ACELE TÜRK KOCA ARANIYOR
Günün en kalabalık saatleriydi. İşten sonrası eşimle anlaştık hemen bankaya gittik. Aman, Allah’ım banka gişelerinin önünde upuzun bir kuyruk vardı. Diğer şahsi görüşmek isteyen müşterilerin beklediği rahatsız koltuklar, sandalyeler tıklım tıklım insan doluydu. Herkes işten, güçten gelmiş bir ihtimal işlerini bir an önce halledip hemen evine gitmek istiyordu, ama nafile. Gişedeki memurlar sabahtan akşama kadar otomatik gibi çalışmaktan gayet yorgun vaziyette onlarda enerjilerinin son kalanlarıyla ha gayret ite kaka günü tamamlamaya çalışıyorlardı. Bunca izdihama rağmen işimizi çabuklaştıracak bir seçeneğimiz yoktu. Eşimle istemeye istemeye upuzun sıranın en sonuna girdik.
Oda ne, eşimin arkasına çok sevdiğimiz bir aile ahbabımız abi geldi. Neşeli neşeli bize tek tek selam verdi. Sağ olsun neşesini bize de bulaştırdı. Bitmek bilmeyen banka kuyruğunda Zeki abi eşimle umursamadığım bir muhabbete başladı. Kuyruk çok yavaş ilerliyordu.
Paralar, konuşmalar, sorular, imzalar.. abboow. Varlığını hiç fark etmediğim önümde bekleyen kadın bana dönerek “Hello”deyip İngilizce konuşmaya başladı. “Sen Türk müsün?” dedi. Şaşırdım ama “evet” dedim. İşte ondan sonra bir bankada olamaz diyeceğim şeyler yaşadık
Nasıl olsa en az kırk dakika ya yakın ayakta bekleme ihtimalimiz vardı, bende geri durmadım orta yaşlardaki kadına nereli olduğunu sordum. Singapurluymuş. Bana “ben de Müslümanım, ben evlenmek için Türk koca arıyorum” dedi. Önce kulaklarıma inanamadım. Banka kuyruğunda beklerken konuşulacak şey değildi bu. “Sen burada kalmak için mi Türk birisini istiyorsun” diye sordum. Kadın ciddi ciddi “hayır, benim burada oturma iznim var, vize problemim yok. Ama Türk koca arıyorum, tanıdığın birisi var mı?” diye yine sordu. Beyin kompüterimi şöyle bir süratle çalıştırdım, son günlerde bu kadının yaşında biriyle evlenmek isteyen hiç kimseyi hatırlayamadım. Çaresiz kadına istersen numaranı ver soruşturayım, birini bilirsem sana haber vereyim.” dedim. Öyle ya birisi benden bir istekte bulunmuş hemen yardımcı olmak gerekti. Kadın hem itiraz etti hem de benim numaramı bile istemeden “hayır şimdi bildiğin bir Türk erkek varsa bana hemen numarasını ver ben arayacağım” demez mi. Daha çok şaşırdım. Bana öyle bir his geldi ki, ”çantanda bir Türk koca varsa hemen çıkar bana ver” diyor gibi algıladım.
Hep ben mi şaşıracağım, nasıl olsa banka kuyruğundayız, yapacak bir şey yoktu. Hararetli hararetli konuşan eşimle evli barklı Zeki abiye döndüm, sözlerini balla kestim “Zeki abi tanıdığın evlenmek isteyen bir Türk erkek var mı, bak bu hanım evlenmek için Türk birisini aryormuş” dedim. Bu beklenmedik soruyu çok ciddi bir vaziyette eşimle abiye apansız sorduğum için önce bir şoke oldular. Yanlış duyduk sandılar, kekelediler. Hallerine gülmemek için kendimi zor tuttum. Öyle ya, sırada beklerken eş arayan tanımadığımız birisi. Onları ikna etmek için hafif yana çekilip kadını gösterip, İngilizce ‘sen Türk eş arıyorsun, değil mi?’ diye sorup hanımı tastiklettirdim. Bir an kadın dalga geçiyor sandık ama ciddiydi. Maalesef, kadına bir Türk koca bulamadık. Zeki abinin de aklına birisi gelmedi, oracıkta kalakaldık. Ama, böylece sıra bize geldi. En son gişedeki kadının bizim işlerimizi halletmesini beklerken Zeki abiye yandan bir göz attık. Dizlerinin bağı çözülmüş, tutunacak yer ararken gülmekten görevli memur kadınla konuşamıyordu.
O gün ve daha sonraki günlerde bankada yaşadığımız bu tuhaflığı bir türlü unutamadık. Kadını da bir daha hiç görmedik. Olaydan bir zaman sonra güzel bir hafta sonunda bir grup yaşlı misafirlerimiz gelmişti. Tatlı tatlı sohbetler ederken ben heyecanla onlara bankada sırada beklerken karşılaştığım kadından bahsettim. Allah var şaşırmalarını bekledim. Misafirimiz yaşlı dayı söze girdi ”ben o kadını tanıyorum. İki hafta önce bizim toplandığımız kulübe geldi. Herkesin içinde ‘ben Türk koca arıyorum’ dedi ama biz de bulamadık, gitti, dedi.
Dilerim o kadıncağız çekinmeden fedakarca aradığı Türk eşini bulmuştur. Bizim payımıza da onun hikayesini yazmak düştü.
Hepinize sağlıklı güzel günler dilerim.
Pembegül Abla
News