• Dunya News
  • Emrah Yağlı – Azınlık Çoğunluk

Emrah Yağlı – Azınlık Çoğunluk

ABONE OL
September 13, 2017 03:06
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Merhaba değerli, Dünya okuyucuları.

Azınlık olmak ya da azınlık olarak yaşamak. Kelime anlamı olarak, herhangi bir nitelik olarak ayrı ve ötekilerden sayıca az olan, ülke olarak düşünürsek o ülkenin vatandaşı olmakla beraber soy, dil, din yönünden ülkenin baskın öğesi olan halktan sayıca az olan topluluk anlamı içeriyor azınlık kelimesi. Yerine, yöresine göre kim çoğunluktaysa, diğerleri azınlık oluyor. Bizimki gibi yüzyıllardır onlarca kültürü içerisinde barındırmış bir coğrafyada, kim azınlık kim çoğunluk doğrusu karar vermek oldukça zor. Dört bir yandan göçlerle bir araya gelerek oluşturulan, oluşurken de kim çok kim az diye bakılmaksızın ortak yaşam paydaları esas alınarak ortaya çıkan toplumlarda azınlık kime göre neye göre anlamak çokta kolay değil. Araplar, Çerkezler, Ermeniler, Süryaniler, Rumlar, Kürtler, Balkan ülkelerinden gelenler, Azeriler, Gürcüler, Lazlar daha aklımıza gelmeyen birçok kültür bir araya gelerek oluşturmuş bizim coğrafyayı. Hepsinin dini, kültürel farklılıkları, zenginleştirmiş bu insan topluluğunu.  Yıllarca ticaretin, sanatın bel kemiği olmuş Rumlar, Ermeniler kalıcı eserler bırakmışlar tarihimize. Kısacası bana göre çok kültürlülüğün adı azınlık çoğunluk olmuş. On yıllarca aynı mahallede oturmuş, komşuluk yapmış, çocuklarını birlikte büyütüp aynı havayı solumuş insanlar, biri Camiye diğeri Kiliseye gidiyor diye azınlık çoğunluk olmuşlar. Daha doğrusu birilerinin işine böyle olması daha çok gelmiş. Mardin’de çoğunluk durumundaki Süryaniler, İstanbul’da Ankara’da azınlık olmuş. Gerek asimilasyonlarla, gerek toplumsal baskıyla ve ötekileştirme politikasıyla azınlık olma korkusuyla karşı karşıya kalmış insanlar. Azınlık kavramı Irksal boyutuyla yeterli gelmemiş insanımıza dinsel boyuta indirgemişiz olayı. Yani aynı dinden gelip ayrı yoldan inananları da ayrıştırmışız. Çoğunluğun Camiye gittiği topluluklarda Cem evine gidenlere azınlık sıfatını yapıştırmışız. Hatta bizim alışkanlıklarımız doğru, sizinki yanlış diye yakıp öldürmüşüz yerine göre insanları.

Neye göre, kime göre azınlık. Hangi hakla ötekileştirme. Doğum haliyle dünyaya gelen her insanın, insan olma sıfatıyla başlayıp bitiyor her şey. Gerisi çok da önemli değil bence. Hangi toplumda, ne zaman hangi şartlarda dünyaya gelme tercihi insanoğlunun elinde olmadığına göre, hiçbir şekilde azınlık çoğunluk nitelendirmesi yapamayız insanlara bana göre. Özünde hepimiz sadece Dünyalıyız. Yedi göbek aile ağacı İstanbul’u gösteren bir Rum ya da Ermeni’ye İstanbul’da azınlık muamelesi yapmak ne kadar saçmaysa, bir Avustralyalının hayatının elli altmış yılını Sydney’de geçirmiş, çoluk çocuğu burada büyümüş ve burada yaşamaya devam edecek bir göçmene azınlıksın sen demesi o kadar haksızlık olur. Bizim gibi yaşamayan, düşünmeyen, ibadet etmeyen, konuşmayan herkese bu azınlıktır etiketini yapıştırmak, zaman mekan değişince bize söylenildiğinde ne hissederiz acaba? Herkesin kendi özgür iradesiyle karar verip yaşadığı dini, kültürel, milli değerlerinin sınırlarının nereye kadar gittiği çok önemlidir. En iyi, yıllardır yabancı bir ülkede yaşayan bizlerin bileceği bir duygudur bu. Aynı mahallede yıllardır birlikte yaşayıp,  mahallenin çoğunluğu kiliseye gidiyor diye bize azınlık ya da öteki gözüyle bakılması gibi bir şeydir. Bilmem kaç yüzyıldır aynı topraklarda yaşayıp ayrıştırılmak.

Azınlık olmak zordur bizimki gibi toplumlarda. Askerde, işte, okulda, çarşıda mahallede …zordur zor. Halbuki azınlıklar belkide bizden çok sevip benimsemiştir bu toprakları, bu halkı. Kendilerini ait hissetmişlerdir bu coğrafyaya. Farklı dinle, farklı dil ile. Kültürleri zamanla bizim yani genelin kültürü olmuştur. Romenlerin müziği, Kürtlerin halayı, ağıtı, Çerkezlerin dansları, Ermenilerin sanatı hep bizi temsil etmiştir. Ama sonuçta hep azınlık olarak kalmışlardır, öteki olmuşlardır. Birilerinin milliyetçi kafatasçı duyguları sömürmek, kaşımak ve kullanmak beklentisiyle hep ikinci planda olmuştur azınlıklar. Kime, neye göre. Aslında toplam nüfusunu gerçek kökenleriyle yüzleştirsek azınlık olmayan bir Allah’ın kulunun kalmayacağı bizim coğrafyamızda gerçekten zor iş azınlık ya da ötekilerden olmak.

