Merhaba değerli Dünya okurları. Zaman zaman bu köşeden insan hayatına ne kadar önem verdiğimizle ilgili paylaşımlarda bulunuyorum. Türkiye’de iş ve trafik kazalarında yitirdiğimiz insan sayısı dünya sıralamasında hep üst seviyelerde. Eğitim, kültür, alışkanlıklar, vurdumduymazlık bunların hepsini sıralayabiliriz sebep olarak. Ama bana göre en önemli sebep insana ve insan hayatına verdiğimiz değer. Hastanede, yolda, okulda, işte birbirimize, kendimize verdiğimiz değer. Daha doğrusu vermediğimiz değer. Temel sebep bu. İkincisi de yaptırım yani cezanın uygulanmaması ya da hiçe sayılması. Trafikten iş kazasına, insan hayatını hiçe sayarak üç beş yüz liralık önlem almadığı için ölüme sebebiyet verenlerin ufak cezalarla elini kolunu sallayarak bir dahaki kurbanlarına doğru yola düşmesi toplumun genelinde insan hayatının çok da önemsenmediği kanısını uyandırıyor ve herkes aynı rahatlıkla hareket ediyor. Yaşananlar için nüfusun kalabalıklığından tutunda, kadere kadar bin türlü bahane bulmakta üstümüze yok millet olarak. Eğitimsizlik, ihmalkarlık en son akla gelenler.
Yaşadığımız ülke Avustralya’da standartlara bakınca, hemen hiçbir şeyin tesadüf olmadığını, gereken önlemlerin alındığında birçok felaketin önüne geçildiğini görebiliyoruz. Bir bardak su dökülen yere beş tane ‘dikkat zemin ıslaktır” uyarısı koyan bir sistemde tabi ki kaza oranı neredeyse sıfır oluyor. Çünkü o bir bardak suyun neden olacağı herhangi bir kazanın öyle bir yaptırımı var ki hepimiz biliyoruz. Bu da insana verilen değerden, eğitimden kaynaklanıyor bana göre. Yani kaza geliyorum diyorsa geri gönderiliyor. İşte de böyle, okulda da, trafikte de. Hepimiz ister istemez uyuyoruz toplumsal kurallara. Niçin? İnsan hayatına değer verildiği için ve bir yaptırımı olduğu için.
Her yerde alınan her türlü önleme karşın kaza, aksilik burada da olmuyor mu? Tabi ki oluyor. Ama insan hayatını etkilediği ölçüde geçici ya da kalıcı sakatlığa sebep olan kazalarda insana sahip çıkılıyor. Ömür boyu destek veriliyor maddi manevi. Ölümcül olanlarda bakmakla yükümlü olduklarına bedel ödeniyor insan gibi hayatlarına devam etsinler diye. Devletin sosyal yapısı bu.
Değerli okurlar bütün bunlara neden değindim, 27 Martta Türkiye’nin en büyük iş kazası faciası Soma maden işletmelerinde 2014 yılında yaşanan kazanın mahkemesi devam etti. Beş kişinin tutuklu olduğu elli bir sanıklı davada savcı işletme sahibinin tutuklanmasını talep etti. Tam dört sene sonra! Bilirkişi raporlarının, incelemelerin sonucunda tamamen ihmal kurbanı 301 madencinin ölümüyle sonuçlanan bu faciada bir arpa boyu yol alınmış oldu.
301 madenci, 301 can, aileleri, anaları, babaları, geride bıraktıkları çocukları yıllardır adalet bekliyorlar. Hem de haklarını aradıkları için adeta bir suçlu muamelesi görerek. Daha facianın yaşandığı anlardan itibaren itilip kakılmaya, dövülmeye başlanan insanlar, kaybettiklerine, canlarının yandığına mı üzülsünler, sahipsiz kaldıklarına mı? Dünyanın en kötü şartlarında en ucuz paraya yerin yedi kat altına emeklerini koyup canından olan bu insanlara aradan geçen dört senede ne yapıldı? Hemen hemen hiçbir şey. Faciadan ölmeden kurtulan işçilere tazminatınızı devlet versin bizde para yok diyen firma yöneticileri, bu yetmezmiş gibi, iki bin sekiz yüz işçiye de sadece telefon mesajıyla işten el çektirdiğini belirtti. Hiç bir sosyal güvencesi olmayan madenciler ve ailelerinin aldıkları üç kuruş işsizlik fonu parası da belli bir süre sonra kesildi devlet tarafından.
