Ortalığı şöyle bir yoklasak yığınla balık pişirme veya hazırlama tarifi çıkar, seç beğen al. Balığı aldık, eve getirdik isteğe göre kızarttık veya buğuladık diyelim de nasıl yiyeceğiz, tadını nasıl çıkaracağız bilmezdim.
Kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi, geçenlerde İzmirli bir vatandaşla sohbet ederken bana balığın nasıl yeneceği hakkında öyle enteresan şeyler anlattı ki ağzım açık dinledim ve bunları mutlaka kayıt altına almam lazım diye düşündüm. Meğer balığı yemeninde inceden bir tarifi ve yöntemi varmış. Melbourne’ de balık bol olmasına rağmen başka yiyeceklerle kıyaslandığında gayet pahalıdır, bu bir gerçek. Çoğu insan balığını farklı bölgelerde kendisi bizzat avlarken yakalamaya vakti olmayanlarda bilhassa Asyalıların pazarlarından domates fasulye seçer gibi balık seçip alabiliyorlar.
İzmirli balık sever abinin söylediklerini aynen aktarıyorum “Seçtiğiniz balık mutlaka deniz balığı olmalı.” Bir zaman Rahmetli annem “pişirdiğim tavuk balık gibi kokuyor, balık da tavuk gibi kokuyor” diye yakınırdı. Şimdilerde çiftliklerde suni oluşturulan havuzlarda yetiştirilen balıkları tavuk artıklarıyla besliyorlarmış dediler. Tavukları da öğütülmüş balık artıklarıyla besleyince tatlar kokular birbirine karışmış demek ki. Bir de dikkat ederseniz havuzlarda yetiştirilen balıklar aşırı izdihamdan sıkıştıkları için şekilleri biraz yamuk olurlar. En lezzetli ve sağlıklı olanları denizden yakalanmış özgür taze balıklardır. Balıklarında cinsine göre bol olduğu mevsimler vardır. Mevsiminde bollaşan uygun fiyata alacağınız balıklardan temizleyip buzluğunuzda saklayabilirsiniz de.
Balığınızı una bulayıp yağda kızartarak, ızgara yaparak veya buğulama şeklinde pişirebilirsiniz. Balık sofraya geldiğinde yanına zeytinyağlı yeşil salata olmazsa olmaz. Bu taze roka, mor soğan, marul, maydanoz, dere otu gibi yeşilliklerden olabilir hatta turp salatası balığa çok yakışır. Balık yerken balığın tadını daha iyi almak için böyle sirke, domates, mayonez veya değişik soslar gibi çok keskin tatlardan kaçınmak lazımdır. Bu tür ilaveler balığın tadını almanıza mani olur. En fazla birkaç damla taze limon suyu damlatmak isabetli olabilir. Balığın yanında fasulye pilakisi veya bakladan yapılan fava da çok yakışır. Balığı başka yemeklerle karıştırmadan bir öğünde yemek lazım.
Balıkla beraber ekmek yenecekse bu da çok titizlikle seçilmeli. Balık ekmeğin arasına konacaksa ekmek fırından yeni çıkmış biraz soğumuş oda sıcaklığında yumuşak bir ekmek olmalı. Ama balığın yanında yenecekse ince dilimlenip hafifçe kızartılmış ekmek balıkla iyi gider. Balıkla ayran veya yoğurt cinsinden bir şey yemek doğru olmaz. En fazla maden suyu içmek isabetli olur. Balığı yediniz bitti diyelim, her zaman balık yedikten sonra üzerine ‘‘tahin helva yemenizi tavsiye ederim” dedi İzmirli abi.
Atalarımız her yiğidin bir yoğurt yemesi vardır demişler. Siz balığı yine kendi bildiğiniz gibi yiyin. Bana göre de en lezzetli balıklar denizden çıkan kılçıklı balıklardır. Melbourne de genelde Snaper, Salmon, Flake gibi balıkları daha çok alıp yiyoruz, biliyoruz. Çünkü Avustralya da yetişen gençlerimiz çocuklarımız boğazlarına kılçık kaçar diye kılçıklı balık yemekten ödleri kopuyor, yemek istemiyorlar. Oysa sağlıklı beslenme adına arada düzenli balık yemek çocuklarımız için çok faydalıdır. Size severek yaptığım güzel bir balık yemeği tarifiyle veda edeyim. Her zaman bulunmaz ama mevsiminde “Blue Granadier” balığının tadı çok lezzetlidir hem de kılçıksızdır. Ben biraz uzunca olan o balığı dilimledikten sonra üzerine biraz baharat serptiğim una buluyorum, daha sonra tavada sıvı yağda kızartıyorum. Üzerine bol domatesli ve sarmısaklı sos kaynatıp döküyorum çok şah
Pembegül Abla