Acaba bu gençlere birileri boşanmazdan önce biraz nasihat etse, yol gösterse, yardım etse hala ayrılırlar mıydı diye düşünmeden edemedim. Öyle ya kendi tercihiyle evlenen iki insan durup dururken niye ayrılsın diye düşünürken bu hafta bu konu hakkında yazma ihtiyacı hissettim.
Bu alemde hiçbir şey sonsuza kadar baki değildir. Zenginse fakir olabilir, güzelse bozulabilir, her şey planladığınız, umduğunuz gibi gitmeyebilir.
PEMBEGüLABLA
Elmanın iki yarısı artık zor
Bu zamanda elmanın ikinci yarısı diye tabir edilen severek bir ömrü paylaşacağımız tam bir ruh ikizimizi bulmak zorlaştı bence. Haydi bulduk diyelim onu kıvama getirerek evlenme yolunda da bir çok engeller, pürüzler çıkıyor insanın karşısına. Çok az insan bütün zorlukları aşıp yuvasını selametle kurabiliyor. Haydi, şenlik, şamata bitti sıra geldi evliliği selametle bir ömür boyu bir yastıkta sürdürmeye. Başlangıçta çok nadir insan evlenirim anlaşamazsam ayrılıveririm diyerek evlenir. Genelde evlendikten sonra hayatın gerçek yüzüyle karşılaşıp da problemlerine çözüm bulamayan çiftler ayrılmayı düşünmeye başlarlar. Bu altmış yaşında da olsa hep böyledir, çözümsüzlük ayrılarak çözülür gibi algılanır.
Bu alemde hiçbir şey sonsuza kadar baki değil
Kimisi çok güzel diye evlenir, kimisi çalışkan diye, kimisi, zengin veya akıllı diye zevkine göre karşısındakinin bir meziyetine vurulur. Biraz da tanıyıp kaynaştıktan sonra ”işte aradığım bu“ der evlenir. Ama bu alemde hiçbir şey sonsuza kadar baki değildir. Zenginse fakir olabilir, güzelse bozulabilir, her şey planladığınız, umduğunuz gibi gitmeyebilir. En baştan ne olursa olsun ben bu sevdiceğimle bütün ömrümü geçireceğim diye kararlı olmak lazım. Sıkı durmak lazım. Evlendikten sonra aşk biter, yani bir zaman sonra bal yiyen baldan da bıkar misali. Bitmez sandığımız aşkın yerini sevgi, saygı, merhamet, sadakat gibi evlilik hayatını sağlamlaştıracak vasıflar alır.
Evliliği bitiren ise ‘ YALAN’
Evlilik hayatını en çok yaralayan öldüren nedir diye sorarsanız YALAN söylemek derim. En güzel başlayan evliliklerin bereketi çok haklı bile olsanız yalanla biter gider. Haklı bile olsanız, çok masum bile olsa yalan evliliğin katilidir, benden söylemesi. Eşler birbirlerine karşı dürüstlüğe çok önem vermelidirler. Evlilikte yaşanmış herhangi bir olaydan dolayı eşine kinlenmek, öfkeyi içinde büyütmekte çok zararlı ve tehlikelidir. Meseleyi uzun zaman kafanızda evirip çevirip büyütmeden güzellikle eşinize kırgınlığınızı, kızgınlığınızı ifade edip yine eşinizden yardım almalısınız. Bu kin büyüdükçe size başka birinden fayda gelmez diyeyim. Biriniz öfkelendiğinde diğeriniz sakince susmayı becerebilmeniz lazım. Birinizin o anda sakin olması daha büyük bir afetin önlenmesinde çok faydalı olur. Tabi ki de bu her zaman siz sus pus olun demek değil, sırayla öfkelenin demektir.
Yaşı ilerlemiş Papa bir gün Roma ya ziyarete gitmiş, arabasından inince hemen etrafını gazeteciler sarmış. Birisi ilk soruyu sormuş “efendim şehrimizdeki genel evler hakkında ne düşünüyorsunuz?” Papa soruya şaşırmış “bu şehirde genel ev var mı?” diye cevap vermiş. Ertesi günü çıkan gazetelerin manşetinde, Şehrimizi ziyaret eden Papa uçaktan iner inmez “burada genel ev var mı?” diye sordu yazıyormuş. Biz konan yasaklara harfiyen uyarken bir okurum bana ısrarla ”biz annemizi babamızı kardeşimizi yasaklardan dolayı ziyaret edemiyoruz, hiç bir yere gidemiyoruz yasak ama genel evleri açtılar. Oralara yasak yok, buna ne dersin” diye öfkelendiği için bu fıkrayı ona cevaben yazmış olayım.