Merhaba değerli Dünya okurları. Geçtiğimiz haftalarda İdbil’e olası bir Suriye operasyonunun nelere yol açabileceğini yazmıştık. Rusya destekli Suriye’nin, bölgeyi köktendincilerden ve rejim muhaliflerinden temizlemek adına planladığı bu operasyonun bir numaralı muhatabının Türkiye ve İran olduğundan kimsenin bir kuşkusu yok. Özellikle bölgeden kaçıp, canını kurtarmak isteyecek halk için ilk akla gelen yer Türkiye olacaktır. Bunların olasılık derecesini önceki yıllarda yaşayıp gördük. Milyonlarca insan topraklarını, yerini yurdunu terk edip Türkiye’ye sığındı. Aynı olayın bu sefer idbil’de yaşanmayacağının hiç bir garantisi yok. Hele Nato güçleri, ABD İngiltere, Fransa, Kanada gibi ülkelerin gaz vermesiyle adeta savaşa körükle gidilmesi, Suriye güçlerinin yaptığı hazırlıklar bana çok tanıdık bir senaryonun yeniden sahnelenmesi gibi gelmektedir. Suriye güçleri karşı devletler tarafından nükleer silah kullanma hazırlığında olmakla suçlanırken, Suriye bunun çok açık ve daha önce denenmiş bir provokasyondan ibaret olduğunu, kesinlikle böyle bir hazırlık ve niyetlerinin olmadığını dile getiriyor. Ve şimdiden NATO savaş gemileri, avını bekleyen alıcı kuşlar gibi Suriye etrafında dolanmaya başladı bile. Rusya bölgede barış yanlısı bir anlaşmadan başka çare olmadığını vurgulayıp dursa da, kendisinin tam kontrol ve hakimiyetinden başka bir derdi olmadığını söylersek herhalde abartmış olmayız. Ne yazık ki kendi kendini bitirmekte üstüne rakip tanımayan Ortadoğu halkı, Arabı, Kürdü, Türkmen’i ve daha birçok millet ve Irka mensup nüfusunu kendi kendine yok ettirmek isteyen şeref yoksunu süper güçlerin ekmeğine yağ sürmeye devam etmektedir.
Suriye olayında Türkiye’nin en çok şikayet ettiği, sınır güvenliğimiz söz konusu dediği Kürt güçlerinin geçtiğimiz günlerdeki açıklaması ise oldukça ilgi çekiciydi. Hem Türkiye hem de İran tarafından Esad rejiminin yanında yer aldığı belirtilen ve iki ülke tarafından da tehdit olarak görülen bölgedeki Kürt güçleri, sürpriz bir şekilde olası bir İdbil operasyonuna müdahil ve taraf olmayacaklarını bildirdiler. Şimdi, akılları karıştıran bu söylem iyimi, kötümü buna bile karar veremedik. Yani bölgenin kan deryasına dönmesine sebep olan İşid belasının temizlenmesi esnasında son derece aktif rol oynayan bu güçler biz bu sefer yokuz diyorlar. Yani herkesin söylediği gibi Esad’ın yanında değiliz diyorlar. Bölge aynı bölge, sorun aynı sorun acaba niye bilemedik. Asıl işi barışı güçlendirmek ve sağlamak olması gereken NATO güçlerinin savaş çığırtkanlığı devam ederken, gözler Esad’ın atacağı adımlara çevrilmiş durumda bakalım önümüzdeki günler ne getirecek. Ama işin açığı olası bir çarpışma, savaş ortamında Türkiye’nin gelebilecek sığınmacı halkı ağırlayacak nasıl bir kapasitesi var düşündürücü. Hali hazırda üç milyondan fazla Suriye göçmenine ev sahipliği yapan Türkiye, daha fazlasını kaldırır mı bilinmez.
Değerli dostlar, yaşadığımız ülke Avustralya’da iş ve işçi güvenliğine ne kadar önem verildiğini hepimiz biliyoruz. Alınan önlemlerle, iş kazaları en az seviyede tutulmaya çalışılıyor. Çalışma şartlarının uygun olmasından tutun, doğru ekipman kullanılmasına, yeterli iş güvenliği eğitimine varana kadar bir çok önlem alınmaktadır. İşçi haklarının korunması ise hem devlet tarafından, hem de sendikalar tarafından sağlanmaktadır. Sendikalar ki zamanında bu ülkede hükümetlerin değişmesine varan kadar birçok olayda aktif rol almışlardır, halen almaktadırlar. Aklımıza ilk gelen liman işçileri sendikası ki Avustralya’nın en çok üyesi bulunan, bu üye sayısıyla birçok kararda hükümeti bile ikna etmeye yetecek güçte bir sendikadır. Çalışanların haklarını sağlıklarını korumak kollamak olan sendikaların işlevi bu ülkede ortada.
