Pazartesi gününden itibaren, yeni “bağlantıyı kesme hakkı” yasaları yürürlüğe giriyor. Bu yasalar, işverenlerin mesai saatleri dışında telefonlarını açmayı reddeden çalışanları cezalandırmalarını engelliyor. Ancak, Tory Shepherd’ın bildirdiği gibi, belirli koşullar altında hala cezalandırılabilirler.
İLGİLİ HABER: YENİ İŞÇİ HAKKI “Right to Disconnect” Nedir?
Avustralya Hizmetler Sendikası, sendikanın kampanyası sonrası değişiklikleri memnuniyetle karşıladı. Yardımcı Ulusal Sekreter Emeline Gaske, değişiklikleri “gerekli bir koruma” olarak nitelendirdi.
Bir anketimiz, çalışanların %70’inin belirlenen çalışma saatlerinin dışında düzenli olarak iş yaptığını ve neredeyse üçte ikisinin hastalık, tatil veya diğer izinlerdeyken iş ile ilgili konular için iletişime geçildiğini ortaya koydu. Yarımı, iş saatleri dışında arama yapmadıkları veya e-postaları kontrol etmedikleri takdirde kariyerlerinin olumsuz etkileneceğinden endişe duyduğunu belirtti.
Bağlantıyı kesme hakkı, bugünden itibaren orta ve büyük işletmelerde çalışanlara uygulanacak. Küçük işletmelerde çalışanlar için ise bu hak, 12 ay sonra geçerli olacak.
Murray Watt, Yeni “Bağlantıyı Kesme Hakkı” Yasalarını Detaylandırdı
İstihdam ve İş Yeri İlişkileri Bakanı Murray Watt, ABC News Breakfast’ta yeni “bağlantıyı kesme hakkı” yasaları hakkında konuştu. Bakan Watt, yasaların iş saatleri dışında makul olmayan telefon çağrıları ve e-postalar alındığında nasıl uygulanacağını ele aldı.
Watt’a, farazi bir senaryo olarak, işten sonra Başbakan’dan gelen makul olmayan telefonlar ve e-postalarla ilgili nasıl bir yol izleneceği soruldu. Watt, “Benim gibi birinin, iyi bir maaş aldığı için çağrıya açık olması bekleniyor. Bu, ABC’deki çok genç bir çalışan ile çok farklı. Onların mesai saatleri dışında iletişime geçilmemesini umuyorum, ama bu muhtemelen oluyor,” şeklinde yanıt verdi.
Acil durumların farklı olduğunu belirten Watt, “Standart meseleler, bir sonraki iş günü bekleyebilir. İşverenler bu tür durumlar için bir sonraki iş gününü beklemeli,” dedi.
Watt, “Hepimiz bazen işten sonra, aslında bir sonraki iş gününe kadar bekleyebilecek konularda patronumuzdan e-posta ve telefonlar alıyoruz. Bu nedenle, çalışanların özel yaşamlarını, aileleriyle ve arkadaşlarıyla vakit geçirme, spor yapma gibi etkinliklerden keyif almalarını sağlamak için bu tür iletişimlerin iş gününe bırakılması gerektiğini düşünüyorum. Aksi takdirde, ücretli olmadıkları bir dönemde masaya bağlı gibi hissetmeleri adil değil,” şeklinde ekledi.