BİTMİŞ AŞK HİKAYELERİ

BİTMİŞ AŞK HİKAYELERİ

ABONE OL
February 4, 2025 07:49
BİTMİŞ AŞK HİKAYELERİ
1

BEĞENDİM

ABONE OL

Hangi yaşta olursa olsun karşı cinsten birisine aşık olmak insanı bambaşka bir ruh haletine koyar. O’nu görünce kalbiniz daha hızlı çarpar, heyecanlanırsınız. Görmediğinizde hayali hep gözünüzün önüne gelir, dikkatiniz dağılır, hiç unutamazsınız. Bazen rüyalarınıza girer, sonucu meçhul olduğu için bir müddet içinizde saklarsınız, Kimisi aşkından acı çeker kıvranır, kimisi dayanamayıp aşkını ilan eder, bazen karşılık bulur bazen red. Hiç belli olmaz aşkından Leyla ve Mecnun gibi deli olan da olabilir. Eski türkülerdeki gibi insanoğlunu diyar diyar gezdiren aşklar kaldı mı bilmiyorum ama aşık olmak duygusu hala vardır. Çünkü aşk Yüce Allahtan gelen çok saf, temiz, mübarek bir duygudur, aşıklar hiç bitmez ama bir gün aşklar bitebilir. Bu gün siz kıymetli okurlarım için itinayla toparlayıp biriktirdiğim çok özel, hiç bitmez sanılan gerçek aşk hikayelerinin traji komik bir şekilde bitenlerinden küçük bir buket hazırladım. 

    Bir hanım abla bana kızını şikayet etti, “kızım evelenecek yaşta çocuklarınız varken kocanı niye boşuyorsun, ne güzel işine gidip geliyor, sana bir kötü sözü şiddeti yok, içkisi kumarı yok.. bize çok saygılı hürmetli.. böyle adam boşanır mı, yazık, günah gel vaz geç kocandan ayrılma” dedim. Kızım beni umursamadan “anne, iyi hoş da ben naapiim ona olan aşkım bitti, böyle yaşayamam” dedi güzelim kocasını boşadı” dedi.

    Sevdiğine kavuşmak için iki-üç yıl çırpınan bir gencimizin kız tarafını razı etmesi çok zor oldu. Seven iki genci ayırmak için çok uğraştılar ama delikanlı sağlam durdu aşkından asla vaz geçmedi. En son baktılar oğlan kızdan vaz geçmiyor, evlenebilmeleri için daha zor bir şart koştular. “Biz biricik kızımızdan ayrılamayız, bizim evimizde yaşamanız şartıyla evlenmenize rıza gösterebiliriz” dediler, oğlan sadece aşkına kavuşabilmek için çaresiz kızın ailesiyle bir evde yaşamayı kabul etti. Geriden bu olanlara bakınca aşklar hiç bitmeyecekmiş gibi, hep mutlu mesut yaşanacakmış gibi geliyor insana. “Aşkın Kanunu Yazsam Yeniden” adlı çok eski bir şarkıdaki gibi bir sene dolmadan bu fedakar delikanlı derhal eşinden boşandı. “Oğlum hani sen aşkından ölüyordun, hepimizi perişan ettin, nooldu o büyük aşkına?” diye soruldu tabiki de. Sakin, sabırlı olan oğlan kız evinde yaşadığı sürede gayet gergin asabi bir hale bürünmüş vaziyette eteğindeki taşları döktü “karımın ailesiyle yaşamayı kabul ettim ama her şeyime karışmaya başladılar, en son tuvalette sifona basıp basmadığıma kadar karışmaları beni çileden çıkardı, böyle bir hayatı hiç kimseyle yaşayamam” dedi kestirdi attı. Bir tuvalet sifonu yüzünden güzelim aşk hikayesi anında bitti ya, “sağlık olsun” dedik.

   Dereden tepeden sebep hasıl oldu yeni evli bir hanım kızın evine misafir olduk. Bizi çok sevinçle karşıladı, ikram etti. Bizde evliliğini tebrik ederken düğün albümünü getirdi gösterdi. Nem kaç dolarlık pahalı düğün albümünün sayfalarına elleyemiyorsun, eldivenle filan sayfaları çeviriyorsun. Neyse hanım kıza nasıl tanıştıklarını sordum. O günü yaşar gibi gözlerini sevdalıca kısarak “annemlerin eskiden tanıdıkları bir aile ahbaplarına bayramlaşmaya gitmiştik. Biz tam kapıdan gireceğimizde içeriden gelen çok güzel genç bir erkek ile karşılaştık, selamlaştık o gitti.  Meğer aklımı başımdan alan o güzel adam o evin oğluymuş. Bir sefer görmeyle ona aşık oldum, anında hemen “Allah’ım ne olur onu bana yaz.. onu bana yaz.. Allah’ım noolur o benim eşim olsun” diye dular ettim. Ne kadar candan dua ettiyse duası kabul olmuş sevdiğine kavuşmuş, telli duvaklı gelin olup evlenmişler. Ne güzel evleri, eşyaları ardından şirin bir bebekleriyle falan güzel bir aile olmuşlardı. Anam, o kocaman aşkları ne çabuk bozuk para gibi harcayıp tüketiyor zamane insanı akıl sır ermez. Bir duydum ayrılmışlar. Kız daldan dala konan arsız böcekler gibi başkasına aşık olmuş, gitti ona vardı.

  City’deki yüksek binalardan birinde çalışan bir memurun gayet enteresan aşkını da benden duymuş olun. “Abla ofiste herkes o kızı çok beğeniyordu, süt gibi beyaz yüzü dalgalı kzıl saçlarıyla çok güzeldi. Kocaman ofisin bir ucundan öbür ucuna doğru uçuşan etekleriyle yürüdüğünde rüzgarından çıkan hoş parfüm kokusu aklımı başımdan aldı. Fark ettiğimden itibaren onu düşünmeden onu görmeden yaşayamaz oldum. Çalışırken yanımdan gelip geçtiği her defasında dilim tutulup konuşamaz hale geliyordum. Ona aşık olmuştum ama bunu ona nasıl söyleyeceğimi bilemiyordum. Günler geçip giderken o kızıl saçlı kıza aşkım dahada artıyor onu düşünmeden edemiyordum. Böyle çaresiz bir günümde elimdeki evrakı vermeye başka bir arkadaşımın masasına gittim. Ben alıp verirken aman Allah’ım o sevdiğim, o beğenip aşık olduğum kız bizim olduğumuz masaya geldi, şen şakrak selam verdi. İş arkadaşım bizi tanıştırdı ya, sevincimden ölecektim. Bütün cesaretimi topladım. “Nasılsınız?” diyebildim. Ozi kız pervasızca” akşama kadar ossurup geziyoruz” demez mi.. Günlerce çektiğim acılı aşk ağrılarım bir kelimeyle yıkıldı gitti, bitti” dedi.                                    

Pembegül Abla

En az 10 karakter gerekli