26 September 2023 Tuesday
Suç Teoremi ve Para arasında nasıl bir ilişki oranı incelenir bir bakalım. Elli yıl önce Nobel ödüllü ekonomist Gary Becker, tüm suçların ekonomik ve tüm suçluların rasyonel olduğu yönünde bir argüman ileri sürdü. Gary Stanley Becker , Amerikalı sosyolog ve ekonomist. 1992 yılında Nobel Ekonomi Ödülü‘nü kazanmıştır. Becker’in ufuk açıcı makalesi “Suç ve Ceza: Ekonomik Bir Yaklaşım”, olası suçluların, yakalanma ve cezalandırılma olasılığına karşı yasayı çiğnemenin olası getirileri konusunda bir maliyet-fayda değerlendirmesi yaptığını öne sürdü. Becker’in faydayı maksimize eden kötü niyetli kişiler dünyasında, yoksullar (suçlular) ile zenginler (kurbanlar) arasındaki uçurumun daha büyük olduğu yerlerde, diğer her şey eşit olduğunda, suç oranı daha yüksek olacaktır. Yoksullar ve zenginler arasındaki uçurum nasıl artar?
Bir anket kuruluşu olan Gallup tarafından yapılan yeni bir anket, Becker’in teorisini doğrulamada bir miktar yol kat edecek gibi görünüyor. 142 ülkede 148.000 kişiye suç algıları ve dört ölçümde kendilerini ne kadar güvende hissettikleri soruldu: ‘yerel polise güvenip güvenmedikleri; eve yalnız yürürken kendilerini güvende hissedip hissetmedikleri; mülkleri veya paraları çalınmışsa, ve geçen yıl saldırıya uğrayıp uğramadıkları’. Bu sorular ile herhangi bir ülkedeki gelir eşitsizliği miktarı (Gini katsayısıyla ölçülen) arasındaki korelasyonun test edilmesi, güçlü ve pozitif bir ilişki olduğunu gösterir. İnsanların eve yalnız yürürken kendilerini güvende hissedip hissetmemeleri eşitsizlikle en güçlü ilişkiyi gösteriyor. Örneğin Venezuela’da ankete katılanların beşte dördü eve yalnız yürürken kendilerini güvende hissetmediklerini söyledi; adam kaçırma ve gasp ülkede yaygın bir olay. Gelir dağılımı ise araştırmadaki en eşitsiz 19. bölge. Buna karşılık, Norveç’teki insanların yüzde 95’i eve yalnız yürürken kendilerini güvende hissettiklerini söyledi. Tabii ki, 142 ülke arasında en eşit 12’nci ülke.
O zamandan beri başkaları da zenginlerin servetleriyle ne kadar gösteriş yaptığını dikkate alarak Becker’in teorisini genişlettiler. 2014 yılında yayınlanan bir araştırmada, Oklahoma Üniversitesi’nden Daniel Hicks ve Berkeley’deki California Üniversitesi’nden Joan Hamory Hicks, 20 yıllık bir süre boyunca görünür harcamalarda en büyük eşitsizliğe sahip olan ülkenin, Amerika eyaletlerinde olduğunu gösterdi. Giyim, mücevher, araba ve dışarıda yemek yeme gibi alanlar da şiddet içeren suçların fazla olması nedeniyle, bunlardan zarar gören kişi sayısı daha fazla oldu. Bu nedenle, eğer sizde varsa, gösteriş yapmayın.
Peki internetin arttığı bu dönemde özellikle gösteriş yaptığımız ve suç oranını arttıran sebepler arasında teknoloji devleri nasıl yer alır bir bakalım…Karşılaştığım birkaç olaydan bahsedeceğim. İlk isimlerden biri PAYPAL…
PayPal Holdings, Inc., çoğu ülkede çevrimiçi para transferlerini destekleyen bir çevrimiçi ödeme sistemi işleten, çek ve havale gibi geleneksel kâğıt yöntemlerine elektronik bir alternatif olarak hizmet veren, Amerikan çok uluslu bir finansal teknoloji şirketidir. 2023 Paypal’ın geliri 29 milyar dolara yaklaşır. Sadece internet üzerinden paraları alıp veren bir sistemdir, yerleşik bankalar gibi değildir. İstediği hesabı kapatır, istediği hesabı açar ve parayı haznesinde 6 ay tutar ve sebebi gizlidir, söylenmez! İsmini vermek istemediğim iki şirketten bahsetmek istiyorum ve her ikisi de ödeme almak icin PayPalı kullanır ve aynı işi yaparlar. Fakat Paypal, riskli bulduğu için tek hesabı kapatır fakat diğer hesap açık kalarak, Paypal’ın kapattığı hesapla çalışmaya devam eder. Paypal üzerinden ödemeler alınmaya devam ederken neden Paypal bir hesabı nedensiz yere kapatıp parayı haznesinde 6 ay tutar?