Devlet tarafından kapatılan üç ocaktan sonra, aynı bölgede başka bir ocağa işletilebilir güvenlidir raporu verildi. Faciadan sonra madene inmek istemeyen 1500 işçi, zorlamayla, işsiz bırakılma tehdidiyle yeniden madene indirildi, hala da çalıştırılıyorlar. Aynı tedbirsizliklerle!
Bu kadar raporla, incelemeyle tamamen kusurlu bulunan bir işletmenin davası neden dört yıl devam eder ve hala da edecek anlamak zor. İşletme sahibinin “valla biz tedbirlerimizi aldık, belki de terör örgütlerinin işiydi bir araştırın” talebine insaflı bir savcı ret cevabı vermiş bu gün. Teknik raporlarda ayrıntılı olarak anlatılanlardan nasıl olduğu gün gibi ortada olan bu facianın mümessilleri, madene inen insanları kazandıkları beş on liradan daha değersiz gördüklerinden dolayı arsızca davanın seyrini değiştirmeye çalışıyorlar. Dedim ya insana ve hayatına verilen değer, bir milletin ülkenin de medeniyet, kültür, eğitim seviyesini ortaya koyuyor bence. Tabi bunun için de bilinçli, kendini asgari şartlarda da olsa yetiştirmiş bir toplum gerekiyor. Bilgiyi reddetmeyen, kendi hakkını ararken başkalarının haklarına da saygı duyan bir toplum. Emeğe, emekçiye değer veren bir toplum bahsettiğimiz.
Düşünün sadece Somada kaybettiğimiz o kadar insanın iki, üç nüfusa bakmakla yükümlü olduğunu. Yani olay üç yüz bir madencinin bile bile ölüme gönderilmesi değil sadece, ya geride bıraktıkları. Kara elmastan başka geçim yolu olmayanları her sabah uğurlarken Allaha emanet eden, ama bir akşam cesedine bile ulaşamayan yakınları, ablalar, analar, kardeşler. Bunun psikolojik yıkıntısıyla yaşamak ne kadar kolay olabilir. Ekonomik olarak zaten hiç bahsetmeye gerek yok.
Mayıs ayında dördüncü senesi dolacak bu facianın tabiri caizse katliamın. Bu ve bunun gibi yaşanmışlıklardan insani dersler çıkarıp, biraz daha önem vermek gerekir sanırım hayatlara, insan yaşamına. Tabi en büyük payda devlete düşer, denetimiyle, yaptırımıyla, kontrolüyle. Çalışanın hakkını, hukukunu, can güvenliğini tam sağlamakla yükümlüdür devlet. Umarım bu ve bunun gibi acılar tekrar yaşanmaz, son olur.
İnsan hayatı önemlidir sonuçta dostlar, yaşayan en değerli varlık olduğunu öne sürdüğümüz için. Ayrım yapmadan, nerede, nasıl, hangi şartlarda yaşarsak ya da yaşatılırsak fark etmez. Senenin hemen her haftası, dünyanın, her yerinde yaşanan katliamları hak ihlallerini unutmayan dostlar Somada da üç yüz bir canın yaşam hakkı elinden alındı, tabancasız, tüfeksiz, aklınızda bulunsun!!
Dostça kalın
AVUSTRALYA GÜNDEM
8 saat önceAVUSTRALYA GÜNDEM
23 saat önceAVUSTRALYA GÜNDEM
1 gün önceNEWS
4 gün önceTHİS WEEK’S PAPER
4 gün önceAVUSTRALYA GÜNDEM
4 gün önceAVUSTRALYA GÜNDEM
5 gün önceAVUSTRALYA GÜNDEM
5 gün önceAVUSTRALYA GÜNDEM
5 gün önceAVUSTRALYA GÜNDEM
5 gün önceAVUSTRALYA GÜNDEM
5 gün önceAVUSTRALYA GÜNDEM
5 gün önceAVUSTRALYA GÜNDEM
5 gün önceAVUSTRALYA GÜNDEM
5 gün önceAVUSTRALYA GÜNDEM
5 gün önceAVUSTRALYA GÜNDEM
5 gün önceAVUSTRALYA GÜNDEM
5 gün önceAVUSTRALYA GÜNDEM
5 gün önceAVUSTRALYA GÜNDEM
6 gün önceAVUSTRALYA GÜNDEM
6 gün önce