1970 doğumluyum. 1987 yılında ailemle birlikte Avustralya’ya göç ettik. Liseyi ve üniversiteyi Melbourne’da okudum. Müzik öğretmenliği, orkestra yönetmenliği ve aranjörlük eğitimi aldım. Melbourne’daki çeşitli okullarda 18 yıl akademisyen olarak çalıştım. 2006 yılında Melbourne’daki sanatçı dostlarımla birlikte Okyanusya Sanat’ı kurduk. Şu ana kadar kendi yazdığımız 9 tiyatro prodüksiyonu ve onlarca konser sahneledik, birçok farklı kültürel etkinlikte sahne aldık. 2010 yılında da kendi müzik prodüksiyon şirketim Studio Tempo’yu kurdum. Evli ve bir çocuk babasıyım.
Studio Tempo çatısı altında müzik kayıt ve aranjörlük çalışmalarımız devam ediyor. Aynı zamanda farklı enstrümanlar ve şan eğitimi üzerine de akademik çalışmalarımız ve kursiyer programımız var. Bunun yanı sıra Okyanusya Sanat ile konser ve tiyatro prodüksiyonları sahneliyoruz. Gerek bireysel gerekse Okyanusya Orkestrası ile aranje, beste ve müzik çalışmalarımız devam ediyor. Önümüzdeki günlerde müzik ve sanat içerikli bir de youtube programının hazırlığı içerisindeyiz.
Müziğe 8 yaşımda ailemin aldığı gitar ve hemen sonrasında piyano ile başladım. Arkadaşlarımla kurduğumuz okul orkestralarında sahneye çıkmaya başladım. 14 yaşından beri hiç durmadan müzik piyasasında profesyonel sahne hayatım devam ediyor. Lise sonrası üniversitede, önce müzik öğretmenliği sonra da aranjörlük ve orkestra yönetmenliği eğitimi aldım. Melbourne’daki farklı orkestralarla, konser ve çok kültürlü etkinliklerde görev aldım, stüdyo çalışmalarında enstrümanist ve aranjör olarak çalıştım. Türkiye’den gelen birçok sanatçıya eşlik ettim ve sahne paylaştım.
2006’dan beri de Okyanusya Sanat ve Studio Tempo çatısı altında müzik, tiyatro ve akademik çalışmalarımız devam ediyor. Bizlere yol gösteren büyüklerimizden aldığımız eğitimi ve birikimi sanatçı dostlarımla birlikte sürekli ileriye taşımaya, kaliteli sanat prodüksiyonları sahnelemeye ve üretmeye çalışıyoruz.
Mehmet Sözer, Melbourne’daki çeşitli okullarda 18 yıl akademisyen olarak çalıştı. 2006 yılında Melbourne’daki sanatçı dostlarıyla Okyanusya Sanat’ı kurdu. Şu ana kadar kendi yazdığı 9 tiyatro prodüksiyonu ve onlarca konser sahnelediler, birçok farklı kültürel etkinlikte sahne aldılar.
Salgın elbette Dünya’nın her yerinde ve her sektörde olduğu gibi bizi de olumsuz etkiledi. Planladığımız bazı sahne prodüksiyonlarımızı ertelemek, akademik çalışmalarımızı da ‘online’ olarak devam ettirmek zorunda kaldık. Ekibimizdeki arkadaşlarımızla bir araya gelemediğimiz için de ekip olarak üretme anlamında kısır bir süreç oldu. 2021 için tekrar bir araya gelerek ekip olarak konuşmaya ve çalışmalarımıza başladık.
Bu zorlu dönemde ekip olarak bir araya gelemesek de, kendi stüdyomda olmamın avantajı ile süreci artıya çevirerek uzun zamandır aklımda olan, sevilen şarkı ve halk ezgilerinin ‘cover’ aranjelerini kaydetme hayalimi gerçekleştirmeye yoğunlaştım. Sosyal medya sayfalarımızı ve youtube kanalımı yaptığım paylaşımlarla daha aktif hale getirmeye ve içerik üretmeye çalıştım. Neredeyse bütün zamanımı yaptığım aranjelere ve stüdyo çalışmalarına harcadım. Bu da sahneden ve ekip arkadaşlarımdan uzak kalmak zorunda olduğum bu zorlu dönemde üretmeye devam ettiğim için ruh halime iyi geldi ve beni sürekli dinç tuttu.
