Yoğurttan işler

Yoğurttan işler

ABONE OL
April 16, 2025 02:14
Yoğurttan işler
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Bu günlerde farklı ortamlarda sanki hep yoğurt mevzusu konuşuldu gibi geldi bana. Bir hanım diğerine “sende ev yoğurdundan yoğurt mayası var mı, çocuğuma yoğurt mayalayacağım” diye sordu, yokmuş ama kimde olabileceğini söyledi. Evime gelen yaşlı ablam, kocası sabah yerinden kalkamayınca ona biraz yoğurttan ayran yapıp içirmiş, amca hemen iyi olup ayağa kalkmış, “ayran tansiyonuna iyi geldi” dedi. Bir ablamda “ben yıllardır ne güzel taş gibi yoğurt mayalardım. Geçenlerde bir arkadaşım benden yoğurt mayalama tarifi sordu, bende uygulamalı gösterdim, sevindi gitti. Ama o günden bu yana yaptığım hiçbir yoğurt güzel olmadı, defalarca denedim, ayarım bozuldu…arkadaşım elimdeki marifetimi aldı sanki artık yoğurt mayalayamıyorum” dedi.

Doğrusu, hangi marka olursa olsun Avustralya’da üretilen yoğurtları çok beğeniyorum, çoğu helal, hem lezzetli hem de uzun ömürlü. Son yıllarda her markanın “Greek yoğurdu” var ama Hindistanlılar ve Perslerin damak tadına uygun da yoğurtlar üretiliyor. Bazı yoğurtlar üzeri bol kaymaklı, bazısı biraz ekşi, kimisi de taş gibi sert olabiliyor. Ne güzel, bir ve iki kilolu kaplarda olması sayesinde yoğurdunuzu israf etmeden yiyebiliyorsunuz.

   Acil durumlarda ev yapımı gibi hafif sulu üzeri kaymaklı yoğurtlardan alıyorum. Misal, havuçlu, biberli, patlıcanlı falan dips yapmak için güzel oluyor. Ama sakin zamanlarda evde yoğurt mayalamayı, sonucu sevinçle seyretmeyi, ev halkına “bakıın” diyerek show yapmayı seviyorum. Eskiden ninem ineklerden veya koyunlardan sütü tazecik sağar, temiz bezlerle süzer sonra biraz kaynatarak pişirirdi. Süt kısık ateşte beş on dakika karıştırarak kaynatılınca içindeki su miktarı azalır, mikrop varsa ölür sağlıklı hale gelirdi. İnekler ve koyunlar her gün düzenli süt verdiğinden ninem her sabah yoğurt mayalardı. Mutfağın kuytu bir köşesine bohça, battaniye gibi bezlerden yuva yapar kaynayan sütü orada ılık olmaya bırakırdı.  Serçe parmağını yakmayacak sıcaklığa gelen süte bir kaşık yoğurdu aynı sütle karıştırıp ayran gibi içine döker kapağını kapatırdı, sonra örtülerle sıkıca örter mayalanmaya bırakırdı. Akşama doğru tazecik yoğurt ekmeğe katık olmaya hazır olurdu.

   Ben bildiğim halde internetten bakıp daha kolay teknikle çok güzel yoğurtlar mayalamayı başardım. Bazen süpermarketlerde tarihi geçmek üzere olan bol kaymaklı güzel sütleri ucuzluğa koyduklarına rastlarsam hiç kaçırmıyorum hemen yoğurt yapmak için alıyorum. Değilse süpermarketlerin markasından en ucuz sütlerle de çok güzel yoğurt oluyor. Misal iki litre süte iki yüz ml kadar kaymak ilave ediyorum, ev halkı kaymaklı seviyor. Birisi bana “tereyağı koysak olur mu?” diye sordu, tavsiye etmem, güzel olmuyor. Şimdilerde her yerde helal “cream” dediğimiz kaymaklar var ve sütle beraber kaynattığınızda karışıp gidiyor, yoğurt bol kaymaklı güzel oluyor. Her zamanki gibi serçe parmağınızı yakmayacak kadar ılık olduktan sonra fırını doksan derecede açıyorum, ardından bir kaşık yoğurt mayasını dolaptan çıkarıp bir kase de sütle çırpıp ayran haline getirip ılık süte karıştırdıktan sonra yoğurt olsun için fırına yerleştiriyorum. Bir tencerede olabilir, cam kap veya kaselerde olabilir, kapaklarını kapatıp ılık hale gelen fırını hemen söndürüp kapatıyorum. Yani fırını toplamda altı-yedi dakika ısıtmak yeterli oluyor, altı yedi saat sonra tazecik yoğurt mayalanmış hazır oluyor. Fırından çıkardığınız yoğurdu hemen buzdolabına koyup biraz dinlendirmek daha güzel hale getiriyor.

    Yoğurdun insanoğluna faydalarını bilmeyenler araştırıp öğrene dursunlar ama bizler bebeklerimizi yedirmeye yoğurtla başladık. Bebekler ekşi olmayan ev yoğurdunu severler ve kolay hazmederler. Dişleri olmayan, her şeyi yiyemeyen yaşlılarımız da yoğurdu severek yerlerdi. Başka milletlerde var mı bilmiyorum ama biz Türkler ayran içmeden olamayız, sıcak yaz günlerinin en güzel içeceği buz gibi bir ayrandır. Ev yoğurdundan bol naneli yayla çorbası da çok güzel olur. Bazen mayalama aşamasında yapılan ufak yanlışlıklar sayesinde yoğurt ekşi bir tatta olabilir. Öyle zamanlarda ninem yoğurdu hiç telef etmezdi, hatta biraz fazla olduğunda falan hemen temiz bir bez keseye döker suyunu süzdürürdü. Birkaç gün suyu süzülüp sertleşen kese yoğurdunu biraz tuzladıktan sonra ekmeğimize sürüp yerdik. Kese yoğurduna çörek otu, peynir kırıntısı, dere otuyla filan karıştırıp çok lezzetli kahvaltılık çeşidi yapabilirsiniz. Bizimkiler yoğurdun suyunu da çok faydalı diye hiç telef etmezler ya hamura karıştırırlar ya da öylece içerlerdi. Dünyanın her yerinde sevilerek yenen bu kıymetli gıda hakkında daha yazabileceğim çok şeyler var ama şimdilik bir fıkrayla noktalayalım.

    Askerliğin iki yıl sürdüğü zamanlarda, askerden gelen adamın selam- sabahtan sonra evdeki üç tane çocuk dikkatini çekmiş. Ortalıktaki üç çocuktan en küçüğü oturmuş bir kenarda kâseden yoğurt yemekle meşgulmüş. Adam hanımına usulca “hanım ben askere giderken bir çocuğumuz vardı, ikincisi de karnında olmuş olsa -en küçüğü işaret edip- bu kim” diye sormuş. Kadın cevaben” amaan…onun sana ne zararı var… yazık oturmuş yoğurdunu yiyor” demiş. 

Pembegül Abla

Yazar Hakkında

PEMBEGUL ABLA MELBOURNE

En az 10 karakter gerekli