Merhaba değerli Dünya okuyucuları. Geçtiğimiz hafta yaşanan İsrail Filistin gerginliği dünya gündeminin tam ortasına oturdu. Yeryüzündeki her şeyden sorumlu ABD ve Başkanı Trump’ın Kudüs İsrail’in başkentidir ve ABD temsilciliği oraya taşınacaktır fetvasından sonra ortalık karıştı. Yıllardır her türlü zulme, baskıya alışık Filistin halkı sokaklara dökülerek protestolara başladı. Tabi ki İsrail güvenlik güçleri de tüm nazikliğiyle başta 4-5 yasındaki Filistinli azılı teröristleri ve yaşlı kadınları olmak üzere etkisiz hale getirmek üzere harekete geçti. Dünyanın tüm haber ajanslarının kameralarına takılanlar, yani İsrail asker ve polisinin acımasız şiddet uygulamaları yeni bir şey olmadığı için çoğumuzun aklında bile kalmamıştır. Yıllardır İsrail’e karşı kuş lastikleriyle taşla mücadele eden bu halk maalesef bir kez daha ABD’nin adaletli kollarına teslim edilmiştir.
Olayın tarihçesine bakacak olursak Kudüs aslında hem Müslümanlar, hem Hristiyanlar, hem de Museviler için kutsal bir toprak. İnsanlık tarihinin eski yerleşim birimlerinden biri olan Kudüs var oluşundan beri iki defa tamamen yok olmuş. İsa’dan önce dördüncü bin yılda şehir yerleşim yeri olmuştur.
Kudüs Müslümanlar için önemlidir çünkü milattan sonra 610 yılında Kudüs ilk kıble olmuş ve Hz Muhammed Miraca ilk bu şehirden çıkmıştır. Üç kutsal şehirden biri sayılır.
Hristiyanlar içinse İsa’nın bu şehirde çarmıha gerilmesinden dolayı kutsal sayılan Kudüs, Yahudiler tarafındansa kral Davud’un İsrail’in başkenti olarak inşa etmesinden dolayı çok önemsenir.
İsrail’in Kudüs’ü bölünmez başkenti olarak ısrarla savunmasına rağmen resmi olarak diğer devletler tarafından kabul edilmemiştir. Yani yıllardır Filistinlilerin topraklarımızda özgürce yaşamak istiyoruz taleplerine sürekli şiddetle karşılık veren İsrail, bir yandan da Kudüs konusunda baskı uygulamaya devam etmektedir. ABD’nin bunu Kabul ettiğini bildiren açıklamasından sonra yıllardır hasır altı edilmiş bu konu da yeniden gündeme geldi. Geldi de olan gene Filistinlilere oldu.
Dünyanın gözü önünde resmen insanlık yeni bir soykırım daha yaşıyor şu anda. Birleşmiş milletlerin Filistin konusunda bir türlü birleşemediği ve çözümsüzlükten çözümsüzlüğe sürüklendiği konu, ne hikmetse bir anda tüm Müslümanları ayağa kaldırdı. Tabi gene lafta!!
Aslında ilginç olanda bu bana göre. On yıllardır sürüp giden Filistin sorununa uzaktan ah vah çekip icraatta hiçbir şey yapmayan, kılını kıpırdatmayan Müslüman dünyası, ağa babaları ABD izin verdikçe diklenip bir sürü renkten çizgileri olduğunu ve bu çizgilerin aşılması durumunda İsrail’in ağzına biber süreceklerini belirtip kenara çekiliveriyorlar. Bu seferde aynı oldu. Toplu iğne üçü kadar yer işgal edip, tüm Araplara, hatta dünyaya kök söktüren İsrail, gücünü, parasını, her şeyini Müslümanlardan elde etmektedir. Maalesef !!
Silah, gıda, her türlü ihtiyaç maddesini İsrail’den alan, sonrada para verip satın aldığı malları protesto için show halinde yakan, döken zavallı Ortadoğu halkları bir gün durup düşünüp niye bu haldeyiz ufacık İsrail nasıl bize kök söktürüyor demiyor. İslamiyet’le Arap kültürünün aynı şeyler olmadığını idrak edemeyen Türk insanı gibi birçok millet oradaki Filistin halkının hakları adına değil de, Kudüs’ün kutsallığından dolayı ortalığı ayağa kaldırıp coşmayı bir marifet sayıyor.