Ufak bir hesap yapalım…Kapatılan bir şirketi ele alalım. Kapanan Paypal hesabında en az $20.000 olsun. Paypal’ın dünya üzerinde 392 milyon doğrulanmış müşterisi vardır ve 435 milyondan fazla hesaba sahiptir. Youtube 4,5 milyon hesabın kapatılmaya zorlandığını dile getirmiştir ve Paypal 4.5 milyon hesabı kapattığını söylemiştir. Bu noktada hesap yapmak oldukça zorlu ve taşlı bir yolda yürümeye benzer!? En az bir hesapta ortalama $20.000 varsa, bu bize kapatılan hesaplarla birlikte $90 milyar dolar verir. Bu şekilde devasa büyüklükteki bir parayı 6 ay işlettiğinizi düşünün. Size verdiğim rakamlar benim gördüğüm, tecrübe ettiğim olaylardır. Paypal’ı senelerdir bilirim ve bu platformla oldukça fazla çalıştım. Sonunda AFCA’ya şikayet etmek zorunda kaldım. (Avustralya Mali Şikayet Kurumu). AFCA ki, ‘tüm bankaların karşısında o kadar kuvvetli bir kurum iken’, Paypal’ın karşısında birşey yapamadı. Peki kimdir ve nedir bu Paypal!? Paranıza 6 ay el koyar ve sebebi gizlidir söylenmez ve teşkilatlanmıştır.
Ikinci isim EBAY…Ebay benim ilk satış platformum ve e-ticarete başladığım ilk yerdir, çok kuvvetli bir satış platformu olmasına rağmen Amazon’a yenilmiştir. Marketplace olarak kötü bir yönetimin elinde olduğu, çalışanların yeterli bilgi ve tecrübeye sahip olmadığı açık olarak görülür ki, bu durumda Ebay’i oldukça kötü etkilemektedir. Ebay’in yeni sisteminde INR(Item Not Received Oranı) oranı yani, ürün yerine ulaşmadı oranı demektir. Ebay belli bir oranın üzerinde olan satıcıların hesaplarını her ayın sonunda incelemeye alır ve sonra satışa izin verebilir. Gayet mantıklı ve makul bir çalışmadır. Fakat bu INR oranı gerçek değildir sadece INR oranı altında satıcıları azaltma çalışmasıdır. Ebay şöyle der INR RATE hakkında:”Starting from July 24 2023,eBay will launch the Shipping Performance Policy-Item Not Received Rate.” (Bu çalışmanın 24 Temmuz’da başlayacağını söyler.) Fakat Ebay’in verdiği bu tarih yanlış bir beyandır. 11 Temmuz’da ismini vermek istemediğim bir hesap INR Rate yüzünden kısıtlanmıştır. İsmini vermek istemediğim bir Ebay çalışanın sözleri “We apologies for the miscommunication however as mentioned it is related to all the claims and not just INR!!’ (Hesap kısıtlamasının sadece INR yüzünden olmadığını dile getirmiştir.) Ebay INR Rate yüzünden olduğunu söyler, Ebay çalışanı olmadığını söyler. Kim doğru söylüyor? Ebay mi yoksa eBay çalışanı mı? 700 kusur %100 feedback (yorum) sahibi bir hesap, sadece DÜŞÜNÜN?! Mükemmel bir satıcı hesabı yaklaşık 10 yıllık geçmişe sahip. Acaba ülkelerle mi ilgili? Çünkü hangi ülkelerde satışı yasaklıyor bir bakalım, ebay mailinde neler geçiyor. Hangi ülkelerde satamazsın: “Amerika, Almanya, Avustralya, İngiltere, Kanada.” Satabileceğin en kuvvetli ülkeler yasaklanıyor. Peki kimlere çoğunlukla yasaklama getiriliyor? Tabiki Orta Doğu Ülkelerine…Ekonomi de güç dengesizliği!
Gelelim üçüncü isim Dünyanın en büyük bankalarından biri Commonwealth Bankası… Karşılaştığım bir olay daha. Commonwealth Bankası, küçük işletmeleri birleştiren ve girişimcileri destekleyen ABF Event adındaki bir firmaya sponsor olur. Dikkatinizi çekmek istiyorum, sadece sponsor oluyor, peki SPONSOR olmak nedir? Reklam karşılığında bir etkinliğin sahnelenmesine ilişkin masrafları ödeyen veya katkıda bulunan kişi veya kuruluş. Şimdi bakalım dünyanın en büyük bankalarından biri olan Commonwealth Bankası kime Sponsor olmuş?
ABF Event firmasının StartUp firması olarak seçtiği firma, bir Eyelash( kirpik yağı) firmasıdır (İsmini vermek istemiyorum). Üç yıllık bu firmada kirpik yağının üretimi Çin’de olur. Kirpik yağı, sağlık noktasında önemli bir yerdedir. Ve firmayı kuran bu kişilerin sözleri: “You don’t have to go to university these days to accomplish anything. (Bugünlerde herhangi bir şeyi başarmak için üniversiteye gitmenize gerek yok.)” Dünyanın en büyük bankalarından biri olan Commonwealth bankasının sponsor olduğu firma işte budur…
Bu sözleri okuduğumda çok üzüldüm. Ben ayrıca bir eğitimci olarak ‘Matematikçiyim’. İstanbul ‘da büyümeme rağmen aslen (Türkiye’nin güney doğusu olan) Urfalıyım. Doğudaki kızlarımız okula gidebilmek için her türlü fedakarlığı veriyorlar. Senelerce mücadele verdim ve senelerimi, öğrencilerimin Üniversiteye girebilmesi için Matematik alanında güçlenmelerine adadım. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi “Geleceğin güvencesi sağlam temellere dayalı bir eğitime, eğitim ise öğretmene dayalıdır.”’ Nelson Mandela şöyle söyler: “Dünyayı değiştirmek için kullanabileceğiniz en güçlü silah eğitimdir.” Buradan tüm öğrencilere sesleniyorum, her ne olursa olsun ‘UNIVERSITE OKUYUN’ ama gerçekten OKUYUN! Başarmak için, eğitim ve öğretim şarttır. Eğitim ailede başlar ve okulda devam eder. Öğretmen eşliğinde okullarda öğretim yıllarımız devam etmektedir. Üniversiteye gitmek bizlere sadece bilgi vermekle kalmaz ayrıca öğrencilerin sosyal yönlerini kuvvetli kılıp hayata daha güçlü hazırlar.
