Öncelikle hepinize tüm sevdiklerinizle beraber sağlıklı mutlu çook bayramlar yaşamanızı dilerim. Ne güzel bayram pazar gününe denk geldi, doğal olarak çalışanlarımız evde olduğu için Kurban Bayramımızı sevdiklerimizle kutlayabildik. Birkaç ay öncesinden camilerimiz ve cemiyetlerimiz Avustralya içinde ve dış ülkelerde ihtiyaç sahiplerine iletilmek üzere kurban toplama faaliyetlerini başlattılar.
Genelde hepsi güvenilir olan birçok farklı İslami kuruluşlar aracılığıyla Müslümanlar kurbanlarını farklı ülkelere yolladılar. Allah kabul eylesin.
Melbournelüler olarak bazılarımız buradaki kasaplara kurbanlarını ısmarlayıp bayram bitmeden eve teslim kurban etlerine kavuşuyorlar. Önceki yıllarda kasaplar kesilen kurban etini parçalamadan bütünce getiriyorlardı, onu hale yola koymak hem zor hem de yorucu oluyordu. Bu günlerde halka güzel bir hizmet olarak kurban etlerini parçalara ayrılmış dağıtılmaya hazır vaziyette getiriyorlar. Sayıları azalsa da kurbanı şehir dışındaki izinli, belli çiftliklerde kendisi kesenler de var. Bu sene herkesin memlekette kurban fiyatlarının aşırı pahalılığından, göndermekten vaz geçtiklerinden konuştuğunu gözlemledim.
Buraya ilk geldiğimiz yıllarda bir hanım “ay… bize kurban eti getirmişler, pişirmeyi bilemedim, mecbur çöpe attım” dediğinde hayretimden ağzım açık kaldığını hatırlarım. Kurban eti bana göre çok kıymetli olduğundan o hanımın yaptığını hiç unutamadım. Başka birisi de kasaba kurban ısmarlamış ama iki tane kurban teslim etmişler, “abla idare et sahibi istemiyor elimizde kaldı dağıtıver” demişler. Kadın söylene söylene kurban etini dağıttığına da çok şaşırdım. Çocukluğumdan bu yana Kurban kesmek Allah’ın bir emri olduğundan imkanı olan kurban kesecek, herkes bayramdan önce fitresini zekatını ihtiyaç sahiplerine gizlice verecek diye alıştık öğrendik.
Çocukluk yıllarımda Kurban Bayramı olacağında boynuzu kurdeleli falan koç temalı kartpostallar olurdu. Onlardan alıp ulaşamadığımız yakınlarımıza Kurban Bayramı tebriki yollardık. Eskiden haberleşme imkânımız olmadığından uzakta olan yakınlarımız bayram için apansız geliverirlerdi sevinçten bayram içinde bayram yaşardık. Rahmetli annem kurban kestirdiğinde hiç kimse görmeden birazını sessizce komşulara dağıtırdı. Bayramın ilk günü erkekler namazdan geldikten sonra bilen birisi besmeleyle, tekbirle kurbanı keser yüzmeye başlardı. Allahualem biz çocuklar her şeyi seyrederdik, görürdük ama hiç psikolojimiz falan bozulmazdı yani. Çünkü bu Allah için yapılması gereken önemli bir ibadetti. Herkes seferber olur hemen hızlıca biraz kavurmalık et doğranıp tencereye atılırdı. Ortalığa cız-bız olmuş et kokusu yayılır bu kavurmayla hep beraber bir sofrada toplanıp bayram yemeği yani kahvaltısı yapardık. Kahvaltıdan sonra eller tertemiz sabunlanıp yıkandıktan sonra hep beraber mutlu mesur bayramlaşma faslı başlardı.
