0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Merhaba değerli Dünya okurları. Dünyanın kalbi, gözü, kulağı Fransa’daydı geçen hafta. Ülkede yaşanan olaylar nedeniyle duyarlı hemen herkes bunu konuştu. Türkiye’de gittikçe kızışan yerel seçim yarışını takip ederken gündeme bomba gibi düştü Fransa.

Ülkede yaşanan ekonomik dengesizlik, yapılan zamlar, işçi, köylü emekçi, öğrenci, memurların birdenbire dört biryanda eylemler yaparak sisteme hükümete ve yönetime isyan etmesine yol açtı.

Uzun zamandır ülkede yapılan sendikal engellemeler, işçi memur haklarındaki kesintiler, çiftçiye, köylüye getirilen ekonomik yük böyle bir karşılık buldu Fransa’da. Örgütsüz, plansız, birbirinden habersiz. Sanki uzun zamandır planlanmış bir eylem gibi göründü önce ama öyle olmadığı anlaşıldı.

Yani daha çok sol görüşlü hükümet karşıtlarının, sendikaların bir eylemi olduğu sanıldı. Öyle olmadığı eyleme katılanların çeşitliliğinden anlaşıldı. Sağ görüşlü muhafazakarlar, eşcinsel karşıtı inançlı kesim, esnaflar, sağ kanattan çiftçiler aklınıza gelecek orta ve aşağı tabakadan herkes. Aniden, doğal.

Ne polis tanıdılar, ne de engel. İçlerinde haklarının yenildiğini vurgulayan polis sendikaları da vardı. Kamyon şoförleri, dükkan sahipleri, öğretmenler, öğrenciler de. Şaşırtıcı olan gerçekten kendiliğinden büyümesiydi. Daha önce yaşanan yasal sendikal eylemler gibi hükümete sesini duyurmak için yapılan ve sonunda bir şekilde asgari şartlarda anlaşılacak bir eylem değildi bu, kimse anlamadı.

Eylemcilerin çoğunluğu sendikalı, işçiler, memurlar değil kimsenin ummadığı aslında çoğu seçimde sesini çıkarmayan neo-liberalizme yatkın görünen Fransızlar tarafından aşağı tabaka olarak adlandırılan asgari ücretli kırklı yaşlardaki sıradan halktı. Her kesimden. Yetkilileri şaşırtanda buydu bence. Şimdiye kadar etliye sütlüye hiç karışmayan ne verilirse onunla yetinen bu kesimin birden bu kadar büyük tepkiyle sokağa çıkması ve saman alevi gibi yayılması. Hatta sol kesimden tepki bile aldılar. Şimdiye kadar sesiniz çıkmadı hükümetin eli cebinizde delik açınca mı isyan ediyorsunuz diye. Aslında Fransa’yla ilgili şöyle kısa bir hafıza yoklaması yaptığımızda çok şaşırtıcı olmadı yaşananlar.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macronun nasıl başa geldiğine bakılırsa birçok şey anlaşılıyor aslında. Geçtiğimiz seçimlerde yıllardır at başı yarışan sağcı liberallerle, sosyalistlerin kendilerine yetmeyeceğini hesaplayan birilerinin, daha çok iş adamlarının desteğiyle Neoliberallerin kurtarıcısı olarak ortaya çıkarıldı.

Neo-liberal, yani serbest ekonomi yanlıları ekonominin devlet işlerinden ayrılıp, piyasaları özel sektörün yönetmesi gerekliliğini, serbest piyasa kapitalizmini ve serbest ticareti savunanlar olarak tanımlanabilir kısaca. Şimdi bu Macron amca Fransa tarihinde az rastlanır şekilde, hiçte başarılı bulunmayan François Hollande hükümetinde kısa dönem ekonomi bakanlığı ve öncesinde vasat bir banka ortaklığı yapmış, ne çok bilinen bir ismi olmuş, ne de politik tecrübesi bulunan biri olarak tabiri caizse patronların emriyle aradan seçim kazanmış birisi. Tabi kendi politikalarını, çıkarlarını korusun diye.

