Başbakan Malcolm Turnbull eyaletler ile yapılan güvenlik önlemleri anlaşması dahilinde yürürlüğe konulacak otomatik yüz tanıma uygulamalarının kitlesel gözetim anlamına gelmediği öne sürdü.
Federal hükümetin eyalet liderleri ile yaptığı güvenlik anlaşmasına göre, federal ve eyalet polisine yalnızca terör şüphelilerinde değil birçok cezai soruşturma dahilinde de şüphelilerin pasaport, vize, kimlik, ehliyet fotoğrafları gibi bilgilere erişim sağlama hakkı verileceği açıklandı. Başbakan Turnbull Perşembe günü yapılan COAG toplantısında yapılan biyometrik fotoğraf eşleştirme anlaşmasının “Biri Bizi Gözetliyor” tarzı kitlesel gözetim uygulaması olmadığını, istihbarat ve güvenlik kurumları arasındaki veri paylaşma anlaşmalarının modernleştirilmesi anlamına geldiğini öne sürdü: “Bu anlaşma gözetim veya ‘kitlesel gözetim’ anlamına gelmiyor.” Turnbull bu anlaşmanın güvenlik kamerası görüntüleri ile bağlantılı olarak çalışacağını açıkladıktan sonra güvenlik birimlerinin düzenli olarak muhtemel suçluların kimliklerini doğrulama amacıyla veri paylaşımında bulunduğunu belirtti: “Mevcut prosedürler, eski ve 21.yüzyıla uygun değildir. Bizim yaptığımız tek şey bu prosedürleri güncelleştirmektir.” Turnbull aynı zamanda özel şirketlere hükümet izni dahilinde bu verilere erişim hakkının verilebileceğini de doğruladı. Queensland Eyalet Başkanı Annastacia Palaszczuk, yeni sistemin önümüzdeki yıl Brisbane’da yapılacak Commonwealth Oyunları’ndan önce yürürlüğe girmesini istediğini ve kamu güvenliğini sağlama açısından çok önemli bir yer tuttuğunu vurguladı. Gölge başsavcı Mark Dreyfus ise yapılan anlaşmalar ile ilgili İşçi Partisi’nin çekimser tutumunu ortaya koydu: “Bu önlemlerin birçoğu akla yatkın gözüküyor ancak teklif edilen maddelerin detaylarını görmeden bir açıklamada bulunmak doğru olmaz. Güvenlik ve özel hayatın gizliliği arasındaki dengenin sağlanması çok önemlidir.” Yeşiller ise yapılan değişikliklere karşı durduklarını açıkladılar. Adalet sözcüsü Nick McKim, alınan önlemlerin insanların keyfi tutuklamadan muafiyet ve özel hayatın gizliliği gibi temel haklarının ihlali olduğunu öne sürdü: “İnsanları herhangi bir suçlamada bulunmadan 2 hafta boyunca gözaltında tutmak Avustralya’nın değerlerine ve hukukun üstünlüğüne aykırıdır. İnsanların fotoğraflarını içeren büyük bir veri tabanı oluşturulması da özel hayatın gizliliğiyle uyuşmamaktadır.”