İlk gün ailecek yenen kurban etinden kalanları ertesi günü hazırlamayı annemden öğrendim. Eti parçalara ayırıp pişmeye hazır hale getirme işlemine “eti onarma” denirdi. Önce hayvanın bütün yağlarını ayırıp küçük küçük doğrar pişirirdik. Böylece don yağını yemekler için, küçülen et parçacıkları olan cızlağını çorbalar için ayırırdık. Kemiklerden ayırdığımız etlerini kuş başı gibi doğrar biraz tuzluca kavurur yemekleri etli yapmak için ayırırdık. Etsiz kemikleri çorba yapmak için ayırırdık. Ama üzerinden eti ayrılamayacak gibi olan kaburgaları falan parçaları satırla bölüp haşlamalık et yapardık. Kemikli etten pişen yemek çocuklara yaşlılara çok iyi gelirdi. Kelle, paça, işkembe gibi sakatat bölümünü ikimizde yapmayı beceremediğimizden o parçaları seven isteyen komşular alırlardı. Bayramın ertesi günü akşama annem yakında olan bazı akrabalarımızı davet eder onlara kurbanın ciğeri, böbreği gibi o zaman için en kıymetli parçalarından cız-bız yani bbq yapar ikram ederdi. Köydeysek kurbanın bütünce çıkan derisi bolca tuzlanıp kurumaya serilirdi, sonradan bu derilerin içine kışlık peynir basarlardı.
Doğrusu İzmir’de yaşamamıza rağmen hiç kasap bilmezdik, gitmezdik. O zamanlarda bayramdan bayrama et yeme imkânımız olurdu. Bu yüzden et çok kıymetli güzel bir yiyecekti. Böylece çok sık et yemediğimiz için olsa gerek hiç kimsenin vegan olduğunu hatırlamıyorum. Kurban kesilirse kavurup sakladığımız parçaları et tadı versin için yemeklerimize biraz koymak suretiyle altı aya yakın kullanırdık. Bu günlerle kıyasladığımızda eskiden kesilen hayvanda, hava da gayet temiz ve sağlamdı. Buz dolabı olmadığı halde biraz tuzluca kavrulup testi küplere basılan etler kesinlikle bozulmaz küflenmezdi, yerdik. Bizler çocukken yemeği sanki doyasıya kadar değil de yettiği kadar yerdik. Hep beraber yer sofrasına oturup bir kaptan yediğimiz yemeklerimiz şimdiyle kıyaslandığında çok sadeydi ve bereketliydi Maşaallah. Sonuçta kesinlikle nerede o eski bayramlar diyemeyeceğim, ben bu zamanda yaşadığımız bayramlardan da çok mutluyum.
Hepinize mutlu bayramlar dilerim
Pembegül Abla
Avustralya GündemNovember 5, 2025RÜYAMI HAYRA YOR
Avustralya GündemOctober 22, 2025KIRMIZI TENCERELERİN BİZE ETTİĞİ
Avustralya GündemOctober 22, 2025DÖNEM TATİLLERİNDE BİZ
Avustralya GündemSeptember 28, 2025GÜNLERDEN PIRASA
1
“Müfredatta daha fazla çokkültürlü dil”
2
OKUL OTOBÜSÜ DEVRİLDİ Öğrenciler ağır yaralı
3
AN0M uygulaması üzerinden 55 kişiye gözaltı
4
Bizim evde suçlu yoktu ama hedef biz olduk
5
Sydney’de bir kreş aniden kapatıldı!
6
Victoria’da 72 Saatlik Kabus: 9 Can Kaybı
7
Avustralya basketbolunda ilk! Irkçılığa Tutuklama!
8
İşletmeci Zeynep Uzun Destek Çağrısında
9
On Visiting Türkiye
10
DÜNYA’DA BU HAFTA Bahar’ın İlk Sayısı
11
Doğru Firma Seçerken Nelere Dikkat Edilmeli?
12
Campbellfield’da Cephanelik Ele Geçirildi
13
Topluma Çağrı: Bilgi Alın, Hakkınızı Kullanın
14
SAĞLIK BAKANINDAN TÜRK KLİNİĞİNE ZİYARET
15
“An Organisation Built for the Community”