Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nden (MIT) araştırmacılar Dünya’ya yaklaşan bir göktaşının yönünü saptırmak için hangi tip bir uzay görevinin daha başarılı olacağını belirlemeye yardım edecek karar haritası geliştirdi. Karar verme yöntemi göktaşının kütlesiyle momentumundan bir “yerçekimsel anahtar deliğine” yakınlığına ve yaklaşan tehlikenin ne zaman fark edildiğine kadar pek çok etkeni hesaba katıyor.
Araştırmacılar yeni yöntemi Apophis ve başka bir yakın Dünya asteroidi olan Bennu üzerinde denedi.
Bu ay hakemli bilim dergisi Acta Astronautica’da yer alan araştırmanın ortaya koyduğu yöntem, hem Apophis hem de Bennu’yu ve yerçekimsel anahtar deliklerine yönelebilecek başka göktaşı senaryolarının çoğunda başarılı oldu.
13 Nisan 2029’da Eiffel Kulesi’nden daha geniş buz kaplı bir göktaşı saniyede 30 kilometre hızla Dünya’yı jeostatik yörüngedeki uyduların bulunduğu mesafeden sıyırıp geçecek ve bu gelecek on yılda büyük bir asteroidin en yakın geçişi olacak.
İsmini Mısır mitolojisindeki kaos tanrısından alan 99942 Apophis’in 2029’daki yakın geçişinde yerçekimi etkisiyle izlediği yolun değişeceği ve 2036’daki bir sonraki yakın geçişinde yıkıcı etkileri olabileceği öne sürülmüştü.
Neyse ki en güncel gözlemler, her iki geçişin de Dünya’nın göktaşına sapan etkisi yaratması dışında bir sonuç doğurmayacağını gösterdi. Ancak çoğu bilim insanı göktaşlarını engellemek üzere stratejiler geliştirmek için asla erken olmadığını, her an bir başkasının gezegenimize yönelebileceğini düşünüyor.
2017’de NASA, ABD Kongre’sine sunduğu raporda, Dünya’ya yönelmiş bir göktaşını yolundan saptırmanın en etkili yolunun nükleer bomba patlatmak olduğu sonucuna ulaşmıştı. Ancak sonrasında Dünya’ya düşebilecek radyoaktif göktaşı parçaları nedeniyle bu yöntem gezegen savunma açısından tartışmalı bir konumda yer alıyor.
İkinci en iyi seçenekse “kinetik çarpıcı” ismi verilen bir uzay aracı, roket ya da başka bir cismin göktaşına doğru hızla ve doğrultusundan saptıracak şekilde çarptırılmasını içeriyor.
Paek bu seçenekleri, “Temel fizik ilkeleri bir tür bilardo oynamak gibi” diyerek açıklıyor.
Ancak bazı bilim insanları “kinetik çarpıcı” gibi bir yöntem için yüzeyin bileşimi gibi pek çok ayrıntının kesin biçimde bilinmesi gerektiğini ve bunun böyle bir görev için pek çok belirsizliği beraberinde getireceğini öne sürüyor.
Hava ve uzay mühendisliği profesörü Weck de şöyle yorumluyor:
Bir uzay görevinin başarı oranının yüzde 99,9 ya da sadece yüzde 90 olması fark eder mi? Konu gezegeni yok edebilecek cismi saptırmak olduğunda, bahse girerim fark eder.
MIT’li araştırmacılar saptırma görevi için göktaşının tipini belirleyecek bir simülasyon kodu geliştirdi. Program asteroit hakkında bir dizi bilinmez varken başarı olasılığı en yüksek seçeneği gösteriyor.
Değerlendirilen seçenekler arasında temel bir “kinetik çarpıcının” yanı sıra öncülerin gidip ölçüm yaptığı ya da yeterince uzaktaysa doğrultusunun darbeyle değil yavaş biçimde değiştirildiği pek çok alternatif ve bunların kombinasyonları yer alıyor.