Başa gelir gelmez de işçi, memur haklarında kısıtlamalardan, sendikal haklardan başladı. Macron bunları bize de hiç yabancı olmayan gecelik kanun hükmünde kararnamelerle yaptı. Tabi tüm medya, televizyonlar ve iş adamlarının desteğiyle. Yaptıkları büyük başarı gibi gösterildi. İlk takdir toplayan icraatlarından biri servet vergisinin kaldırılması ve işten çıkarmaların kolaylaştırılması oldu.

Bence bu toplumsal patlamanın en büyük sebebi bu liberal piyonun topluma karşı özellikle son zamanlardaki fütursuz, küstah aşağılayıcı tavrıdır. Özellikle işsizlere “ben size on dakikada iş bulurum, iş beğenmiyorsunuz” diye tavır koyması, “üzerindeki tulumla beni sindiremezsin çok çalış sende takım elbise giy” diye aşağılaması, “işsizliğin sebebi tembellik” demesi gibi birçok çıkışı dinamiti ateşleyen nokta oldu.

Bu söylemleri, muhalefet tarafından yalan yanlış eleştirilip geçiştirilirken, bu gün isyan eden kesimin tepkisi hiç hesaba katılmadı. Fransa’nın hiç alışkın olmadığı şekilde ilk defa bu yönetim zamanında din adamları daha sık gündemde yerini alması, medyanın sürekli hükümet yanlısı gaz vermesi, iş adamlarının sonsuz desteği maalesef bu toplumsal patlamayı engellemedi. Çünkü bu muhterem zat ve onun perde arkası yöneticileri sıradan halkın bir insanlık onuru, gururu olduğunu unutarak, hele hele Fransa gibi devrimi yaşamış bir ülkede at oynatacaklarını sandılar. Yanıldılar.

Özellikle sokaktaki eylemcilerin her kesimden oluşu olayın tamamen bir halk hareketi olduğunu, plansız programsız birden ortaya çıktığını ve ülkenin gerçek sahibinin liberal iş adamları değil sıradan halk olduğunu gösteren bir eylem şekli.

İlk rauntta birçok zammı geri çekerek yenik ayrıldı iktidar. Bunu yaparak olayları bastırıp yoluna devam edecekti. Göstericilerin ne kadar ciddi olduğunu görünce attı bu adımı. Olaylar umduğu gibi bitmedi, kimse evine dönüp zafer sarhoşu olmadı, eylemlerine devam ettiler Fransa’nın aşağı tabakası, hala da ediyorlar.

Yanlış giden ne varsa düzeltmek adına. Birçok tanıdık yaptırıma yöneldi Macron iktidarı, medyaya yayın yasağı koydu mesela olaylarla ilgili ki daha fazla insan etkilenip sokağa çıkmasın. Polise daha fazla yetki verdi, keskin nişancılar bile yerleştirdi hükümet binalarının damlarına kendine bir şey olmasın diye, mabadının derdine düştü bir anlamda. Durmuyor eylemciler. Sadece kendileri için değil tüm Fransa halkı için ekmeğin kırıntısını değil, tümünü istiyoruz diyorlar. Üreten biziz, yönetimde de söz hakkımız olacak diyorlar. Bizi, inançla, dinle oyalayamazsınız insan olarak haklarımızı biliyoruz, emeğimizi, kimseye sömürtmeyiz, kişiliğimizle gururumuzla kimseyi oynatmayız diyorlar. Sonuna kadarda haklılar sarı yelekliler.

Onurlu mücadeleleri umarız gün geçtikçe her şeyini kaybeden ve sessizliğine sessizlik katan diğer dünya halklarına örnek olur. Hala onurlu, gururlu olanlara tabi.

Dostça kalın…

Yazar Hakkında

admin

Son Yazıları

Yazar'ın Tüm Yazıları

• Avustralya Gündem2024.09.07Eczacılar Daha Fazla Sağlık Sorununu Tedavi Edebilecek
• Avustralya Gündem2024.09.07AFP Uyardı Çocukları Hedef Alıyorlar
• Avustralya Gündem2024.09.07Suç Sorumluluğu Yaşı 10’a Düşüyor
• Avustralya Gündem2024.09.07Shorten giderken HUZURLU olduğunu söyledi