Peki, dünyaca büyük firmalar neden bunları yapma gereksinimi duyarlar? İnsanları güçsüz kılmak için mi? Güçsüz olan insan daha mı kolay insanları takip eder? Unutmayın, düşünen ve eğitimli bir nesil dünyaya gelebilecek en kuvvetli nesildir. Fakat şu an takip eden ve izleyen bir nesli görüyoruz. İzlemenizi istedikleri için izliyorsunuz, lütfen düşünün ve araştırın. Dikkat edin bir bebeğin elinde dahi telefon, tablet var ve hipnoz olmuş gibi izliyor.
Size tavsiyem her şeye rağmen okuyun. Üniversiteye gidin. Ve araştırın, izleyerek değil okuyarak. Eğitimsizlik ve ekonomik çöküklük karşısında zayıf kalmamak için çabalamamız lazım. Pes etmek, en kolay yoldur ve bu zor yollardan geçen tek kişi ben değilim ya da sen değilsin. Herkes bu zor yollardan geçmek zorunda kalıyor.
Herkese her günden daha güzel bir gün ve daha güçlü yarınlar diliyorum 🙂
Bizlere web sitelerinde müşteri hizmetleri sunarlar, sosyal medya akışlarımızı doldururlar. Yapay zekanın Chat GPTsi deneme, makale ya da e-posta yazabiliyor. Şu an okuyacağınız her yazıyı İngilizce olarak Chat GPT ile sizlere denemesini yapacağım. Kullandığı İngilizceyi ve neler düşündüğünü göreceksiniz. Yapay Zeka bir insanın yapabileceği her şeyi tam teşekküllü bir sistemle kendisi yapabiliyor.
Nedir bu A.G.I
SADECE BİR BAŞLANGIÇ
Bugün gördüğünüz sahte insanlar sadece bir başlangıç. Asıl sahte dünya Yapay Zeka’dan sonra başlayacak. A.I. yani Yapay Zekanın bir üst versiyonu olan A.G.I. ya dönüşecek. Peki nedir bu A.G.I.? Yapay zekanın en üst versiyonu “the singularity” olarak karşımızda duruyor aslında. Kelime anlamı olarak ‘tekillik’, yani bu terimden tek olma anlamını çıkarın. Her şeyi tek başına yapabilen bir sistem olarak hayal edin… Aynı insan gibi! Kendini geliştirerek öğrenen bir robot ve şu an üzerinde sayısız çalışmalar yapılmaktadır. Bizim şu an içinde yaşadığımız dünya bunu anlayabilmemize pek olanak vermeden bizleri oyalamanın peşinde…
Peki neler olabileceğine biraz bakalım…
En ufak bir Bilgisayar Sistemi dahi ChatGPT’nin yapabildiği kodu yazabiliyorsa, “Tekillik” denilen sistem kontrolümüzden çıkana kadar kendini defalarca kez geliştirebilir. Bu, bilim insanlarının en kötü senaryo dediği bir noktadır ki şunlar olabilir; kontrol edilemeyen yapay zekalar teknolojik hayatımızın her alanına sızarak alt yapımızı, iletişimimizi, finansal sistemlerimizi ve daha fazlasını bozup yönlendirebilirler. Artık insanüstü bir kurnazlığa sahip sahte insanlar, bizi önlem almak için oy kullanmaya ve konumlarını güçlendiren şeylere yatırım yapmaya ikna edip, hassas bireylerin ve grupların hükümetleri devirip haklarını terörize edebilir. (Daha önceki yazılarımda teknolojinin devletlerden daha güçlü olduğunu yazmıştım).
Tekillik yani I.G.A. kaçınılmaz değildir ve kesinlikle üzerinde ciddi çalışmalar vardır. Yapay Zeka üzerinde yapılan son çalışmalar bunu kesinlikle garantiledi. Sadece A.I. ve A.G.I. arasındaki geçişi nasıl sağlayacağız ve ne kadar güvende tutmaya çalışacağız? Geçen mayıs ayında, Google’ın ana şirketi Alphabet’in sahibi olduğu DeepMind, çeşitli görevleri gerçekleştirmek için ChatGPT ile aynı algoritma türünü kullanan bir “genel ajan” anlamında olan Gato’yu tanıttı. British Columbia Üniversitesi ve Vector Enstitüsü’nden bilgisayar bilimcisi Jeff Clune, “Beş yıl önce, insan düzeyinde veya insanüstü düzeyde yapay zeka olasılığına inandığımı yüksek sesle söylesem kariyerim çok büyük bir risk altına girerdi” dedi. (Clune, Uber, OpenAI ve DeepMind’da çalıştı; son çalışması, dünyayı açık uçlu bir şekilde keşfeden algoritmaların A.G.I.’ya yol açabileceğini öne sürüyor).
