0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Merhaba değerli dünya okuyucuları. Teknolojinin, ilimin, bilimin gelişmesi insanoğlunun hayatını da değiştiriyor. Hemen her gün ortaya çıkan yeni buluşlar, yeni çalışmalar hepimizin bazen umudu oluyor, bazen günlük hayatımızı daha da kolaylaştıracak materyaller olarak çıkıyor karşımıza. Hastalıklarla ilgili yapılan araştırmalar, buluşlar, ilaçlar insan ömrünü uzatmak için, derdine çare olmak için bütün hızıyla gelişen teknolojiyi de kullanarak devam ediyor. İletişim araçları uzakları yakın ediyor. Eskiden günlerce beklediğimiz bir sayfa ya da yüz sayfa evrak bir tuş dokunuşuyla elimizin altında oluyor anında. Sürekli ilerliyor teknoloji, hep daha iyisini, daha kolayını, kullanışlısını bulmak adına. Yani hepsi insanlar için. Uzayda araştırmalar yapılıyor hayat var mı yok mu diye. Avrupa’da, Amerika’da, dünyanın her yerinde deyim yerindeyse teknoloji savaşları oluyor kim daha iyisini yapacak diye. Devir teknoloji, modern bilim devri. İster istemez hepimiz öyle ya da böyle bu devrin bir parçasıyız. Akıllı telefonlarla, internet harikalarıyla dünya elimizin altında. Artık eğitimli, eğitimsiz herkes faydalanıyor bunlardan. Afrika’dan Avrupa’ya, Amerika’dan Ortadoğu’ya herkes. Kimse artık bunları ne inkar edebiliyor ne de reddedebiliyor. İlim de, bilim de teknoloji de açık net, ispatlı. Varsayımlara, hikayelere, hurafelere dayanmıyor.

Gelişen dünyadan bu kadar bahsettikten sonra, tüm bunlara rağmen ve bunları kullanarak gelişmemekte ısrar eden, ederken de kendi çıkarları doğrultusunda, ahlak, din, iman tanımadan kitleleri uyuşturmaya çalışanlardan bahsetmek istiyorum biraz. O kadar çoklar ki. Devletin en tepesinden, mahalledeki muhtara, imama kadar hepsi bir yol tutturmuş gidiyor biz ve bizimki gibi kültürlerde, coğrafyalarda. En iyi silahları da din. İnsanların en kolay sömürülebilecek, galeyana getirilecek, ağzındaki lokmasını dahi alabileceğiniz duygu. Eğitimsiz, cahil bırakılmış ve özelliklede öyle kalmaları için ekstra çaba sarf edilmiş toplumlarda başarıdan başarıya koşan bezirganlar özellikle son yıllarda oldukça popüler bizimki gibi toplumlarda. Millet aya seyahat ederken, ulusal televizyonlarda kadınların, kız çocuklarının varlığını yerden yere vuran, kendilerini bilim adamı, ulema gibi gösteren, iki bin beş yüz yıldan fazla zaman önce yazılmış kutsal kitapla kafalarına göre oynayan, kendi nefislerine, çıkarlarına uygun ayetler uydurup fetvalar veren insan müfettişleri maalesef kanımızı emip, toplumu olabildiğince gericileştirmeye devam ediyor. Şeytan aleti olarak ilan ettiği, televizyondan, internetten milyonlarca kişiye ulaşıp beyin yıkıyor. Şükretmeyi öğütlediği kitlelerden edindiği parayla teknolojinin en son tekniklerini kullanıp teknolojiyi inkar ediyor. Televizyon radyo kanalları, satın alıyorlar ki daha çok kişiyi zehirleyebilsinler.

Peki, bunları bu kadar cüretkar kılan nedir? Tabi ki devlet destekli cahiliye politikaları. Halkın bölgesel kontrolünü cemaatlere bırakan devlet, hem bizde hem diğer Ortadoğu, Afrika ülkelerinde kurulan vakıflarla, derneklerle devletten hortumlanan paralarla bunları adeta milletin başına bela etmeye devam ediyor. İlimi, bilimi her türlü müspet bilgiyi reddeden, bu güruh, verdikleri vaazlarda Amerika’ya, İsrail’e lanet yağdırıp vaaz vermeye Amerikan yapımı kurşungeçirmez jeeplerle geliyor. Halk olarak biz ne yapıyoruz? Sadece izlemekle yetinip sessizce bekliyoruz. Artık gücün millette devlette değil, bunlarda olduğunu bildiğimizden aman bana bulaşmasın diye korkuyla sessizliğimizi koruyoruz. Muhalefet edip, “sen ne diyorsun Allah bana akıl, fikir vermiş, size mi kaldı Allah’la kul arasında din tüccarlığı yapmak” diye sessizliğini bozup isyan edenler yok değil. Onlarda uyumsuz ilan edilip dinsizlikle suçlanıp dışlanıyor başlarına gelmeyen kalmıyor.