Şöyle bir dönüp baktığımızda kendi kaderlerine terk edilmiş Filistinliler, ne din kardeşliğinden nasibini alabildiler ne gelişmiş devletlerden ne de insan hakları savunucusu boş konuşanlardan. Bolluk içinde darlık çeken Ortadoğu coğrafyasının kralları, petrolün, doğalgazın zevkini sürüp, akşam yemeklerine Fransa’ya gidip, sabah namazına Riyada yetişirken belirli aralıklarla da ABD’ye gidip el pençe divan farklı emirleri almayı ihmal etmiyorlar.
Bütün bu yaşanan kargaşanın sorumlusunu arıyorsak bence Arap dünyasının kendisine bakmak gerekir diye düşünüyorum. Iraktaki referandum zaferi kutlamalarında ellerinde İsrail bayraklarıyla sokaklarda gezenler sorumuzun cevabını gayet açık net veriyorlar. Yani ne bir düşmana gerek var aslında ne de başka bir şeye. Havasından mıdır, suyundan mı yoksa dinin yanlış yorumundan mı bilinmez kendi kendilerine dünyanın en büyük eziyetlerini çektirmekte ve birbirini katletmekte üstün başarı madalyasına sahip Arap dünyası kafa kesip, kadın taşlarken, İsrail Amerika bunlara nasıl yeni silahlar satsak da hem bizi zengin etseler, hem de bizi yormadan birbirlerini yok etseler de üç beş yıla kadar zaten kontrolümüzde olan petrolü, doğalgazı tamamen ele geçirsek diye el ovuşturuyor. Kaç bin yıldır onlarca peygamberin adam edemediği bu coğrafyayı avuç içi kadar hacmiyle İsrail, bilmem kaç bin kilometreden de ABD, karıştırarak dize getirmeyi başardı.
Sanki iki halk ABD’nin bu açıklamasına kadar güllük gülistanlık barış içinde yaşıyormuş ,sanki çoluk çocuk yaşlı genç Filistin halkı her gün zulüm görmüyormuş gibi birdenbire coşan Türkiye dahil tüm Müslüman ve Arap dünyasına sormak lazım Kudüs kutsal toprak da içinde bulunanlar insan değil mi? Madem bu kadar tepkisel olabiliyordunuz da bu kadar yıldır saldırıya katliama uğrayan bu insanlara insanlık adına niçin el uzatmadınız?
Namaz çıkışlarında İsrail-Amerika bayrağı yakmakla bir şey çözülmüyor. Dini olduğu niçin insanlığa ahlaka, vicdana ihtiyacı olmadığını sananlar inanın üç beş yıla kadar elinizdekileri de alacak olan egemenler size dininizi, ibadetinizi bile yaşatmayabilirler. O coğrafyada herkes her an Filistin olabilir, aklınızda bulunsun.
Dostça kalın.
AVUSTRALYA GÜNDEM
2 gün önceAVUSTRALYA GÜNDEM
2 gün önceAVUSTRALYA GÜNDEM
3 gün önceNEWS
5 gün önceTHİS WEEK’S PAPER
5 gün önceAVUSTRALYA GÜNDEM
6 gün önceAVUSTRALYA GÜNDEM
7 gün önceAVUSTRALYA GÜNDEM
7 gün önceAVUSTRALYA GÜNDEM
7 gün önceAVUSTRALYA GÜNDEM
7 gün önceAVUSTRALYA GÜNDEM
7 gün önceAVUSTRALYA GÜNDEM
7 gün önceAVUSTRALYA GÜNDEM
7 gün önceAVUSTRALYA GÜNDEM
7 gün önceAVUSTRALYA GÜNDEM
7 gün önceAVUSTRALYA GÜNDEM
7 gün önceAVUSTRALYA GÜNDEM
7 gün önceAVUSTRALYA GÜNDEM
7 gün önceAVUSTRALYA GÜNDEM
7 gün önceAVUSTRALYA GÜNDEM
7 gün önce