Mart ayında, bir grup önde gelen teknoloji uzmanı, bazı yapay zeka türlerinde duraklama çağrısı yapan bir mektup yayınladı. Yapay zekanın önde gelen öncülerinden biri olan Geoffrey Hinton, teknolojinin insanlığa yönelik tehdidi de dahil olmak üzere tehlikeleri hakkında daha özgürce konuşabilmek için Google’dan ayrıldı. Matematikçi ve bir girişimci olan Spencer Greenberg benzer şekilde, “süper zeki” bir A.I. bize hizmet etmek için tasarlanmış olan, güçlerini yeni hedefler peşinde koşmak için kullanabilir, demiştir. Yardım kuruluşu Aligned A.I.’nin kurucu ortaklarından biri olan Stuart Armstrong, ekonomik, politik ve askeri gücü toplayan süper zeki bir bilgisayar sisteminin ‘dünyayı rehin tutabileceğini’ öne sürdü. “A.G.I.’ye sahip tek kişi Vladimir Putin olsaydı şu anda ne yapardı?” Çok az bilim insanı yapay zekanın ilerlemesini durdurmak istiyor. Stuart Russell (Yapay Zekaya yaptığı katkılarla bilinen bir bilgisayar bilimi profesörü), “Neredeyse uzaylıları kasıtlı olarak gezegeninize davet ediyormuşsunuz gibi, buraya geldiklerinde dünyayı ele geçirmek dışında ne yapacakları hakkında hiçbir fikriniz yok” dedi.
Peki “TEKILLIK” – A.G.I. mümkünse engellenebilir mi?
Dünyanın dört bir yanındaki hükümetler yapay zekanın ne kadar gelişebileceğini ve ilerleyebileceğini ve ne zaman frene basılması gerektiğini bilemezler. Bir bilgisayarın zekasını ölçmek zordur. Bilgisayar bilimcileri, bir yapay zekanın yeteneklerini kıyaslamak için bir dizi test geliştirdiler, ancak bunların nasıl yorumlanacağı konusunda fikir ayrılığına düştüler. ‘E-ticarette hız’ başlık altındaki köşe yazım aslında bu alanda da geçerlidir. Hızın olmadığı her alan muhakkak bir gün yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Bilim insanları yapay zekanın kalkış hızını tartışmaktadırlar. Eğer yavaş ve yumuşak bir kalkış hızına sahip olursa aynı insan gibi öğrenmesi seneleri alabilir, fakat bu hızlı ve sert kalkış hali içinde olursa sıçrama aylar hatta dakikalar içinde bile olabilir. Yapay zekanın gücünün kontrolsüz bir şekilde genişlemesini önlemek için bugün ne yapabiliriz? W.H.O.’dan (Dünya Sağlık Örgütü) Ross, biyologların biyolojik araştırmaların güvenliği için ortak bir sorumluluk duygusu geliştirmelerinden bazı dersler çıkardı. Biyoloji hakkında “Teşvik etmeye çalıştığımız şey, herkesin endişelenmesi gerektiğini söylemektir” dedi. Kendi kendine hareket eden bir yapay zeka çok mükemmel gibi durup insanları heyecanlandırabilir. Fakat ya bizim istediğimiz komutlara uymayı reddedip kontrol edilemez ve kendi komutlarıyla ‘insan gibi düşünüp’ hareket ederse?
Unutmayalım ki bu teknolojiyi yapan beyin bir ‘İnsan Beyni’ ve bizi her ne derece korkutsa dahi temeli matematik alt yapısına dayanır. Çocuklarımızın sayısal olarak matematik ağırlıklı bir eğitimden geçmelerini ısrarla öneririm. Her gününüzün sağlık ve huzur dolu geçmesi temennimle😊
FROM the LANGUAGE OF CHATGPT…
Of course, I can provide a translation for you:
Amidst the prevalence of fake personas around us, it becomes challenging to determine who is right or wrong. While discussing “artificiality” in everything, let’s also talk about “Artificial Intelligence” (AI). They offer customer support on websites, fill our social media feeds, and AI’s ChatGPT can generate essays, articles, or emails. I will now demonstrate its proficiency by composing this piece in English.
Artificial Intelligence can perform anything a human can, thanks to comprehensive systems. The fake personas we encounter today are merely the beginning; the real world of deception will arise after Artificial Intelligence. AI, the superior version of Artificial Intelligence, will evolve into AGI (Artificial General Intelligence). So, what is AGI? The highest version of AI, also known as “the singularity,” represents uniqueness – removing the idea of being one. Imagine a system capable of performing everything independently, just like a human! It learns and improves itself, and numerous research efforts are underway in this area. The world we currently live in may not provide us ample opportunities to comprehend this reality; it may just be distracting us.
Even the smallest computer system that can write code like ChatGPT can iterate itself until it goes beyond our control. This represents the worst-case scenario feared by scientists: uncontrollable AIs infiltrating all aspects of our technological life, disrupting and directing our infrastructure, communication, financial systems, and more. Highly sophisticated fake personas might convince us to invest in things that strengthen their positions, leading to the overthrow of governments and terrorizing the rights of vulnerable individuals and groups. (In my previous writings, I mentioned how technology can surpass nations). Singularity or AGI is not inevitable, and it is the subject of serious research. The recent advances in AI have indeed made this clear. However, how will we facilitate the transition between AI and AGI and how much will we try to keep it safe? In May, Google’s parent company, Alphabet, introduced Gato, a “general agent” using the same algorithm type as ChatGPT to perform various tasks. Jeff Clune, a computer scientist from the University of British Columbia and the Vector Institute, stated, “Five years ago, if I loudly claimed the possibility of human-level or superhuman-level AI, it would have put my career at great risk.” (Clune has worked at Uber, OpenAI, and DeepMind; his latest work suggests algorithms that explore the world openly may lead to AGI.) In March, a group of leading tech experts published a letter calling for a pause on some types of AI. Geoffrey Hinton, one of the pioneers of AI, left Google to freely discuss its dangers, including threats to humanity. Mathematician and entrepreneur Spencer Greenberg similarly remarked that a “superintelligent” AI, designed to serve us, could use its powers to pursue new goals. Stuart Armstrong, one of the founding partners of the aid organization Aligned A.I., argued that a superintelligent computer system that gathers economic, political, and military power could “hold the world hostage.” “If only Vladimir Putin had AGI, what would he do right now?”