Belki de hepimiz çalışma hayatımızda Avustralya’da bir sendikaya üye olmuşuzdur haklarımızı korusun diye. Şimdi bütün bunları anlatmamın sebebi sendika ve işçi sağlığı, işçi hakları olayına birde Türkiye’den bakalım istedim. Biliyorsunuz devam eden üçüncü havalimanı inşaatından çalışan işçiler çalışma şartlarının kötülüğünden ve haklarını ve paralarını alamadıkları için geçen hafta iş bırakma eylemi yapmaya kalkıştılar. Tabi polis müdahalesiyle karşılanıp gereken “desteği” kolluk güçlerinden aldılar. Kaç gündür devam eden karmaşada, dertlerini anlatacak doğru bir merci bulamadıklarından sorunlarını CHP’li vekillere taşımakta buldular, bu sefer CHP’lilerin bölgeye girmesi yasaklandı. Ne dertlerini anlayıp, yardım edecek bir merci buldular, nede bir dinleyen. Yedikleri dayakta çabası. Onları temsil eden bir sendika ya da oluşum yok mu diye sormayın, hiç bir şey yapamıyorlar. Dünyanın herhangi bir yerinde başımıza gelse kıyameti koparacağımız hak ihlallerine karşı, İstanbul’da herkes sessiz. Bazıları hariç. Mesela ödenmemiş paralarını almadan çalışmayı reddeden işçilerin kaldıkların yerin kapısını sabaha karşı kırıp onları zorla işe götürmeye çalışan güvenlik güçleri, mesela sendikalı olan işçileri teröristlikle suçlayan işgüzar yetkililer, kendileri tıkır tıkır paraları cebine indirirken işçilere maaşlarını çok gören ihale babaları. En çok sesi çıkan bunlar. Şimdi bütün bunların yaşandığı dünyanın başka bir ülkesinde (Arap ve beşinci dünya ülkeleri hariç tabi) yapılacak olan normalde nedir?, soruna çözüm bulmak, işçilere emeklerinin karşılığını verip çalışma koşullarını mümkün olduğunca insanı boyuta çıkarmaktır değil mi? . Bizde öyle olmuyor. Artık böyle çalışmayız diyen işçilerin yerine, alternatif olarak dışarıdan işçi getirip ise devam edilmeye çalışılıyor. İnşaatın başlangıcından bu yana ihmallerden kaynaklı resmi otuzun üzerinde, gayri resmi rakamlara göre belki de yüz elli işçinin canına mal olan havaalanı inşaatında, ölenlerin ruhunu sızlatmak adına ne gerekiyorsa yapılıyor. Dört beş büyük firma 23 milyar Euro gibi rekor bir paraya almış ihaleyi. Bu kadar paraya ihale alanlar çalışanın üç kuruş parasını, hakkını vermemeyi marifet sanıyorlar.
Dostlar, hemen her yazımda sosyal devlet diye bahsedip duruyorum. Bana göre gelişmişliğin en büyük göstergesi halkın can, mal, hak, hukuk güvenliğinin devlet tarafından garantiye almasıdır. Bizde ancak bunlar sağlanıp herkes kendini güvende hissettiğinde ileriye bakabilecek duruma gelebiliriz başka türlü olmaz.
Ve unutmamak lazım kısa çöp uzun çöpten hakkını alır elbette!
AVUSTRALYA GÜNDEM
10 gün önceAVUSTRALYA GÜNDEM
11 gün önceAVUSTRALYA GÜNDEM
11 gün önceAVUSTRALYA GÜNDEM
12 gün önceAVUSTRALYA GÜNDEM
12 gün önceAVUSTRALYA GÜNDEM
12 gün önceAVUSTRALYA GÜNDEM
13 gün önceAVUSTRALYA GÜNDEM
13 gün önceAVUSTRALYA GÜNDEM
14 gün önceAVUSTRALYA GÜNDEM
14 gün önceAVUSTRALYA GÜNDEM
16 gün önceAVUSTRALYA GÜNDEM
16 gün önceAVUSTRALYA GÜNDEM
17 gün önceAVUSTRALYA GÜNDEM
18 gün önceAVUSTRALYA GÜNDEM
18 gün önceAVUSTRALYA GÜNDEM
18 gün önceAVUSTRALYA GÜNDEM
19 gün önceAVUSTRALYA GÜNDEM
19 gün önceAVUSTRALYA GÜNDEM
19 gün önceAVUSTRALYA GÜNDEM
20 gün önceAVUSTRALYA GÜNDEM
20 gün önceAVUSTRALYA GÜNDEM
20 gün önceAVUSTRALYA GÜNDEM
20 gün önceAVUSTRALYA GÜNDEM
20 gün önceAVUSTRALYA GÜNDEM
21 gün önceAVUSTRALYA GÜNDEM
21 gün önceAVUSTRALYA GÜNDEM
22 gün önceAVUSTRALYA GÜNDEM
22 gün önceAVUSTRALYA GÜNDEM
22 gün önceAVUSTRALYA GÜNDEM
27 gün önceAVUSTRALYA GÜNDEM
27 gün önceAVUSTRALYA GÜNDEM
29 gün önceAVUSTRALYA GÜNDEM
29 gün önceAVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025THİS WEEK’S PAPER
20 January 2025NEWS
20 January 2025NEWS
20 January 2025NEWS
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025UNCATEGORİZED
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025UNCATEGORİZED
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025THİS WEEK’S PAPER
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025THİS WEEK’S PAPER
20 January 2025NEWS
20 January 2025NEWS
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025THİS WEEK’S PAPER
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025AVUSTRALYA GÜNDEM
20 January 2025