15 August 2022 Monday
Müzik terapi, üzerine konuşulması gereken kapsamlı bir konudur. İhtiyacı olan insanlar için, bir destek ve tedavi aracı olarak kullanılan müzik terapi, günümüzde oldukça yaygındır.
Tarihe baktığımızda, müziğin bir iyileştirme aracı olarak kullanıldığını ilk olarak Şamanizm’de görmekteyiz. O dönemde daha çok bir ayin şeklinde düzenlenerek uygulanan müzik tedavisi, insana huzur vermek için kullanılırmış. Bunu takiben, müziğin tedavi edici gücü, tarih boyunca tartışmasız belli başlı başka kültürler tarafından da kullanılmış ya da kullanılmaya çalışılmıştır, ama bilimsel bir niteliğe bürünmesi ve müzik terapi olarak sınıflandırılması 1940’lardan sonra üniversitelerde bölüm açılması ile başlamıştır. Bunun sonucunda, üniversiteler aracılığıyla ‘müzik terapist’ adını verdiğimiz profesyonel kişiler yetişmiştir.
Bu anlamda baktığımız zaman, müzik terapi, gelişigüzel her müzisyen tarafından uygulanabilecek bir yöntem değildir. Günümüzde “müzik terapist” olunması için master ya da doktora yaptıktan sonra, tescilli müzik terapi derneği üyesi olunması gerekmektedir.
Müzik terapi çok geniş bir alandır ve her hastada farklı bir şekilde uygulanması gerekmektedir. Ve en önemlisi ise bilimsel temellere dayandırılarak uygulanmalıdır ki hastaya gerekli destek ve yardım sağlanabilsin.
Peki, müzik terapi nasıl uygulanır ve kullanılan yöntemler nelerdir?
Birkaç örnek ile bunu anlatmak istiyorum. Bu arada, bunları nerden bildiğimi sorarsanız, ben de müzik terapi üzerine master yapmaktayım. Yoksa böylesi hassas bir alanda yazma hakkı bana düşmezdi…
Mesela ilginçtir ki “demans” hastaları, geçmişlerini unutsalarda, eski dönemden dinledikleri bir şarkı çalındığında, şarkının sözlerini hatırlayarak eşlik etmektelerdir. Başka bir şey; hatırlamasalarda, şarkıları hatırlamaları müzik terapinin uygulanmasını zorunlu kılmaktadır, çünkü müzik, demans hastalarına çok büyük destek sunmaktadır. Araştırmalar göstermiştir ki, demans hastaları müzik terapi sonucunda kendilerini daha mutlu hissetmeye ve kendilerine daha rahat ifade etmeye başlamışlardır. Bu bir nevi iyileşme belirtisi başlangıcıdır.
Ya da parkinson hastaları için uygulanan ritm eşliğinde yürüme egzersizleri, hastaların yürümelerinde düzelme ve gelişme olduğunu göstermektedir. Bu tesadüf değil, bilakis bilinçli bir şekilde uygulanan müzik terapi süreçlerinden sonra gerçekleşmektedir. Bunun açıklaması, insan hareketi, ritim ve müzik arasındaki kopmaz bağdan ileri gelmektedir. Yani, parkinson hastalarındaki titreme ya da hareket düzensizlikleri, belli bir ritm ve bu ritme bağlı müzik eşliğinde müzik terapist tarafından bilimsel bir şekilde uygulandığı zaman, iyileşme göstermektedir.
Bir diğer müzik terapi uygulaması örneğini ise otizmli çocuklar üzerinden verebiliriz. Otizm, her çocukta farklı belirtiler gösterir ve düzenli tedavi gerektirir. Müzik terapi de bu tedavinin önemli bir ayağını oluşturmaktadır. Çocuk beyni yetişkin beyinden farklıdır, çünkü çocuk beyni halen gelişmektedir ve pozitif desteğe ihtiyacı vardır. Bu yüzden, çocukta müzik terapi uygulaması, çocuğun gelişimi açısından daha çok önem taşımaktadır. Müzik terapi, otizmli çocuklarda daha hassas bir uygulama gerektirir çünkü her yaş grubu beyinsel anlamda farklı özellikler taşımaktadır.
Diğer önemli bir konu olarak şunu tavsiye edebilirim; çocuklarda müzik terapi ne kadar erken uygulanırsa, çocuk için o kadar avantajlı olacaktır. Aileler bazen, çocukta bir gelişim problemi olduğunu göremeyebiliyorlar ya da nereye danışmaları gerektiğini bilemeyebiliyorlar. Bu anlamda eğer bir müzik terapist ile iletişime geçerlerse, çocuğun gelişimi açısından nasıl bir yol izlemeleri gerektiğini öğrenmiş olurlar.
Sonuç olarak şunu kesinlikle diyebiliriz ki; müzik terapi uygulamasının tek bir reçetesi yoktur. Müzik terapist, aldığı uzun eğitimler ve deneyimler sonucunda her hastaya göre farklı yöntemler geliştirir ve bunları seanslar halinde uygular. Ve bu seansları raporlar halinde yetkili alanlara sunar, böylece hastanın gelişimi sağlıklı bir şekilde gözlemlenmiş olur.