Very few scientists want to stop the progress of AI. Stuart Russell, a prominent computer science professor known for his contributions to AI, said, “You’re almost inviting the aliens deliberately to come to your planet, and you have no idea what they’re going to do other than take over the world.” So, can “Singularity” – AGI be prevented if possible?
Governments worldwide are uncertain about how far and fast AI can develop and when to apply the brakes. Measuring a computer’s intelligence is challenging. Computer scientists have developed various tests to compare AI capabilities, but interpreting their results remains contentious. The title of my previous column about speed in e-commerce is valid in this context as well. Any area without limitations inevitably faces the danger of extinction. Scientists are debating the speed of AI’s development and ascent. If it has a slow and gentle ascent, it may take years to learn like a human. However, if it experiences a rapid and abrupt ascent, it can make leaps in months, even minutes.
To prevent the uncontrolled expansion of AI’s power, what can we do today? Ross from the World Health Organization learned some lessons from biologists in developing a shared sense of responsibility for biological research safety. He stated, “What we’re trying to encourage is that everyone should worry.” A self-moving AI may appear too perfect, exciting people. But what if it refuses to follow our desired commands and acts based on its own commands, “thinking” like a human? In a time when technology grows so intensely and rapidly, consider how valuable human power can be. And remember, the brain that creates this technology is a “Human Brain,” and no matter how scary it might seem, it is built on the foundation of mathematics. I strongly recommend that our children undergo education with a significant emphasis on numerical mathematics.
Please note that while this is a translation, the original text contains speculative and alarmist content about Artificial General Intelligence (AGI) and Singularity. It is essential to approach discussions about AI and AGI with a balanced perspective, considering both the potential benefits and challenges they may bring. If you have any further questions or need assistance with other topics, feel free to ask.
Sürekli bitmek bilmeyen metaverse kavramları ve endişesi… Peki neden bu kavramları bu kadar çok anıyorum ve aslında bu dünyaya ilk girmesi gereken firmalardan biriyken nedir bu mücadelem?
Bildiğiniz gibi SEYMAYKA.com dünya çapında en büyük fashion sitesi olma yolunda ilerliyor ve bizim rakiplerimiz çoktan metaverse dünyası içinde yerini aldı! Peki nedir benim mücadelem ve neden şuan orada olmam gerekirken bekliyorum? Ben aslında geleceğimiz olan çocuklarımız için bekliyorum! Bu konuyu biraz daha açalım bakalım nerelere kadar gideceğiz…
Liverpool Hope Üniversitesi Yapay Zeka ve Mekansal Hesaplama Profesörü Dr.David Reid, internetin hayatımızı değiştireceğini düşünüyor ki aslında yanılmıyor. Meta verilerinin büyük etkilerini olacağını söylüyor ve bunun yanında harika avantajlarının olabileceğini de ekliyor. Hem harika avantajlar hem de korkunç tehlikelerle geliyor!
Nedir peki korkunç tehlikeler?
Profesör Dr. David Reid, “Meta veri sistemini denetlemek için son derece sağlam bir sisteme ihtiyacımız var ve açıkçası çok erken aşamalardayız. Geri dönemeyeceğimiz bir rotaya gitmeden önce bu sorunlar hakkında konuşmaya başlamamız gerekiyor, gelecek için bu çok önemli “ demiştir. Daha önceki yazımda bu konuya değinmiştim. (bknz: Facebook metaverse için hazır mı?) Profesör Reid, meta veri tabanından toplanabilecek büyük miktarda veri ve onu kimin kontrol ettiği konusunda endişeli. Bildiğimiz gibi bu meta dünyası şuan kullandığımız Web2 değil Web3 dünyasıdır. Ayrıca avatarların saldırıya uğrayabileceğinden ve tanıdığınız, güvendiğiniz kişiler yerine siber suçlularla etkileşime geçebileceğinizden korkuyor.
Profesör Reid söyle açıklamıştır: “Metaverse’in asıl amacının sadece sanal gerçeklik veya artırılmış gerçeklik değil, karma gerçekliktir (MR) . Sonucunda bu karışım o kadar iyi ve o kadar yaygın olabilir ki, sanal ve gerçek ayırt edilemez hale gelebilir.”
Ve bunun için pazar devasa büyük, onu kim kontrol ederse, temelde realiteniz üzerinde kontrol sahibi olacaktır.
“Mevcut MR prototip sistemlerinin çoğu yüz, göz, vücut ve el takip teknolojisine sahiptir. Çoğunun gelişmiş kameraları vardır. Bazıları beyin dalgası modellerini almak için Elektroensefalogram (EEG) teknolojisini bile kullanır. Başka bir deyişle söylediğiniz, manipüle ettiğiniz, baktığınız ve hatta düşündüğünüz her şey MR’da izlenir.”