Beste çalışmaları yapmak, orijinal eserler üretmek elbette çok keyifli. Ancak, yıllarca müzik yolculuğumuza yoldaş̧ olmuş̧, sahne performanslarımızda icra ettiğimiz unutulmayan şarkıları, dilimizden düşmeyen halk ezgilerimizi kendi yorum ve aranjelerimizle müzik dostlarımızla buluşturmaktan da büyük keyif alıyoruz. Sıradanlaşan ve sığlaşan müzik sektörü nedeniyle müzik severler kaliteli aranjeler dinlemek ve hayatlarında yer etmiş o unutulmaz şarkı ve halk ezgilerini farklı dokunuşlarla dinlemek istiyorlar. Yazdıkları güzel yorumlarda da bunu açık açık dile getiriyor ve çalışmalarımız için bize teşekkür ediyorlar. Orijinal versiyonları bilinen ve sevilen eserleri değişik aranjelerle jazz, rock, funk, reggae gibi çeşitli müzik türlerinde farklı bir yorumla dinlemek sevindirici bir ilgi gördü. Zamanla oluşturduğumuz hedef dinleyici kitlesi ile şu anda Avustralya haricinde Türkiye, Azerbaycan, Kıbrıs ve çeşitli Avrupa ülkelerinden, kısacası Türkçe müzik dinleyen, Dünya’nın her yerinden çalışmalarımızı takip eden müzik dostlarımız var. Çok güzel yorumlar ve paylaşımlar alıyoruz. Bu motivasyon ve sorumlulukla ileriki günlerde farklı ses sanatçısı ve müzisyen dostlarımızın da katılacağı daha kapsamlı ortak çalışmalarımız da olacak. İnternet üzerinden kayıt çalışmaları yaparak Türkiye’den değerli müzisyen dostlarımızla da güzel çalışmalar gerçekleştirmeyi hedefliyoruz…
Yerel sanatçılara bazen gösterilmeyen ilgiye, yapılan yanlışlıklara ve duyarsızlıklara enerji harcayıp üzülmektense, sanatçı olarak işimize bakıyoruz.
Proje kapsamında şu ana kadar 6 farklı eseri Melbourne’daki kendi stüdyomuz Studio Tempo’da aranje edip, klipleriyle birlikte paylaştık. Toplamda 3 Milyonun üzerinde izleyiciye ulaştık ve sayımız her geçen gün artıyor. Eserlerimizi seçerken herhangi bir sanatçı veya tür seçimi yapmıyoruz. Müzik severlerin hayatlarında yer etmiş unutulmayan besteci, yorumcu ve halk ozanlarımızın eserlerini, anonim ezgileri, kendi dokunuş ve aranjelerimizle kaydediyoruz. Sanırım müzik dostlarımızın hoşuna giden de bu olsa gerek. Biraz eskiye özlem biraz da dinledikleri farklı aranjeler. Herhangi maddi bir beklentimiz de yok. Hem bu ölümsüz eserlerin yaratıcısı sanatçı büyüklerimizi onura ediyor hem de çalışmalarımızı Okyanusya Sanat sayfalarımızda ve youtube kanalımda yayınlıyoruz.. Gösterilen ilgi ve beğeni bizi gerçekten çok mutlu ediyor…
Tabi ki, beste çalışmaları yaratıcı olmak ve müzik donanımınızı orijinal eserlerde sergilemek anlamında çok keyifli ve ilham verici oluyor. Yıllar içerisinde gerek bireysel gerekse orkestra arkadaşlarımla kayıt ve albüm çalışmalarımız oldu. En son geçen yıl ‘Son Ki Üç Dört’ adlı orijinal eserlerden oluşan yeni bir bireysel albüm çalışmam oldu. Albümün altyapı ve şan kayıtları Melbourne’daki kendi stüdyomuzda, bazı renk enstrüman kayıtları da İstanbul’daki Şenyaylar Stüdyosu’nda, Türkiye’nin önde gelen müzisyenleri Özcan Şenyaylar, Okan Kovancı, Aykut Sütoğlu gibi sanatçıların da destek ve katılımıyla gerçekleşti. Albümümüzün tanıtım lansmanını önce Melbourne’de gerçekleştirdik. Daha sonra da Mavi Deniz Müzik etiketiyle Türkiye’de de CD olarak büyük şehirlerde dağıtımı ve tüm müzik platformlarında dijital olarak yayınlanması gerçekleşti. Bu yılın başında da albümdeki ‘Bir Kelebek Misali’ şarkımızın klibi Seyhan Müzik etiketi ile Türkiye’nin en büyük müzik platformu Youtube Netd’de yayınlandı.
