Osmanlı-Avustralya ilişkilerinin tarihi, Suriye ve Lübnan bölgelerinden Avustralya’ya yönelik göçlerin yoğunlaştığı XIX. yüzyılın ikinci yarısına kadar uzanmaktadır. Osmanlı Devleti ve Avustralya yerel hükümetleri, göçleri önlemeye çalışmışlarsa da ada ülkede yaygın olarak yapılan gezdiricilik mesleğinin göçmenlere çekici gelmesi ve servet edinme hayalleri girişimlerin başarılı olmasını engellemiştir.
Osmanlı Devleti, Avustralya’daki tüccar ve vatandaşlarının hak ve hukuklarını koruyabilmek için bu ülkenin bazı şehirlerinde konsolosluklar açmıştır. Avustralya’da bulunan endemik hayvan ve bitki türleri Osmanlı devlet adamlarının ilgisini çektiği için Osmanlı ülkesine getirme girişimlerinde bulunmuşlardır. Avustralya’daki Osmanlı yerleşimciler ve tüccarlar Balkan ve I. Dünya Savaşı yıllarında Osmanlı Devleti’ne nakdi yardım göndermişlerdir.
I. Dünya Savaşı’nda Anzak birlikleri içinde yer alan Avustralyalı askerlerin Gelibolu’daki serüveni, savaş sonrası ilişkileri de olumlu etkilemiş, Avustralyalı devlet adamlarıyla asker ailelerinin Gelibolu’daki anıt mezarları ziyaretleri iki ülke ilişkilerinin Cumhuriyet döneminde de artarak gelişmesini sağlamıştır. Bu çalışmada, Osmanlı-Avustralya ilişkilerinin ortaya çıkış, gelişme ve cumhuriyet dönemine uzanan süreci incelenmeye çalışılmıştır.
1. GİRİŞ
Günümüzde yaklaşık 8 milyon km2lik yüzölçümü ve 24 milyon nüfusu ile Okyanusya
kıtasında bir ada ülkesi olan Avustralya, XVII. yüzyılın başlarında Hollandalı denizciler
tarafından keşfedilmiş ancak, bir süre sonra İngiliz göçmenlerin sevk edilmesiyle İngiltere’nin
nüfuz ve egemenlik alanına dâhil olmaya başlamıştır.
XVIII. yüzyılın ikinci yarısından itibaren İngiliz kolonisine dönüşen ülke, Kuzey
Amerika’daki İngiliz kolonilerinin ayaklanarak Amerika Birleşik Devletlerini kurmalarının
ardından dominyon statüsüne dönüştürülmüş ve İngiliz Uluslar Topluluğu (British
Commonwealth) içinde yer almıştır. Günümüzde sembolik de olsa İngiltere Kraliçesine bağlı
olan Avustralya’nın Osmanlı Devleti ile ilişkilerinin temeli, ada ülkeye yönelik XIX. yüzyıl
göçlerine dayanmaktadır.
DÜNYADA GÖÇ ARTTI
Sanayi Devrimi’nin etkisiyle XIX. yüzyılda mal, insan ve sermayenin uluslararası dolaşımının artması, sömürgeci ülkelerin, sömürgelerini hammadde ihraç edip mamul mal ithal eden ülke durumuna dönüştürmek amacıyla sömürgelere yönelik nüfus göçü ve yerleşimini teşvik etmesi, savaşlar, sınır değişmeleri, doğal afetler, siyasi-dini baskılar, ulaşımın ucuzluğu ve ekonomik nedenlerle başta Avrupa ülkelerinden olmak üzere dünyanın değişik bölgelerinden milyonlarca insan, Birleşik Amerika, Kanada, Avustralya, Güneydoğu Asya, Yeni Zelanda, Güney Afrika, Karayıp Adaları ve Latin Amerika’ya göç etmiştir.
BEYAZ OLMAYANLARIN ÜLKEYE GİRİŞİ YASAKLANDI
Yerleşime uygun geniş alanlara sahip olması nedeniyle Çin, Orta Doğu, İngiltere ve diğer Avrupa ülkelerinden yoğun göç alan Avustralya’ya XIX. yüzyılın sonlarından itibaren Suriye, Irak, Lübnan gibi Osmanlı coğrafyasından da göçler başlamıştır. Yoğun göçmen kitlesini iskân ve istihdamda zorlanan ülke, öncelikle Çin’den gelen göçmen akınının durdurulması için önlem almak zorunda kalmış ve 1885 yılından itibaren uygulamaya başladığı “Beyaz Avustralya” politikasıyla sarı ırktan göçmenlerin ülkeye girişlerini yasaklamıştır.
Suriye bölgesinden Avustralya’ya yönelik göçlerin de hızla artmaya başlaması üzerine eyaletlerdeki parlamentolar Çinlilere uygulandığı gibi göçlere karşı caydırıcı önlem olabileceği düşüncesiyle 1893 yılından itibaren şahıs vergisi koymaya başlamış, ancak uygulamadan yeterli düzeyde olumlu sonuç alınamamış olmalı ki İngiltere hükümeti 1899 yılında Suriyelilerin Avustralya’ya göçlerini yasaklayan bir yasa çıkarmak zorunda kalmıştır.
HAFTAYA:1800’ler de Osmanlı vatandaşı Suriye ve Lübnanlıların Avustralya’ya göç etmesi
Prof. Dr. Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Mehmet TEMEL