Bunun üreteceği veriler çok büyük olacaktır, ve son derece değerli…
Profesör Reid, “İşte bu yüzden onu denetleyecek bir sisteme ihtiyacımız var. Tek bir şirket asla kontrol uygulamamalı!” Meta verinin, herkesin takip etmesi için standart bir setle ortak bir çaba olması gerektiğini öne sürüyor.
Aslında metaverse dünyası tamamen kötü değil, tabiki iyi yanları da var. İnsanlar farklı şehirlerde çalışıp daha fazla iş fırsatı yaratabilir ve sanal olarak metaverse dünyasında buluşabilirler. Teknoloji dünyası özellikle benim içinde bulunduğum ve senelerdir para kazandığım bir mecra iken neden bu dünyayı durduk yere kötü kabul edeyim! Çocuklarımız özellikle oyunlarla ve meta dünyasında ki o güzel görüntülerle kandırılacak yaşlardalar…Benim bir çocuğum yok fakat Türkiye’de yaşayan 13 yaşında bir kız kardeşim var. Ona sorduğum zaman bana söylediği şey, virüs dolayısıyla çok bunaldığını ve metaverse dünyasının çocuklara iyi geleceğini ve özgürlüklerini bu şekilde geri kazanabileceğine inandığını söylüyor. Evet maalesef bu Covid zamanı planladıkları her şeyi hızlandırdılar. Hiç düşünmüyor musunuz seneler evvel planlanan bir projeyken, neden özellikle çocukların eğitim sisteminin zayıfladığı ve cahil bir gençlik döneminin yaygınlaştığı bu dönemi seçtiler?
Morgan Stanley ’de yayınlanan bir notta, Çin’de metaverse için toplam adreslenebilir pazarın 52 trilyon yuan yani 8 trilyon dolar olabileceğini söyledi. Bu alanda özellikle öncü olabilecek isimler ‘ Tencent, NetEase, TikTok sahibi ByteDance ve Alibaba gibi şirketler, Çin’in internet şirketleri arasında bu alanda öncü olabilir. Ayrıca Türkiye özellikle metaverse için inanılmaz büyük desteklere devam ederken, metaverse dünyası için gerçek ödeme yöntemini duyurduğunu okudum ‘ QS-PAY Payment Projesi’ Ne garip ?!
Bu işin başında olan Teknoloji devi Meta ( eski adıyla Facebook), ‘metaverse’yi inşa etmek için şimdiden milyarlarca dolar akıttı ve yakın zamanda projede çalışmak üzere 10.000 personel daha işe alacağını söyledi. Ve 5-10 yıl içinde her yerde uygulanılması bekleniyor. Ülkelerdeki her hükümete yön veren, savaşlara yol gösteren ve geleceği çizen bir sistemin yani Facebook’un bizim geleceğimizi düşündüğünü mü sanıyorsunuz? Asla unutmayalım eğer metaverse ‘TEKEL’ olacaksa ki öyle gözüküyor maalesef, bu dünya üzerindeki en tehlikeli bir sonu oluşturur.
Belki sizlerin bu yazıyı okuyacak zamanı bile olmayacak ya da göremeyeceksiniz ya da düşünmeyeceksiniz… Ama ben sizleri düşünüyorum, hem de bu işin içinde bulunmamam gerekirken hâlâ buradayım. Peki ne mi yapmalıyız? Unutmayalım Facebook birkaç öğrenci tarafından kuruldu!
Geleceğe umutla ve inançla pes etmeden bakmak dileğimle…
Facebook’un Metaverse dünyasının kuruluş amacıyla ilgili nedense hiç kimse konuşmuyor!. Peki şimdi sizlerle birlikte nedenlerini biraz inceleyelim.
Facebook adını Meta olarak değiştirdikten sonra bunun nedenini Mark Zuckerberg, odak noktasını sosyal ağ uygulamalarından metaverse inşa etme hayaline kaydırdığını söyledi. Bu hareketi eleştirmek için elbette çok neden var. Bunlardan en yaygın olanı, şirketini karşı karşıya olduğu en son dava sürecinde yaşanan tartışmalardan uzaklaştırmaya çalışmasıdır. Bunların hepsi adil bir eleştiridir ancak çok daha büyük bir nokta kaçırılıyor. Facebook’un toplum için kötü olduğunu öğrendiğimiz şeylerin ötesinde, özellikle meta veri deposu stratejisinin başarısız olmasının nedeni, Facebook’un meta veri deposunu oluşturmak için ihtiyaç duyduğu her şeyde kötü olmasıdır. Yani ‘Teknik’ bilgide henüz yetersizler!
Peki Facebook nerede iyi?
Kullanıcı etkinliğini toplamak ve bu kullanıcıları etkileşimde tutmak, böylece onlara daha fazla reklam gösterebilmek için bunu öneri algoritmalarına sunar. Sebep olduğu potansiyel toplumsal zararlara rağmen, iyi bir ‘iş modeli’ ortaya çıkardı. Sonuçta bu Facebook’un ta kendisi! Onun için insanın önemi yok! Facebook reklam satarak çok para kazandı. Google aramasından sonra dünyanın en büyük ikinci reklam platformu. Metaverse’i oluşturmak için ihtiyaç duyacağı dört şeyde iyi değiller.
Donanım yapmakta pek iyi değiller..