Merak ediyorum biz bu kadar mı tepkisiz, sorgulamayan bir toplum olduk? Evet. Adamın biri çıkıp Hz. Muhammedin terliğidir diye aynı terlikten binlerce üretip 130-140 TL’ye satıyor ve diyor ki bu terliği alan rüyasında Peygamberimizi görecek. Aynı gün yüzbinlerce satılıyor terlikten. Bir diğeri, kadının eline eli değenin eli ateşten kor olur diyor, kadınlarla karşılıklı göbek atarken el ele görüntüleri çıkıyor medyada. Kişisel sapıklıklarına bahane bulmak için habire olmayan ayetler üretiyorlar, mantar gibi her köşede türeyen bu kadar ilahiyat profesöründen biri çıkıp bu nereden çıktı demiyor. Geriliyoruz! Eğitimde, kültürde, bilimde, ilimde mümkün olduğunca geriliyoruz. Ahlakta, utanmada geriliyoruz. Toplumsal ahlak kavramının asıl beyinde kişilikte başladığını reddeden bezirganlar, üç kadınla evliliği, ahlaksızlık değil, birilerine kol kanat gerip bakımına almak olarak değerlendirdiklerinde kimseden yıllardır ses çıkmayınca iş imamlara nikah kıyma yetkisine kadar geldi. Hatta geçti bile. Yüzümüzü Araplara döndüğümüzden beri, alışkanlıklarımız, giyim kuşam tarzımız, olaylara tepkilerimiz tamamen “Ya lelli” oldu. Bizimki gibi toplumları yöneticiler vasıtasıyla geriletmekte son derece başarılı olan egemen süper güçler, gericilik kendi sınırlarımıza sığmayıp onlara sirayet edince acaba ne yapacaklar çok merak ediyorum.

İŞİD mikrobunu Müslümanlara bela olsun diye besleyip büyüttüklerinde kontrolden çıkıp kendilerine dönmeye başlayınca yaşadıklarını çabuk unutmuş olmalılar ki hem Ortadoğu’yu hem bizi yozlaştırmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Tarikatları, gerici vakıfları paraya boğan, hatta ticari ilişkiler kuran dış ağalarımız, lafa gelince de aşırı dincilikle suçlayıp uyarıyor bizi ve bizim gibi toplumları. Ekonominin, kültürün, eğitimin dibe vurduğu fakat hiç kimsenin sesini çıkaramaması için polis ve korku devletine dönüştürülmüş toplumlarda dinin en iyi uyuşturucu olduğunun keşfi de kesinlikle süper güçlerden çıkmıştır. Kendilerinin de zamanında çok sık kullandığı bu yöntem, aydınlanma döneminden sonra kendilerinde pek işe yaramasa da üçüncü dünya ülkelerinde çok da başarılı oldu.

Değerli dostlar bizimki gibi dünyanın en güzel yerlerini bağnazlıkla, yobazlıkla, aşırı dincilikle cehenneme çevirirken ceplerini doldurup bizlere yani halka nasıl birbirimize düşman olmamız gerektiğini inançlarımızı, değer yargılarımızı, kültürümüzü kullanıp öğütleyenlere artık dur demeliyiz. Her şeyiyle bize örnek gösterilen ülkelerin kültürlerin hallerine bakacak olursak demek istediğim herhalde açık net görünür.

Kimsenin oyununa gelmeden bütün varlıklardan farklı olarak bünyemizde bulunan aklı kullanarak kendi bilincimizi geliştirmeli ve artık neredeyse insanlarla dalga geçecek seviyeye gelen her türlü sömürüye dur demeliyiz. Özelliklede din sömürüsüne. Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanların bizleri kullanmasına son vermeliyiz.

Dostça kalın.

Yazar Hakkında

admin

Son Yazıları

Yazar'ın Tüm Yazıları

• Avustralya Gündem2024.09.20YENİ FAİZ ORANI AÇIKLANACAK
• Avustralya Gündem2024.09.20Victoria’nın Nüfusu 7 Milyonu Aştı
• Avustralya Gündem2024.09.17Avustralya’daki Genç Kullanıcılarına Kısıtlamalar
• Avustralya Gündem2024.09.17Yeni Sayımız Yayında!