• Dunya News
  • Kemal Serdar – Eğitim, öğretim, öğrenci, protesto derken…

Kemal Serdar – Eğitim, öğretim, öğrenci, protesto derken…

ABONE OL
December 17, 2018 02:32
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Bir anlamda geçen hafta bahsettiğim noktadan alırsam, NSW’deki 2018 eğitim yılı sonu Lise bitirme/üniversite yerleştirme sınavlarında ‘onur listesi’nde yer alan binlerce öğrenci listesinden herhangi bir derste 90’dan fazla not alanlar içinde sadece 27 Türkçe adlı ya da benzeri isime rastladım (yanlış saydımsa düzeltilmek isterim). Şimdi her şey bununla başlayıp bitmiyor tabii. Mutlaka daha az toplam puan alan birçok öğrenci de bir lise üstü eğitim olanağına sahip olabilir. Ayrıca, başarının, yaşamda mutluluğun sadece bir üniversite bitirmekle eşdeğer olmadığını da kabul ediyorum. Ama bazı şeylerin de bu sonuçlarla başladığını kabul etmek gerekir.

Daha önceleri birkaç yazımda irdelediğim gibi, ebeveynlerin de çocukların eğitiminde üstlenmeleri gereken birçok alan ve zemin vardır. ‘Biz çocukların eğitimi için buralara geldik’ söyleminin içini doldurmak gerekiyor. Sadece söz olarak bunu söylemek yetmiyor maalesef.

Uzak Doğu Asya ya da Hint-Sri Lanka kökenli soyadlarının çokluğu hemen göze çarpan başka bir gerçeklik.Nguyen soyadının bu yıl ilk kez Smith soyadını geçmesi zaten birçok şeyi açıklıyor. Daha önceleri olduğu gibi, okulların derecelendirmesinde Sydney Merkez ve Kuzey semt okullarının ilk sıralarda olduğu ise, zenginlerle zengin olmayanların farkını bir kez daha gözler önüne seriyor.

İlginç bir başka not ise, 23 yıldır ilk sırada olma başarısı gösteren James Ruse Agricultural High School’un yine ilk sırada yer alması. İlk 10 okulun 9’unun ‘selective high school’ olması ise zaten beklenen başka bir sonuç. Genel sıralamada  (yalnız) kız okulların başarısı, öne çıkan başka bir durum.

Yaklaşık 3. kuşak içinde yer alan Türkiyelilerin, bu sayı ve istatistiklerle, geçen hafta kıyasladığım Arap toplumunun başarısını yakalamaları için biraz daha fazla fırın ekmek tüketmeleri gerekecek diyeceğim ama…. Ayrıca ekmek tüketmenin, son yıllardaki araştırmalara göre beyin üstünde o denli yararlı olmadığı da başka bir olgu! Böylece, daha fazla fırın ekmek yerine başka bir şey bulmak gerek!

Konu, öğrencilerden açıldı da, son haftalarda Avustralya çapında ilk ve orta eğitim düzeyinde birçok şehirde yapılan ve iklim değişikliği ve çevre sorunlarına duyarlılık toplantıları-protestoları için ‘okul asan’ binlerce öğrenci haberlere damga vurmuştu. Hükümet kanadından yapılan tek yorum ‘onlar en iyisi okullarına devam etsinler, derslerini çalışsınlar’ olmuştu. Onların yanıtı da gecikmedi ‘işte biz bunları okulda okuduğumuz için meydanlardayız, sizleri (politikacıları) uyarıyoruz’ olmuştu. Tabii, ülkenin Başbakanı’yla görüşme şansını yakalayamamışlardı. Herhalde o vatandaş, ülkenin elçilik binasını nasıl Kudüs’e alırızın gerekçelerini sıralamaya çalışıyordu basın elemanlarına! Bilmem ki bu akılları da bu ülkede, bu politikacılara kimler verirler ya da nereden alırlar?

Protesto, toplantı deyince Fransa’yı sallayan sarı yeleklileri ve bu hareketin nasıl ve hangi ivmelerde oluştuğundan, başka ülkelere de sıçradığından biraz dem vurmayı düşünmüştüm. Ama geçen hafta, Dünya editörünün bu konuda yeterli açıklamalarını mutlaka okumuşsunuzdur. Benim bu noktada söyleyeceğim tek şeyin, zavallı Türk medyasının ve kimi ilgili-ilgisiz bakanların, yetkililerin Fransa’ya akıl veren tavırları olmuş ve şahsen çok güldürmüştü beni bu komedi örnekleri. Yani siz var olun her daim hemi, yandaş Türk medyası ve zavallı yetkililer!

Avustralya federal hükümetinin Nauru ve Manus adalarında kalan ve artık ruhsal sağlıkları düzelemeyecek denen bir avuç çocuk ve ailelilerinin ne pahasına olursa olsun bu topraklara ayak basmamaları konusundaki akıl almaz inatlarını( İşçi Partisini de yedeklerine alarak karşı durmaları) göçmenlik konusunda gelinen en alt sıraları göstermeye yetiyor da artıyor bile. 17 yaşında Nobel Barış Ödülü sahibi Malala Yousafzai bile, Avustralya’nın son yıllarda göçmen ve sığınmacılara karşı aldığı olumsuz ve yanlış tutumun, aslında hem ekonomik anlamda zengin olan hem de göçmenlik konusunda çok olumlu adımlar atan ve halkının yardımsever olduğunu bildiği Avustralya’ya hiç yakışmadığını açıklama gereği duydu. Son haftalarda Avustralya’da olan Malala, birçok insanın ‘nefret’ duygularıyla hareket ettiğini anlayamadığını ve resmi politikalarla halkının benzer olmadığını belirtti. Malala, gelecek ay yayımlayacağı ve adı ‘We are displaced’ olacak olan yeni kitabının hazırlıklarıyla da ilgilenmişti.

Göçmenlik üstüne kurulan ve zenginleşen bu ülkenin son yıllarda (eh, dünyadaki gelişmelere de koşut olarak) göçmen ve sığınmacı karşıtlığına soyunmaları tek sözcükle anlaşılır olmayan bir zihin yitimi ya da rezalet durumu. Daha fazla söze gerek yok gibi…

Sydney-Avustralya

Dünya, 18 Aralık 2018

 

 

 

En az 10 karakter gerekli