracak” dedi.

Federal hükümet, her hafta 1,3 milyondan fazla aşılama hedefine ulaşmak istiyor. Avustralya Pfizer ve AstraZeneca dozlarından sonrası Moderna aşısını da kullanacak.

25 milyon doz gelecek

Avustralya Hükümeti şimdiden 25 milyon Moderna dozunu sipariş etti. İlk sipariş Eylül ayında gelecek. Gelecek 1 milyon aşı onaylı eczaneler ve diğer sağlayıcılar aracılığıyla kullanıma sunulacak.

Avustralya’ya 2021’de toplam 10 milyon doz, 2022’nin ilk yarısında ise 15 milyon ek doz daha gönderilecek.

Sağlık ve Yaşlılık Bakımı Bakanı Greg Hunt onay sonrası: “Bugünün onayı, Avustralya’nın COVID-19 aşısının kullanıma sunulması için ileriye doğru atılmış önemli bir adımdır,” dedi.

Moderna aşısı, Avustralya’da halihazırda kullanımda olan Pfizer aşısı ile aynı aşı tipi olan bir mRNA aşısıdır.

AŞININ ÖZELLİKLERİ

  • Moderna, 28 gün arayla alınıyor.
  • Pfizer aşısı ile aynı tip.
  • Moderna, mRNA bir aşısı.
  • Aşıyı kullanan ülkeler arasında: Birleşik Krallık, Kanada, Avrupa Birliği, Amerika Birleşik Devletleri ve Singapur bulunmakta.

TGA; Moderna’nın COVID-19 aşısının 12 ila 17 yaşları arasındaki genç arasında kullanımına daha izin vermedi. Kurum, gözden geçiriliyor ve önümüzdeki haftalarda başka kararlar alınabilir açıklamasını yaptı.

İnsanlarda onaylanan ilk mRNA aşısı

Euronews

Pfizer/BioNTech aşısı insanlar üzerinde kullanılmak için onaylanmış ilk mRNA aşısı olarak tarihe geçse de altında yatan teknoloji ve araştırma son 20 yıldır devam ediyordu. Şimdiye kadar hiç kullanılmamış olması nedeniyle insanlarda endişe ve kuşku yaratması normal.

İnsanlar ilk önceleri canlı mikrop ve virüslerin zayıflatılmış hallerinin vücuda enjekte edilmesine de kuşkuyla yaklaşmıştı.

Aşılar çok hızlı geliştirildi o nedenle güvenilir olamaz iddiası

Pfizer / BioNTech ve Moderna aşılarında kullanılan mRNA teknolojisi, on yıldan uzun süredir mevcut yani aşı geliştirme alanında yeni değil. Ayrıca, onaylı mRNA aşıları, insanlarda güvenlik ve etkinlik gösteren sıkı testlere ve klinik denemelere tabi tutuldu.

Bu aşı denemeleri için 90 binden fazla kişi gönüllü oldu. Pfizer-BioNTech aşısı, hastalığa karşı yüzde 95 ve Moderna aşısı, iki doz sonrası hastalığa karşı yüzde 94 oranında koruma sağladı.

Geliştirme, klinik denemeler ve onay, önceki aşılarda görülenden daha hızlı gerçekleştiği doğru. Bunun birkaç sebebi var.

Öncelikle, mRNA teknolojisi son birkaç yıldır diğer viral hastalıklar için (Zika virüsü, kuduz virüsü, respiratuar sinsityal virüs) için kullanıldı. Bu nedenle bilim insanları artık aşina oldukları tecrübe kazandıkları teknolojiyi, keşfinin hemen ardından SARS-CoV-2 virüsüne uygulayabildiler.

İkinci olarak, devlet ve özel firmalardan sağlanan finansman ve ortaklıklar, klinik araştırma aşamalarının çoğunun, tipik test tasarımı olan ‘seri’ yerine ‘paralel’ olarak gerçekleşmesine izin verdi. Tüm imkanların seferber edilmesi de süreci önemli ölçüde hızlandırdı.

mRNA aşıları Covid-19’a yakalanmamıza neden olabilir iddiası

Bu imkansız. mRNA aşıları canlı virüs içermiyor. Bazı kimselerin aşı sonrası tecrübe ettiği kol ağrısı veya hafif ateş genel olarak tüm sağlıklı bedenlerin aşılara verebildikleri olağan tepkiler.

Az sayıda da olsa daha sert yan etkiler görüldüğü oldu ve hatta çok nadir olsa da yaşamsal risk teşkil edebilecek alerjik reaksiyonlara rastlandı. Fakat bunun Pfizer/BionTech aşısında oranı 212 binde 1. Moderna aşısında ise 400 binde 1. Bu alerjik reaksiyonlar dahi henüz kimsenin ölümüne neden olmadı.