Sözer, ‘Nihayetinde sanat hayatınızda geride bıraktıklarınız kadar değerli oluyorsunuz.’
Okyanusya Orkestrası ile periyodik olarak tema konserleri düzenliyoruz, farklı kültürel festival organizelerinde de sahne alıyoruz. 2021’de, ki Okyanusya’nın 15. Yılı, yine güzel konser prodüksiyonlarımız olacak. Elbette salgın sanat severlerin etkinliklere katılma alışkanlıklarını olumsuz etkiledi, normale dönmek zaman alacak ama biz çalışmaya devam edeceğiz. ‘Covers’ projemiz de yeni aranjelerle devam edecek. Tiyatro ekibimizle de yeni bir orijinal tiyatro eserinin altyapı ve senaryo fikri oluşturma çalışmalarına başladık. Bizi en çok heyecanlandıran projemiz ise hazırlıkları içerisinde olduğumuz müzik ve sanat içerikli bir youtube programı… Bunu da önümüzdeki yıl hayata geçirmeyi hedefliyoruz….
Orkestramızın icra edeceği müzikler ve sunumla, müzik ve sanata dair her şeyin konuşulacağı ve konu edileceği, zaman zaman konuk müzisyen, sanatçı veya meslek gruplarından misafir de ağırlayacağımız, interaktif ve tiyatrolu bölümlerin de yer alacağı güzel bir sanat programı hedefindeyiz. Bunun için de tüm teknik ve içerik hazırlığımızı yapmaya başladık, çalışıyoruz. 2021 ile birlikte umuyoruz ki bu projemizi tüm sanat dostlarımızla buluşturacağız.
Sanatçı Mehmet Sözer’in geçen yıl çıkardığı albümümün kapak resmi.
50 yıl önce Türkiye’den Avustralya’ya gerçekleşen ilk göç zamanına göre, ki bu Kıbrıslı Türkler için 70 yılı aştı, çok farklı bir zamanda yaşıyoruz. Üçüncü ve dördüncü nesil gençlerimiz var. İnternet ve teknoloji çağındayız. İnsanların öncelikleri, beklentileri, uğraşları ve ilgi alanları artık çok farklı. Yıllar içerisinde büyük özverilerle, genellikle dernek ve cemiyet çatıları altında sanatsal faaliyetler sürdürüldü. Güzel bireysel çalışmalar da oldu, oluyor da. Son dönemlerde çok başarılı özel sanat grupları da oluştu, kaliteli çalışmalar yapıyorlar. Avustralya’da yaşayan bir sanatçı olarak burada bize gösterilen veya bazen görmediğimiz ilgi üzerine hayıflanacak onlarca konu açabilirim. İyi niyetten şüphe etmemekle birlikte, dernek ve cemiyet çalışmalarında, festival organizelerinde, kültürel etkinliklerde yapılan yanlışlar ve eksiklikler maalesef çok.
ŞevkİNİZİ kıran, Onur kırıcı bİr söz; ‘Bİlet alalım gİtmesek de olur, destek olur sİze.’
Avustralya’da birçok yetenekli müzisyenimiz, sanatçımız, bu işe gönül vermiş gencimiz var. Buradan Türkiye’ye gitmiş veya Avustralya’da başarılı çalışmaları olan örnekler de var. Artık Dünya’ya sanatınızla ulaşmak çok daha kolay ve çabuk. Müzik ve sanatsal faaliyetlerimizi düğün dernek işleriyle kısıtlı tutmayıp, mutlaka üretmeye, paylaşmaya ve kaliteli eserler oluşturmaya yönelik çalışmalar yapmalıyız. Kendimize ve yeteneğimize güvenmeli, yapıcı ve gerçekçi olarak yeri geldiğinde de büyük düşünebilmeliyiz.
Tüm müzik çalışmalarımıza, ‘Covers’ projemizdeki tüm eserlere ve diğer tüm etkinlik paylaşımlarımıza Okyanusya Sanat Facebook sayfamızdan ve Mehmet Sözer Youtube kanalımdan ulaşabilirler. ‘Son Ki Üç Dört’ albümündeki eserlerimize de tüm önde gelen dijital platformlardan erişilebilir.
Ben de size bu güzel sohbet ile bana, Okyanusya Sanat’taki arkadaşlarıma ve diğer tüm sanatçı arkadaşlarıma gösterdiğiniz ilgiden ve çalışmalarımızdan bahsedebilme fırsatı verdiğinizden dolayı çok teşekkür ederim…