Örneğin Portal’ı ele alalım. Bu, Facebook’un arkadaşlarınızla görüntülü görüşme yapmak için bir cihaz oluşturma girişiminin adıdır. Pandemi zamanında, insanlarla bağlantıda kalabilmek için Face time veya Zoom gibi programları kullansak da, bu aslında iyi değildi.
Yazılım için konuşursak oldukça eksikler…
Neredeyse 3 milyar insanın Facebook uygulamalarını düzenli olarak kullanmasına rağmen, ana Facebook uygulaması iyi tasarlanmış değil. Instagram ve WhatsApp tartışmasız daha iyi, ancak bunun nedeni Facebook’un henüz onları mahvetmemiş olmasıdır. Bunu düşünürseniz, Facebook’un sıfırdan oluşturduğu yazılım harika değil. Harika olsaydı hiçbir zaman hacklenemezdi! İnsanların iş, okul, oyun ve eğlence için gittikleri bir yer olarak ‘umulan metaverse dünyası’ inşa edilecekse, gerçek dünyayı aratmayacak ölçüde mükemmel olması gerekir. Şirketin VR konferans aracı olan Horizon Workrooms’u bile, çoğunlukla karikatürize bir ortamda etkileşime giren yüzen cisimlerdir.
Facebook veya Meta da Oculus’u yapıyor
Elbette, bir sanal gerçeklik (VR) başlığı için Oculus iyidir, ancak VR’i milyarlarca insanın yüzüne saatlerce bağlamaya ikna etmek kesinlikle çok zordur. Ayrıca Facebook, Oculus’u yaratmadı, zaten kulaklık yapan bir şirketti ve her zamanki gibi satın aldı. Yine de küçük sayılabilecek VR oyunlarının örneklenmesinin ötesinde bir ilerleme kaydetmedi.
İçeriği denetlemesi korkunç!
En kötü noktalardan biri, Facebook’un platformlarını yönetme sorunudur. Konu içeriği denetlemeye gelince, Facebook’un harika bir iş çıkardığını iddia edecek birini tanımıyorum. Mark Zuckerberg bile, nefret söylemini ve yanlış bilgiyi ortadan kaldırma konusunda başarılı olunmasının çok zor olduğunu kabul ediyor.
Facebook’un en iyi olduğu şey, etkinliğinizi takip edebilmesi ve size daha fazla reklam gösterebilmesi için insanları etkileşimde tutan bağımlılık yaratan sosyal mühendislik araçları oluşturmaktır. Sizi meşgul eden içeriği göstermek için tasarlanmış öneri motorlarında ve algoritmalarda çok iyidir. Açıkça, Facebook’un en büyük endişesi kendi kaderini kontrol etmesidir.
Facebook için sorunu şu örnekle anlatabilirim. Bir sigara şirketinin sağlıklı gıda mağazalarının geleceğine öncülük etmeye karar vermesi gibi olmasıdır. Kimse bunu ciddiye almaz ve herkes, bir sigara şirketinin Whole Foods’u oluşturmak için gereken deneyim veya becerilerden hiçbirine sahip olmadığına işaret ederdi.
Peki eksik olan onca şeye rağmen, planlanan metaverse ve bu teknoloji dünyası gerçek olursa… Liverpool Hope Üniversitesi’nde Yapay Zeka ve Mekansal Hesaplama Profesörü Dr. David Reid, metaverse dünyası için oldukça endişeli ve hayatımızın dönüm noktası olacağını açıklıyor… Özellikle bu dünya yani ‘metaverse’ bir şirket tarafından tekel olarak kuruluyorsa ve denetlenemiyorsa, o noktadaki meta veri tabanından toplanılan büyük miktardaki veriler ve onu kimin kontrol ettiği konusu müthiş endişe vericidir. Bu kadar endişe dolu ve korkunç bir hayatı destekleyen ilk ülke malesef benim ülkem “Türkiye”! Metaverse dünyasında en fazla arsa alan ülkeler arasında ilk sıradadır. Ekteki grafiğe bakınız.
Bir sonraki yazımda Facebook’un planladığı yeni metaverse evreni için, hayatımızın kontrolünü yazdıkları algoritmalarla nasıl ellerinde tutup yönlendireceğini anlatacağım. Kendinize her zamankinden daha iyi bakın 😊
Noel için çocuklarına sanal gerçeklik kulaklığı alan ebeveynler kötü bir sürprizle karşılaşabilir. Geçen haftaki yazılarımdan birinde, metaverse dünyasında bizi bekleyen sorunları ve karşılaşabileceğimiz onlarca problemin özellikle gençler ve çocuklar üzerindeki etkisini dile getirmiştim. (bakınız: Yeni dünya ve dijital düzen “Metaverse”)
Peki, özellikle iş dünyası için kurulmuş bu platformun çocuklar üzerindeki etkisi neden araştırılıyor? Bir inceleme yapalım.
