Kemal Serdar – Eski tas eski hamam

ABONE OL
February 26, 2018 01:45
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Genellikle Türkiye’ye yaptığım yolculuklarda ya da daha sonra birkaç yazı yazmışımdır. Son yaptığım ve 3 hafta kadar süren bu tatilde nedense hiç yazmak istemedim. Düşününce bir tuhaflık hissetmemek olası değil. Ama bu niye böyle bilmiyorum.

Daha doğrusu belki biliyorum ama bilmezden geliyorum. Ya da aynı şeylere benzer yazıları yazmanın bir şey ifade etmemesi mi söz konusu durum, pek açık değil.

Ya da her gün bir kadının öldürülmesinin, birden çok çocuğun tecavüze ve tacize kurban edildiğinin, iş kazalarındaki uçuk rakamların kanıksandığı ,tek taraflı ve acımaz bir bombardımanla akılların yıkandığı bir ortam,gerçeklik mi var? Tüm bu konu ve alanların orada yaşayanlar için ne ifade ettiğini gerçekten bilemiyorum. Ya da orada yaşayanlar için ne önemlidir?

Afaki söylemlerin, insanın gözüne baka baka (belki ben öyle düşünüyorum!) koca hükümet erkeklerinin (yaşamın bu alanında da kadın ve onun adı yok, nereye baksan silme bir erkek kalabalığı -ya da güruhu- görülüyor) yalan söylemede ve abartmada bir yanlışlık görmeden alabildikçe atmalarını ve savaş naraları altında ölen askerlerin evlerini, sokak ve mahallelerini koca bayraklarla donatmaları, oy avcılığına oynamaları her şeyi anlatıyor. Bunları ve olagelenleri başka gezegende yaşayan bizlerin anlaması pek kolay olmuyor. Olanın, galiba eski tas eski hamam hikayesindeki gibi sürmesi…

Benim için bu tatilin (başka bir tanım da olabilir, çünkü benim yaptığım genelinde tatil tanımına fazla uymuyor) en güzel tarafı, açılmayan televizyon ortamında babamla birlikte bolca kitap okumamız, işte akılda kalacak tek olumlu taraf.

Her zaman olduğu gibi mutlaka bir Avustralya özlemi duyuluyor ve buna insan aslında hem üzülüyor hem de seviniyor. İnsanın doğduğu yerlere yabancılaşması nasıl da kocaman bir gerçeklik ve aynı zamanda acıtıcı. Başka durum ve olaylar için söylenen ‘ burası bizim yaşadığımız ülke mi’ gerçekliği de ayrı bir gerçeklik.Sonradan edinilen bir vatandaşlığın ve alışılan bir ülkenin insan için ayrı bir değerinin olması başlı başına bir olay.

Avustralya’ya geri geldiğimde burada da aynı tasın ve hamamın olduğu görülüyor doğallıkla ama kimi farklarla. Dünya editörünün de yazdığı gibi, ülke başbakan yardımcısının başına gelenin o uzak ülkede olduğunu düşünmek bile çok ilgi çekerdi. Mizah ve bel altı edebiyatının en yüksek örnekleri (!) gözlemlenirdi mutlaka. Halbuki birkaç haftalık bir gecikmeyle ve Turnbull’un olayı biraz fazlasıyla yayıp genişletmesiyle yardımcısı nihayet istifasını basıyor ve ülke normal rayında gidiyor.Bundan sonrası artık bilinen normal politik gelişmelerden.

Bu arada benim dikkatimi çeken başka bir gelişme ve Amerikan politikasının battığı (geldiği demiyorum) bir nokta yaşanıyor. Bir okulda yaşanan ve 17 kişinin ölmesiyle sonuçlanan gayet normal (!) bir katliamdan sonra, ülkenin süper zeki ve sebatlı liderinin akıl durduracak bir önerisini iştiyor dünya ülkeleri. Bu katliamı yapan öğrenci ise ve bu olay bir okulda olmuşsa, mutlaka çözüm de burada aranmalı değil mi? İşte tam da bu oluyor ve dünya lideri ülke ve  başkanı, öğretmenleri silahlandırarak bu işe kesin tanıyı ve noktayı koyuyor,bravoyu hakediyor!

Yani insanın bundan sonra, inşallah Amerika’da , yaşamın her alanında (okullar dahil) daha fazla katliamın olması gerektiğini söyleyeceği geliyor. Hey Amerikalı, siz dünyayı yer bitirirken, kendiniz de kendinizin kurdu olun ve mümkün olduğunca birbirinizi öldürün diyeceği geliyor!

Halen aklı başında insanların Amerika’da  silahların insan öldürmediğini söylemesini anlıyorum. Hele de Ulusal Silah Derneği’ne (NRA) göre silah insanları öldürmüyor, kötü insanlar öldürüyor demesini de (istemesem de) anlıyor gibiyim. Ama aynı ülke ve benzerlerinin tüm dünyayı kana bulayıp, silah ticaretinden milyar dolar kâr yapmalarını ve savaşları, ekonomik sorunların çözümü için bir araç yapmalarını (inadına) anlamıyorum, anlamak istemiyorum.

Bari kendinizi Anayasanın maddeleri gereğince bolca ve serbestçe katlediyorsunuz, buna devam edin ama bu pisliğinizi dünya halklarına ne olur bulaştırmayınız ve kendinizi , olabildikçe bolca silahlandırın. Gerekirse Anayasaya başka maddeler ekleyin silahlanma hakkınız için. Hatta, nerede bir katliam olmuşsa, oranın tüm yetkili insanları dahil, bahçıvanı, teknisyeni bile silahlandırın ki daha çok katliam olsun!

Kış ülkesi Türkiye 8 (karın yağdığı ülke diye bilinmeyen) Avustralya 51 atletle Kış Olimpiyatına katıldılar. Avustralya 3 madalya ile 23. sırada bitirirken Türkiye sıralamaya bile giremedi.Var mı bir yorum?

Sydney-Avustralya

Dünya 27 Şubat 2018

En az 10 karakter gerekli