Allah’tan buraya İngilizce öğrenmeye gelen talebelerle yollarımız çok kesişti bizim. Hiç tanımadığımız gencecik insanlara selam verdik, hal hatır sorduk. Bazen ekmeğimizi paylaştık, bazen buraları onlara gezdirdik. Bizim açımızdan yeni insanlarla tanışıp gezmek memleketten konuşmak çok keyifli şeylerdi ama talebelerimiz açısından gurbette bir abla abi veya teyze amca tarafından ilgi görmek çok önemli kıymetliydi. İlk günlerin heyecanını şaşkınlığını üzerinden atan hemen bütün talebelerimiz derhal okuluna başladılar, Part time iş buldular düzen kurup olup gittiler Maşaallah. Daha geçenlerde buraya okumaya gelen bir talebemizle yaşadıklarımız bana çok ibretli geldi siz kıymetli okurlarımla bunu mutlaka paylaşmalıyım diye düşündüm.
Şimdi üç haftamız var, Ömer Türkiye ye gidecek nişanlısıyla evlenip gelecek. Onlara bir ev lazım. Çocuk hem kursuna gidiyor hem de ev arıyor. Talebe olduğu için, okula ve işe gittiği için bize “şu evlere bakar mısınız” diye liste yolluyor gidip bakıyoruz ama bir sürü insan gelmiş herkes kiralık ev arıyor, Ömer önceden kiracı olmadığı için, bir türlü evi bulamıyoruz. Gidiş günleri yaklaştıkça iki ayağımız bir pabuca girmeye başladı. Onun da bizim de Rabbimize tren istasyonuna, alışveriş yerlerine yakın hayırlı bir ev bulmak için dua dua yalvardığımız günlerdi. Gitmesine üç gün kala bir ev bulduk, baktık ama prosedür var talebeye verip vermeyecekler belli değil, Ömer gidecek, iki hafta içinde gelin hanımla gelecek evi acil tutmamız lazım. Çokça telefonda görüşebiliyorduk, heyecan had safhadaydı. “Oğlum annene babana haber sal gece-mece neyse kalksınlar sana bu evi kiralayabilelim için dua etsinler” dedim. Allah’tan nasip oldu Ömer Türkiye ye uçarken nohut oda bakla sofa misali şirin bir evi tutabildik. Evin ilk kontrolünü yaparken yandaki daireden Pakistan kıyafetli genç bir hanım bize gülümsedi. Ona selam verdik, oda bize selamla karşılık verdi ama konuşamadık belli ki komşu olacaklardı.
İşte Ömer talebeye geri geldiklerinde eşiyle beraber yaşayacakları bu şirin evi bulma telaşından sonra farkında olmadan herkesin farklı farklı isteklerinin dualarının bu noktada kesiştiğini, duaların beklentilerin hepsinin değişik olmasına rağmen bir evin etrafında nasıl tecelli ettiğini Rabbim bize gösterdi. Şöyle ki; Ömer in Allah tan eşiyle birlikte geldiğinde yaşayabileceği evlerinin olması için duası vardı. Bizim de Ömer’e hayırlısıyla bir ev bulsunlar, bir faydamız olsun Allah’ım diye duamız vardı. Ev sahibinin temiz, kirasını vaktinde ödeyecek iyi bir kiracı dileği, evi kiraya verecek olan şirketin de eve uygun kiracıyı bulma, işini iyi yapma dileği vardı. Ömer’in annesiyle babasının da gurbet ellerde evlatlarının selametle başlarını sokacakları bir evleri olsun için Yüce Allah’tan ellerini açıp dua dua istemeleri varmış. Sonradan Pakistanlı komşunun duasını da öğrendik. Bir yıl önce Pakistan’dan gelin gelmiş, çok yalnız kalmış, namazlarında Allah’ım bize hayırlı iyi bir komşu nasip eyle” diye hep dua edermiş. Bunları duyunca Ömer ile evlenip gelen gelin hanımda “vallahi bende hep Allah’ım şirin bir evim olsun, iyi bir komşum olsun diye dua eder dururdum, ne güzel Allah bize hepsini nasip etti” diye sevinçle duasının kabul olduğundan haber verdi. Bir evin etrafında herkes kendince bir şey istedi, ne güzel Rabbimiz de herkesin gönlüne göre verdi.
Rabbimiz bizlere “dualarınız olmasaydı ne öneminiz vardı” diyerek bizleri hiç aracısız doğrudan kendi kelimelerimizle onunla konuşmaya, ona isteklerimizi dileklerimizi dualarımızı iletmeye teşvik ediyor. Hatta sevgili Peygamber efendimizden bilhassa üç aylarda gizli olan mübarek gecelerde Rabbimiz’ den her türlü istek ve dualarımızı kendimiz yapmamız konusunda çok haber ve teşvik var. Ne ki Allah’ın huzurunda dua etmenin de bir edebi adabı, duaya nasıl başlanacağının güzel bir tarifi var ki bu düzene uyarak dua edince Rabbimiz kabul eylesin İnşaallah. İşte dua etmenin edebini adabını kıymetli alimlerimizden tez zamanda araştırıp öğrenelim. Ardından kendimize huylarımızı güzelleştirsin için, evlatlarımıza hayırlı, imanlı, merhametli olmaları için, akrabalarımıza, arkadaşlarımıza, bütün sevdiklerimize arkalarından güzel güzel dualar edelim. Bir gün çok yaralı bir hayvan gördüm, sadece yemek yemeye geliyordu yardım etmek için yaklaştığımda kaçıyordu. Çaresiz “Allah’ım bu mahlukuna acı, yarasını iyileştir” diye dua ettim, hayvan Allah’ın izniyle tez zamanda iyi oldu. Hastaların ve yolcuların, annenin, babanın hayırlı duaları kabul olurmuş. Onlardan hayırlı güzel dualar isteyelim ama bizde hastalarımıza, talebelerimize, dertlilerimize, borçlularımıza her daim hayırlı güzel dualar edelim. Şu güzelim Ramazan günlerinde ağzımızdan çıkanı kulağımız duysun, dualarımıza bir çeki düzen verelim. Allah’a yakarırken biz istedikçe O’nun mülkünden hiçbir şeyin eksilmeyeceğinin bilinciyle ve sadece O’na sığındığımız hisleriyle çok çok dolu dolu isteyelim dualar edelim dualarda buluşalım İnşaallah.
Pembegül Abla