Verimlilik Komisyonu, bankacılık sisteminin çok az insanın kontrolünde olduğunu ve herhangi bir tepki çekmeden karlarını artırabildiklerini açıkladı.
Verimlilik Komisyonu’nun hazırladığı rapor Avustralya’nın bankacılık sisteminin fazla yoğunlaşmış olduğunu ve büyük bankaların masraflarını müşterilerden çıkarıp karlarını artırabildiklerini, tepki olarak da piyasa paylarının düşmesinden korkmadıklarını gösterdi. Avustralya’nın bankacılık sistemin 1990’lardan beri temelini oluşturan “dört sütun” politikası, dört büyük bankanın birbiriyle birleşmesinin önüne geçip rekabeti korumak amacıyla yürürlüğe konulmuştu ancak bu politikanın şu anki problemlerin temelini oluşturduğu da düşünülüyor. Avustralya’nın “oligopolistik bankacılık sisteminin” beraberinde getirdiği gerçeklik büyük bankaların mevcut müşterilerini kullanarak piyasadaki pozisyonlarını korumaları ve fiyatlandırma konusunda şeffaf olmayan bir politika izlemelerini sağlıyor. Buna ek olarak müşterilerin yeterli bilgiye erişiminin kolay olmaması, uygun olmayan ürünlere bağlı kalmalarına sebep oluyor. Bankaların aralarındaki farkı anlamanın kolay olmadığı binlerce birbirine benzer finansal ürünle müşterilerini boğduğu da biliniyor. Verimlilik Komisyonu’nun (PC) raporunda yer alan bu çarpıcı sonuçlar Cuma günü finansal sistemin rekabet ortamı üzerine bir rapor başlığı ile yayımlandı. Maliye bakanı Scott Morrison raporun sonuçlarının dikkate değer olduğunu ve tavsiyelerin hangilerinin üzerinde eyleme geçilmesi gerektiği ile ilgili bankacılık kraliyet komisyonunun tamamlanmasından sonra çalışmalara başlayacağını belirtti. Morrison bankacılık sisteminin mevcut haliyle güçlü olduğunu ancak belirli düzenlemeler ile gücüne güç katabileceğini belirtti: “Piyasanın gerçek gücünün müşterilerin eline verilmesi gerekiyor, müşteriler olarak bundan bir rol oynamalıyız. Müşterilerin kendi hayatlarını bu kadar etkileyen konularda pasif kalmamaları, aktif rol oynamaları gerekiyor.”