Merhaba değerli okurlar. Yeni yıla çok hızlı bir giriş yaptık dünyalılar olarak. Amerika, Avrupa, Ortadoğu hep birden faal olarak heyecanla başladık 2019’a.Avustralya biraz sakin girdi ama ne yapalım artık idare edeceğiz.
Amerika Ortadoğu’da yer değiştirme kararı almasıyla yeni sorular belirdi kafamızda. Gene ne peşindeler diye. Yok, valla bir şey dese de, pek kimse inanmadı. Irakta her yeri kuş bakışı görebileceği bir konuma iyice yerleştikten sonra, hemen çekileceğini söylediği kuzey Suriye’den ilk önce dört ayda, sonra dört haftada, en sonunda da çanı ne zaman isterse çıkacağını belirtip her zamanki gibi kimseyi şaşırtmadı.
Şimdi olayın Türkiye açısından önemi büyük. ABD bölgeden çıkmadığı sürece, bölgedeki Kürt güçlerine destek verdiği ve tehlike uyandırdığı için epey bir gerilim yaşanmıştı.
En son ABD bölgeden çekileceğini açıklayınca da bazıları şaşırdı, bazılarının hesapları şaştı, bazıları da yeni hesaplar peşine düşmüştü. ABD’nin en son golü ise pek kimsenin dikkatini çekmese de tam doksandan denilebilir bence.
Bilmem hatırlayanınız ya da bileniniz var mı ama geçen Kasım ayında sekiz Arap ülkesi askerleri ve gözlemcileri Mısırda ortak bir tatbikat yapmak üzere bir araya gelmişler ve “Arap Kalkanı 1” adı verilen bu tatbikata Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudiler, Bahreyn, Kuveyt, Lübnan, Fas katılmış, Lübnan ve Fas sadece gözlemci olmuşlar, diğer ülkeler aktif olarak katılmışlardı. Diğer bir tabirle Arap Natosu olarak düşünülen bu birlik, şimdi ABD’nin her yerde olmasını uygun bulduğunu belirttiği bir yapı olarak karşımıza çıkıyor.
Yani ABD Suriye’den ben çıkayım bu ve bunun gibi birlikler gözcü olsun diyor, ama parasıyla tabi. Nasıl parasıyla, şimdi bu ülkelerin ortak askerlerinden oluşacak bu birliğin masrafını maaşını ortak olan ülkeler beraber karşılasın şeklinde. Bu birliğin özüne baktığımızda ABD savunma ve Dışişleri bakanlarının tek tek ismi geçen ülkeleri ziyaret edip birliği organize ettiği ve her ülkenin rızasını aldığını düşününce amaç neredeyse ortaya çıkıyor. Arapların ortak bir savunma, iyi niyet birliğimi amaç. Hayır, tabi ki. Yıllardır kanını emdiği bölgeyi Araplardan daha iyi bilen ABD, artık ben kendimi çok yormadan yoğurdun kaymağını yemek istiyorum, bunun içinde bir Sünni askeri güç kurulsun, İran’a falan kafam bozulursa beni yormadan gidip işi halletsinler mantığıyla kendi elleriyle kurduğu Arap NATO’sunu, Ortadoğu’da her yere sürecek gibi görünüyor ilerde. Hayırlı uğurlu olsun.
Bölgedeki saçma sapan mezhep çatışmalarından yıllardır her türlü şekilde nemalanan Rusya, Amerika gibi güçler, bu işin tuttuğunu ve bundan sonra bir elli yıl daha millet aya giderken Arapların birbirini öldürmeye çok hevesli olduğunu görüp ona göre bir kalkınma planı yapmışlar belli ki. Bir taraftan sürekli Türkiye’nin bölgedeki gücünden ve öneminden dem vurup, özellikle ekonomik olarak güçsüzleştirdikleri ve Araplaştırmaya çalıştıkları bu dönemde, yeni çizilecek Ortadoğu haritasında Türkiye’ye nasıl bir pay biçecekleri henüz belli değil. Ama bu Arap NATO’suna etkin olarak katmadıklarına göre, Rusya ile olan ilişkilerin bir sonucu diye yorumlayabiliriz sanırım. Yani Rusya Türkiye ilişkileri hem bir tehlike, hem de risk ABD ve müttefiki Araplar için.
Son zamanlardaki Suriye kaynaklı sıkıntının da büyük sebebi bu. Türkiye kapıları Rusya’ya bir kapatsa çok bir sorun kalmayacak Trump için ama olmuyor. İşin içinde doğalgaz var, ticaret var, İran var. Bir türlü istediği sonuca varamıyor ABD. Önümüzdeki aylarda daha açık seçik ortaya çıkacak niyet, göreceğiz hep beraber, bakalım Ortadoğu’nun çilekeş halkını nasıl sürprizler bekliyor.
Türkiye’de yerel seçim heyecanı adaylar belirlendikçe daha da artıyor. Büyük şehirleri kimse kaptırmak istemiyor. Bu yüzdende kazanması daha kesin gözüyle bakılan, bakan, milletvekili kim varsa aday oluyor. Hatta öyle ki belediye seçimindeki rakiplerini düşmana benzetip seçmenlerden oylarıyla onları denize dökmelerini isteyen liderler bile var.
Birçok şehirde, partiler arası anlaşmayla gidilecek seçim adeta bir genel seçim havasına büründü. Tabi her seçimde olduğu gibi gene seçmen yolsuzluğu iddiaları da ayyuka çıktı. Seçim telaşıyla bir eve yirmi beş kişiyi kaydedeni mi ararsınız, kimsenin oturmadığı harabeyi ev adresi gösterip seçmen kütüğüne kayıt olanı mı. Diğer seçimlerden çok farklı değil yani.
Mesela Vatandaşlık verilen 79000 Suriyeli yeni yurttaşımızın 36000’i oy kullanacak. Özellikle büyükşehirlerin alınmasını, bir sonraki genel seçim için prova olarak gören partiler ve partililer var güçleriyle çalışıyorlar. Daha önce belediye başkan adaylarının esnaf, komşu ziyaretleriyle oy isteme yarışı, simdi parti liderlerinin binlerce kişiye yaptığı mitinglerle ayrı bir boyut kazandı. Neredeyse bir genel seçim kadar şaşalı propagandalar, toplantılar, vaatler sormayın gitsin.
Daha öncede söylediğimiz gibi kim seçilirse seçilsin bu millet, halka hizmet vermek için gelmeli. Belediyeyi bir zıplama tahtası görüp siyasete atılmak isteyenlerin oyuncağı olmamalı insanımız. Özellikle büyük şehirlerde, her gün artan göçle yaşanmaz hale gelen, ulaşım, altyapı sorunu ehil insanlarca ele alınmalı çözüm üretilmeli. Umarız öyle olur.
Tabi bu bizim dileğimiz, ilerleyen zamanda hep birlikte yaşayıp göreceğiz. Zorlu hayat şartlarıyla zaten yeterince bunalan insanımızın en azında günlük hayat standartlarını yükseltecek, mahallede, otobüste, yolda doğru dürüst hizmet vermeye niyetli adaylar görmek dileğimizle.
Dostça kalın…