Farklılıklarına rağmen bir arada yaşama becerisini gösterebilen toplumlarda görebildiğimiz hoşgörü, sevgi tahammül en önemli etmen. Din gibi, milliyet gibi, Mezhep gibi olgular bahane edilerek, kendisinden sayıca az olanı ya da güçsüz olanı ezmek için bahane bulmak kolay. Bunların mağdurlarına da azınlık denmesi ise ayıba kılıf bulmak gibi bir şey.

Biliyorsunuz tarihte yaşanan ve Kıbrıs sorununun masaya yatırıldığı Londra’daki Türk-Yunan –İngiliz hükümetlerinin toplantısı esnasında, Selanik’te Atatürk’ün evine bomba atıldığı söylentisiyle İstanbul’da özellikle Rum azınlığın evlerine, işyerlerine yapılan saldırılarının yıldönümü 6-7 Eylül olayları. Sanatta, sporda ticarette yıllardır toplumu son derece büyük başarılarla temsil eden insanların yaşadığı semtlere, toplu halde saldırılarda bulunulmuş, resmi rakamlara göre on beş kişi öldürülmüş, azınlıklara ait onlarca fabrika, okul, Sinagog, Kilise yakılıp yıkılarak harap edilmiştir. Yeri geldiğinde omuzlarda taşınan futbolcu, sanatçı kim varsa bir anda katlı vacip gösterilip zarar verilmeye çalışılmıştı. Yaşanan bu karmaşada resmi kayıtlara göre altmış kadın tecavüze uğramıştı. Kime yapılırsa yapılsın, bu ya da buna benzer bir olayı yapma hakkını kim, nereden, ne adına buluyor önemli olan bu. Azınlık diye nitelendirdiğimiz ve yaşam hakkı can ve mal güvenliği çoğunluğun keyfine göre var olan toplum bireyleri, askerlik, vergi gibi konularda ise hiçte az olarak değerlendirilmeyip sonuna kadar her türlü görevi severek isteyerek yapmaktadırlar. Yani yeri gelince azınlık, yeri gelince vatandaş.

Değerli dostlar bana göre hepimizin birey olarak gelip geçici olduğumuz bu dünyada önemli olan insan olarak yaşam hakkına saygıdır. Azınlık, çoğunluk, senin dinin, benim dilim, onun rengi, bunun mezhebi ne bizi diğerimizden üstün kılar ne de ezmeye yok etmeye bir sebeptir. Hele hele inançlı olduğunu söyleyen kitlelerin özellikle son yıllarda yaşattıklarına bakacak olursak, her şeyden önce insan gibi insan olmak en büyük erdemdir diye düşünüyorum. Dini olduğu için ahlaka ihtiyacı olmadığını sananlar bir gün azınlıkların durumuna düşerlerse yüzlerini insanlığa dönsünler, her şeyin cevabı orada.

Dostça kalın.

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

SON DAKİKA HABERLERİ

NEWS

2 gün önce

SUİSTİMALE GEÇİT YOK!

THİS WEEK’S PAPER

2 gün önce

YENİ SAYI ÇIKTI Her Hafta Farklı DÜNYA

AVUSTRALYA GÜNDEM

3 gün önce

OP SHOP

AVUSTRALYA GÜNDEM

3 gün önce

Nostaljik fotoğraf, duygusal olmadı tartışmayı ateşledi

AVUSTRALYA GÜNDEM

4 gün önce

Her hafta bir kamyoncu yolda ölüyor

AVUSTRALYA GÜNDEM

4 gün önce

Okul çağındaki çocuk silahla ateş ettiğini itiraf etti

AVUSTRALYA GÜNDEM

4 gün önce

Avustralya’da eğitimin değeri arttı MADENLERDEN DAHA DEĞERLİ

AVUSTRALYA GÜNDEM

4 gün önce

ABC Radyo Ulusal 100. yıl dönümünü kutluyor

AVUSTRALYA GÜNDEM

4 gün önce

Elektrikli araç sayısı 50.000’den fazla arttı

AVUSTRALYA GÜNDEM

4 gün önce

Kral Charles ve Camilla Avustralya’ya geliyor

AVUSTRALYA GÜNDEM

4 gün önce

SICAK HAVA DALGASI Bu hafta 46 °C

AVUSTRALYA GÜNDEM

4 gün önce

RBA, Noel öncesin faiz oranlarını sabit tuttu

AVUSTRALYA GÜNDEM

4 gün önce

Jasper Kasırgası Avustralya’yı vurmakla tehdit ediyor

AVUSTRALYA GÜNDEM

4 gün önce

LİBERAL PARTİ Meadow Heights’ta Ofis Açıyor

AVUSTRALYA GÜNDEM

4 gün önce

İsrail’den Avustralya için Seyahat Uyarısı

AVUSTRALYA GÜNDEM

4 gün önce

DİKKAT! Bu Ürün Geri Toplatılıyor

AVUSTRALYA GÜNDEM

4 gün önce

Diri diri gömülen Avustralyalı adamın kimliği açıklandı

AVUSTRALYA GÜNDEM

4 gün önce

Serbest bırakılan tutukluları geri hapse atma yetkisi

AVUSTRALYA GÜNDEM

4 gün önce

Büyükbaba (91) karısını (85) öldürmekle suçlanıyor

AVUSTRALYA GÜNDEM

10 gün önce

GLENROY SALDIRISINDA YENİ GÖRÜNTÜLER 

rk
rk