Koalisyonun ulusal güvenlik kanunları gazeteciliği tehdit ediyor

ABONE OL

News

February 2, 2018 03:38

BEĞENDİM

ABONE OL

News

Ulusal güvenlik ve yabancı bağışlarla ilgili teklif edilen kanun değişikliklerine itirazlar komiteye sunuldu.

Turnbull hükümetinin Avustralya’daki gizlilik kanunlarını değiştirme planının çok geniş çaplı ve dağınık olduğu, kamu çıkarına yapılan gazeteciliği tehdit ettiği hükümet soruşturması sırasında ifade edildi. Salı günü bir araya gelen istihbarat ve güvenlik parlamento komitesi hükümetin teklif ettiği ulusal güvenlik yasa tasarısını tartıştı ve yasa teklifine karşı çıkanları dinledi. Komitenin odaklandığı değişiklikler genel olarak gazetecilerin ve muhbirlerin 20 yıla kadar hapis cezası alabilmesinin yolunu açacak ulusal güvenlik değişiklikleri ile yabancı organizasyonlar adına lobicilik faaliyetleri yapanların kayıt olmasını gerektirecek yabancı etki şeffaflık tasarısı. Ulusal güvenlik reformları ile birlikte Avustralya’nın çıkarlarını tehlikeye atacak bilgileri paylaşan herkese verilebilecek ceza süresi 10 katına çıkarılıyor. Hükümet yeni kanunların Çin ve Rusya gibi ülkelerin artan etkisine karşı tepki olduğunu öne sürerken, başsavcı George Brandis yabancı etkinin dorukta olduğu bu zamanlarda yeni kanunların gerekli olduğunu vurgulamıştı. Ancak bu teklif gizlilik kanunlarına yapılacak değişikliklerin gazetecilere ve WikiLeaks gibi organizasyonlara da uygulanmasını beraberinde getiriyor. Medya, Eğlence ve Sanat Birliği’nden Paul Murphy teklif edilen yasa tasarısının gazeteciler ve editörlerin kanunları ihlal edip etmediğini belirsiz hale getireceğini iddia etti: “Bu yasa değişiklikleri ile birlikte kamu çıkarına gazetecilik yapan gazeteciler ve medya kuruluşları, hangi noktada suç işlediklerini bilemeyecekleri için gazetecilik yapmaktan çekinebilirler.” Adil ve tutarlı gazetecilik yapan gazetecilerin bu yasa tasarısından muaf tutulacağı yasada belirtilmiş olmasına rağmen, medya kuruluşları bu kavramların çok geniş anlamlı olduğunu ve farklı anlaşılmalara açık olduğunu vurguladılar. Duruşma sırasında söz alan İşçi Partisi adalet sözcüsü Mark Dreyfus, “Başkan Trump ile New York Times editörünün adil ve tutarlı gazetecilik anlayışı çok farklı olabilir” diye belirtti.