Son dönemlerde, metaverse dünyasında arsa alımı ve özellikle o sanal dünyada yerini kapmak isteyen herkeste inanılmaz bir çaba var ve her gün neredeyse tüm gazetelerde bu haberleri okuyorum. Ve online olarak çalışan satış platformları metaverse de yerini almış durumda. Dolce gabbana, Gucci, Dior, Nike, vb…Benim için metaverse dünyasındaki en akıl almaz olay, ‘neden herkes bir koyun sürüsü gibi hiçbir şey söylemiyor, sormuyor ya da araştırmıyor?’ Türkiye’de bulunan her gazete haberinin içinde maalesef gereksiz yönlendirmeler var. Facebook tabi ki kendi platformunu koruyacak ve savunacaktır. Google onun en büyük destekçisi ki ortalarda yok gibi gözüküyor. Sony teknoloji firması, PlayStation 5 konsolu için yeni VR kulaklığı takıyor. Sony, yeni nesil sanal gerçeklik kulaklığı hakkında yeni ayrıntıları duyurdu ve bir demo oyunda nasıl görüneceğini anlattı. İçlerinde Microsoft, Amazon, Epic games, Snapchat, Nvidia gibi en büyük teknoloji firmalarının olduğu metaverse dünyasında tabi ki bu firmaların hepsi oluşturulan bu sanal alemi destekleyecek ve çıkarları doğrultusunda savunacaklar. Peki, biz neden Türkiye olarak her haber başlığımızın altında sanki metaverse dünyasını biz icat etmişiz gibi sahipleniyoruz?! Facebook’un adı sansasyonel haberlere karışıp, çocuklar üzerindeki olumsuz etkisi açığa çıkınca sonrasında adını ‘Meta’ olarak değiştirdi. (bakınız: Facebook’un en büyük kesintisi hack miydi ?) Tabi ki metaverse dünyası yeni planlanmış bir sanal evren değil ama tesadüf ya Facebook üzerindeki baskılar artınca ismi de ‘Meta’ olarak değişti! Bitmeyen virüsün ve etkilerinin de devam edeceğini ön gören Mark Zuckerberg ‘bizlerin hayatını çok düşündüğü için!’ ‘Metaverse’ dünyasına ağırlık verdi. Öyle bir takım tesadüfler zinciri ki, birbirlerini tamamlayan parçalardan oluşuyor…
Gelelim çocuklarımıza…Facebook’un ana şirketi Meta’nın VR bölümü olan Oculus, Noel Günü’nde ana uygulaması Apple’ın App Store’unda en üst sırada yer almasıyla birlikte, tatillerde artan satışlar gördü. Muhakkak satışları artacaktır, yukarıda bahsettiğim gibi tüm teknoloji firmaları aslında birlikte çalışıyor! Ancak şirketin en popüler kulaklığı olan Oculus Quest 2, sorumlu yetişkinlerin çocuklar için zararlı olabilecek 18+ içeriği ve diğer materyalleri engellemesine izin veren ebeveyn denetimlerini açma seçeneğiyle gelmiyor. Çocukların güvenli olmayan materyallerle karşılaşma olasılığının yanı sıra uzmanlar, VR’nin çocukların gözleri üzerindeki etkilerinden de endişe duyuyorlar. Meta, insanların çalışabileceği, oynayabileceği ve birbirleriyle etkileşime geçebileceği ortak bir sanal dünya olan ‘metaverse’ adı verilen eksende VR’yi işinin önemli bir odak noktası haline getirdi.
Büyük Teknoloji firmalarının platformlarından nefreti kökünden temizlemesi için kampanyalar yürüten, kâr amacı gütmeyen bir kuruluş olan Dijital Nefretle Mücadele Merkezi, Oculus’ta bulunan popüler sohbet odası hizmeti veren VRChat’te çeşitli çocuk istismarı, taciz, ırkçılık ve pornografi örnekleri buldu. CCDH yani dijital nefretle mücadele merkezi (The Center for Countering Digital Hate) tarafından paylaşılan bir klipte kullanıcılardan biri, çocuk istismarını öven bir kaydı oynatırken diğeri ona cevap olarak ‘mahkum seks suçlusu’ olmakla ilgili şaka yaparak karşılık verir. Kuruluş, ebeveyn kontrollerinin olmamasına bakılmaksızın VR kulaklıkların çocuklar için güvenli olmadığını söylüyor. CCDH’nin CEO’su Imran Ahmed, metaverse’ in “kullanıcıları yalnızca birbirine değil, bir dizi yırtıcıya bağlayan” nefret, pornografi ve çocuk bakımı için bir cennet olduğunu söyledi. “Noel için Facebook’un VR Oculus başlığını hediye eden herhangi bir ebeveyn, çocuklarını potansiyel olarak ciddi bir tehlikeye maruz bıraktıklarının farkında olmalıdır. ’‘ diye ekledi.
Meta sözcüsü Kristina Milian, “Bu, Quest kullanıcılarının diğerlerini bildirebileceği ve engelleyebileceği anlamına geliyor, ancak platformumuzdaki kullanıcı olmayan istismarcılara karşı önlem alamayız “ demiştir. Aslında meta sözcüsünün de dediği gibi tehlikeli boyutlara ulaşabilecek seviyelere gelebilir, sadece o platformda kullanıcı olmaması yeterli! Bildiğim şey, tüm dünyayı sarmaya başladığı…Üzüldüğüm şey ise, cennet gibi adlandırılan bu dünya bizim tüm genç neslimizi yok edecek kadar tehlikeli.
Çocuklarımıza her zamankinden daha yakın duralım ve onları elimizden geldiğince ebeveynleri olarak bizler yetiştirelim. Metaverse bir amaç için inşa edildi ve daha fazlası gelecek. Bu platformda kazananlarda olacak kaybedenler de… Bir şeyleri kazanacağız diye çocuklarımızı kaybetmeyelim.
Güzel yarınlara uyanmak dileğiyle.