PEMBEGUL ABLA MELBOURNE

PEMBEGUL ABLA MELBOURNE

24 April 2025 Thursday

SEVGİLİ KOMŞULARIM

SEVGİLİ KOMŞULARIM
1

BEĞENDİM

ABONE OL

Avustralya’ya ilk geldiğimiz anlardan itibaren farklı ülkelerden insanları bir arada görmek beni çok heyecanlandırdı. Memlekette yaşadığımız yıllarda yaz aylarında birazcık turist ten başka değişik ülkelerden insanlarla bir arada yaşamak, onları tanımak, arkadaş, komşu olmak imkansız bir şeydi. Bu Berlin’de de böyleydi, Almanlardan ve yakın Avrupa ülkelerinden gelen göçmenlerden başka insan bilmezdik. Avustralya’da her milletten insanın bir arada huzurla yaşıyor olmaları beni şaşırtmakla beraber çok hoşuma gitti. Bir toplumda ayırımcılığın olmaması ve bu halin kanunlarla kurallarla korunması bence çok kıymetli bir özellikti.

    Sevgili Peygamberimiz “Cebrail Aleyhisselam bana komşu hakkında o kadar çok tavsiyede bulundu ki, onu mirasçı bırakacak sandım” veya “komşusu aç iken kendisi tok yatan bizden değildir” gibi komşularımıza önem verip dikkat etmemiz gereken hadisler sayesinde her milletten komşularımızla çok güzel ve özel hatıralarımız oldu. Hepsi kendi kültürlerini yaşarken farklı kültürden olan bizlere karşı gayet nazik ve yardım sever komşularımı her zaman hayırla anarım. Bahtımıza hiç kötü komşum olmadı, hepsiyle çok iyi komşuluğumuz oldu.

   Bahçemizdeki ağaçlardan ve kullanmadığımız eşyalardan bazen çöpler birikirdi. İlk geldiğimiz yıllarda onları nereye atacağımızı, ne yapacağımızı bilemediğimiz bir zamanda Avustralyalı komşumuz Graham imdadımıza yetişti. Bir sabah bir baktık neşeli neşeli ıslık çalarak bahçeden çöpleri traylere yüklüyor çat-pat anlaştık. Çöplerimizi toplayıp atıverdi sağ olsun. Ondan sonrası onunla güzel komşu olduk,o istemeden biz ona biraz ödeme yaptık, yardımsever  komşumuz bizi yıllarca  ağır çöplerden kurtardı. Bazen vakti varsa Grahamla bahçede çay içer otururduk, hep bir şeyler anlatıp kahkahalarla gülen neşeli bir insandı.

  Sonraları evimizin karşısına savaştan kaçan Bosnalı bir aile taşındı. Hayatımda onlar kadar temiz titiz ve çalışkan insanlar görmedim. Harabe evin içini dışını inci gibi pırıl pırıl parlattılar. Onların çocuklarıyla bizim çocuklar güzel arkadaş olmuşlardı. Çocukların tercümanlığıyla anlaşır konuşurduk. Bir gün komşum Adviye “arabamı sigorta yaptırmak istiyorum, beni götürür müsün” dedi. “Tamam” dedim ikimiz gittik. Nasıl bir sigorta istediğini evdeyken çocuklara söyletmişti. Görevli kadına arabasının bütün detaylarını verdim, “haydi komşumun arabasını sigortalayın” dedim. İşlem tamamlandıktan sonra görevli kadın bana “araba çarpılırsa..yanarsa..çalınırsa..” filan anlatmaya başladı. Allah’ım o Bosnalı, ben Türk, İngilizce nasıl anlatırım şaşırdım. Oflaya poflaya elimle işaret etmeyi denedim “Adviye your car..bang..” diye çarpma işaretini yaptıktan sonra sıra yangını tarif etmeye geldi görevli kadın “bir dakika siz aynı dili konuşmuyor musunuz?” dedi çok şaşırdı, “hayır” dedim. Bahtımıza içerde onun dilini konuşan başka bir memur varmış da problemi hallettik. Adviyegil ne güzel komşumdu, taşınıp gittiler.

Vietnamlı Komşum

   Hayatımda ilk defa Vietnamlılarla burada tanıştım, komşu oldum. Onların şahsında bana göre Vietnamlılar çok temiz, sakin güzel insanlardır. Bahçelerinde yetişen zeytinleri ve yeni dünya meyvelerini her zaman toplamamızı isterler. Çimlerini biçerken bizim taraftan da biçerler. Komşum gece çalıştığı için numaralarımızı alıp verdik, acil durumda birbirimizi haberdar edelim yardımlaşalım diye. Bize paketlenmiş karahindiba çayı, taze meyve verirler. Bizde onlara lokum, gözleme veririz çok iyi anlaşırız yani. İnsanın güvenilir rahatsız etmeyen bir komşusu olması Allah’ın güzel nimetlerindendir. Gece evinizde huzurla uyur, rahat edersiniz. Uzaklara gittiğinizde komşunuz sayesinde geride bıraktıklarınız için çok endişelenmezsiniz. Geri gelesiye kadar kedisini, balığını hatta nadide çiçeğini komşusuna emanet eden de çoktur.

Filipinli komşum

     Bir gün işten yenice geldim, kapımda bir çığlık duydum, koştum baktım. Filipinli komşum kucağında küçük kızı, kafasından kan sızarken koşmuş bana gelmiş. Yavrusunun başından akan kandan çok korkmuş, ağlayarak “help..help..” diyebildi. Altı yaşlarındaki minnacık çocuğu kucağıma aldığım an kendisi fenalık geçirdi bayılır gibi oldu. Çocuğa baktım alnında küçük bir çizik olmuş ve kendindeydi şaşkınlıkla annesine bakıyordu. O an için annenin daha çok yardıma ihtiyacı vardı, kendisine gelsin için, “Agnes sakin ol, bebek evde yalnız kaldı, çabuk evine git ben kızını şimdi doktora götüreceğim” dedim, iyide oldu kadıncağız bir an kendine geldi, merakla evine koştu. Yaralı yavrunun anlını biraz sildim, gidip annesinden Medicare kartını aldım en yakın kliniğe götürdüm. Doktor pansuman etti, bir bant yapıştırdı, çocuğu evine getirdim. Agnes’in memnuniyetini anlatamam. Yıllarca çok kıymetli komşuluğumuz oldu. Bizde “ev alma komşu al” derler. Sunshine semtine yerleştiğimizden itibaren Kıbrıslı, Yunanlı, Bangladeşli, Avustralyalı çok güzel komşularımız, komşuluklarımız oldu. Hayırlı komşu sayesinde evinize hırsız giremez, çöp tenekeniz siz yokken sokakta kalmaz, acil durumlarda komşu ambulanstan itfaiyeden önce yetişir, komşu hangi dinden hangi milletten olursa olsun insandır nihayetinde, kıymetini bilmek, Allah için hoş tutmak lazımdır diyecektim.

Pembegül Abla