İnsanlar aşı olduktan sonra da Covid-19’a yakalanıyor, özellikle de Delta varyantına, o halde aşılar yararsız iddiası

Buna ilişkin endişeyi Fransız epidemiyolojist Antoine Flahault şöyle yanıtlıyor:

“Delta varyantı nedeniyle yeni bir dalga yaşayan İsrail ve İngitere’de olanlara bakmak yeterli. Nüfusun çoğunluğu aşılanmış olan bu iki ülkedeki yeni vaka sayıları ile hastaneye kaldırılma veya ölüm sayıları arasındaki oranlar aşılama önceki Covid dalgalarında yaşanandan çok daha düşük. Öte yandan henüz nüfusunun yalnızca yüzde 15’i ilk doz aşıyı olmuş olan Rusya’ya baktığımızda ise günde 800 ölüm ile çok belirgin şekilde yüksek bir ölüm oranı görüyoruz. Benzer durum Güney Afrika’da yaşanıyor.”

Kısaca bu canlı örnekler aşılamanın açık şekilde işe yaradığını gösteriyor. Bir aşı hiçbir zaman yüzde 100 etkili olamaz. Yüzde 100’e yakın olabilir ama daima ufak da olsa bir etkisizlik riski olur.

Covid-19 aşısı üreme kabiliyetini olumsuz etkiliyor iddiası

Bazı kişiler aşıların kısırlığa neden olabileceğinden endişeli. Ancak bu doğru değil.

Bu efsane, insan hücrelerini enfekte etmek için gerekli olan SARS-CoV-2’nin başak proteinini oluşturan kısa bir aminoasit dizisinin, fetus gelişimde hayati bir organ olan plasentada bulunan syncytin adı verilen bir proteinle paylaşılıyor olması nedeniyle ortaya çıktı.

Ancak bu proteinleri inceleyen uzmanlara göre, dizi benzerliği, kısırlığa yol açacak tehlikeli bir bağışıklık reaksiyonunu tetiklemek için çok kısa.

Buna ek olarak, erken gebelikte meydana gelen düşüklerin arttığına dair hiçbir kanıt bulunamadı. Aksine SARS-CoV-2 enfeksiyonundan sonra başarılı hamilelik kayıtları var. Dolayısıyla bizzat virüsün ve virüse bağışıklık sisteminin verdiği tepkinin dahi üreme fonksiyonlarını olumsuz etkilediğine dair bir bulgu yok.

Pfizer-BionTech aşısının test aşamalarında gönüllü olan kişiler arasında sonradan hamile kalan çok sayıda denek var. Bunların hiçbirinde düşük vakası da yaşanmadı.

mRNA aşıları kansere neden olabilir iddiası

Bu iddiayı doğrulamak da yanlışlamak da çok zor. Kanserojen maddelerin etkisi birkaç haftada birkaç ayda görülmez. Bu tür iddialarla ilgili gerçeklerin anlaşılması yıllar alır. Eğer bu iddia doğruysa yıllar içerisinde büyük bir kanser epidemisi ile karşılaşmamız gerekir.

Ancak bu noktada bilmek gerekir ki vücuda aldığınız, yuttuğunuz, içinize çektiğiniz ve yediğiniz her şey ile kanserojen maddelere, partiküllere maruz kalabilirsiniz. Solunan kirli hava nedeniyle bile bu olabilir. Aşıların kansere neden olduğunu göstermiş ve direk bağlantı kurabilmiş olan bugüne kadar hiçbir bilimsel çalışma yoktur.

Aşının yan etkileri virüsten daha tehlikeli iddiası

Eğer gençseniz ve kalp kası enflamasyonu gibi çok ciddi bir yan etki nedeniyle yoğun bakıma kaldırılmışsanız o zaman evet aşının yan etkisi virüsten daha kötüdür denilebilir ancak bu senaryo son derece düşük bir olasılık. Bununla birlikte genç ve sağlıklı olmayan insanlar açısından bu senaryonun gerçekleşmesi aşı olmadıkları takdirde çok daha büyük bir olasılık.

Benzeri durum çiçek hastalığı aşısı için de geçerliydi. Aşıyı olanların milyonda bir ölme riski mevcuttu ancak hastalığın salgın halinde olduğu ve yılda iki milyon çocuğu öldürdüğü bir ortamda hiç kimse bu düşük olasılık nedeniyle aşının gerekliliğini sorgulamadı. Ne zaman ki çiçek hastalığı sona erdirildi o zaman aşılama da bitti.

Şimdiye kadar yaklaşık 1,5 yıl içerisinde Covid-19 bilinen rakamlara göre 4 iyimser tahminli rakamlara göre 8 milyon civarı insanın ölümüne neden oldu. Covid aşısının bazen kötü yan etkilere neden olduğu doğru ancak aşı da virüs de farklı yaş gruplarında farklı riskler taşıyor. Zaten bu nedenle de aşılama yaş gruplarına göre hiyerarşik olarak yapılıyor.

Yazar Hakkında

YONETICI

En az 10 karakter gerekli