15 August 2022 Monday
Bağlamada yöresel tavır demek; bulunmuş olduğu yörenin müzik özelliklerini ve kültürünü alarak, belli bir çalım biçimi oluşturup, mızrap tutan sağ el ile icra etmesi anlamına geliyor. Yani, bağlamanın her yöreye göre farklı bir çalınış tavrı vardır ve bunu duyduğumuzda hemen fark ederiz. Bir nevi, bağlamanın yöresel kimliğini, çalınış tavrı üzerinden anlamış oluyoruz. Bu yazıda teknik müzik terimlerinden bahsetmeyeceğim, bilakis siz okurken bu yörelerin farklı tavırlarına aslında aşina olduğunuzu göreceksiniz.
Öncelikle yukarıda da belirttiğim gibi, bağlamada tavır, mızrap (tezene) kullanan sağ elin yapmış olduğu özel vuruşla oluşur. Elbette her bir yöre vuruşunu gerektirdiği gibi yapmak uzun süren istikrarlı bir çalışma gerektirir. Yani öncelikle bağlama çalgısını iyi derecede çalıyor olmanız gerekir ki, yöresel tavırların icrasına geçebilesiniz.
Evet… bu kısa ön bilgiden sonra yöresel tavırlarımıza başlayalım: Temel olarak bağlamada 10 bilinen ve kullanılan yöresel tavrımız vardır. Ben bunu elimde bağlama ile Anadolu’da bir yolculuk şeklinde size aktarmak istiyorum, böylece yöre yöre birlikte dolaşmış olacağız.
İlk olarak ‘Aşıklama Tavrı’ ile başlayalım. Âşıkların ve ozanların yıllardan beridir çaldığı tavırdır. Daha çok Alevi kültürü ve deyişlerde kullanılan bir tavır olarak karşılaşırız. ‘Ey Şahin Bakışlım’ eseri bu tavra iyi bir örnektir. Yöre olarak da Kahramanmaraş (Pazarcık), Malatya, Elbistan, Sivas… elleri olarak bilinir.
İkinci olarak ‘Konya tavrı’ diyelim… Bu tavır adını doğrudan kentten almıştır. Çalımı en zor olan tavırlardan biridir. ‘Vay Bana Vaylar Bana’ eseri bu tavra güzel bir örnektir. Konya tavrı, diğer yörelerden çok farklı ve kendine özgü bir vuruş tarzı barındırır.
Sırada ‘Zeybek Tavrı’, yani Ege yöresi var. ‘Ah Bir Ataş Ver’ dediğimiz zaman bağlamayı başka bir tavırda görüyoruz. Bu tavra ek yapmam lazım: Tavır kendi içinde de dört farklı çalım şekline bölünmüştür. Dördünün de bilinmesi zorunludur yoksa bazı eserler icra edilemez.
Evet… bağlama ile yolculuğumuza Teke yöresi ile devam edelim. Teke, Göller yöresinin diğer adıdır ve Orta Torosların Burdur, Denizli, Fethiye üçgeninde yer alır. Burada tavrın adını ‘Teke Zortlatması’ olarak görüyoruz. ‘Yayla Yollarında Yürüyüp Gelir’ eseri bu tavıra bir örnektir. Yayla kesiminde yaşayan Yörüklerin yaşam biçimini yansıtan, yöresel çalım tarzıdır diyebiliriz. Ek olarak, bu tavrın kendine özgü bir ritm yapısı vardır ve 9/8’lik aksak usul olarak geçer. (Zortlatma terimi burada, tekenin kayadan kayaya zıplayarak ani hareketler göstermesinin oyuna ve icraya temsilen yansımasını ifade etmektedir.)
Akdeniz’in doğu yakasında ‘Silifke Tavrı’ vardır ve bu da Silifke ilçesiyle aynı adı taşır. Bildiğimiz ‘Portakalım Tekerlendi’ türküsü kritik bir örnektir ve çalınması muazzam zor bir eserdir. Bir çeşit ustalık gösterme türküsüdür.
Sırada ‘Karşılama Tavrı’ diyelim. Bu tavır, daha ağırlıklı olarak Trakya coğrafyasında görülür ama İç Anadolu ve Ege yörelerinde de rastlamaktayız. Örneğin ‘Trakya Karşılaması’ bu tavrı anlatan bilinen bir eserdir. Genelde karşılama türkülerinde görülür.
Yolculuğumuza adını Yozgat yöresinden alan ‘Yozgat Tavrı’ ile devam edelim. Yine icrası oldukça zor olan bir tavırdır. Örnek türküsü bildiğiniz gibi ‘Yozgat Sürmelisi’dir. Ayrıca ‘Sürmeli Tavrı’ dediğimiz de olur zaman zaman.
‘Azeri Tavrı’ diğer bir bağlama tavrıdır ve karakteristik Azerbaycan eserlerini çalmak için kullanılır. Tüm eserlerde değil ama belirli eserlerde kullanılan bir tavırdır. ‘Kaytağı’ eseri bu tavrın bir örneğidir ve yorumlanması oldukça zordur. Bu tavrın da ritim yapısı kendine özgüdür.
Şimdi Anadolu’nun ortasına dönelim, Ankara’ya gidelim ve ‘Ankara Tavrı’ ile tanışalım. Yine bulunduğu kentin adıyla bilinen bir Orta Anadolu tarzıdır. Ayrıca ‘Hüdayda’ ya da ‘Fidayda’ tavrı olarak da bilinir, çünkü bir nevi bu eserle bütünleşmiştir. Bu tavır ayrıca ‘Takma’ adını alarak Alevi deyişlerinde de kullanılır.
Son olarak ‘Karadeniz Tavrı’ diyelim ve Karadeniz yöresine gidelim. Örnek olarak ‘Çayeli’nden Öteye’ türküsünü verebiliriz. Karadeniz coğrafyası müziği bildiğiniz gibi başka bir yapıdadır ama bağlamada kendine has tavrı ile yerini almıştır.
Böylece bağlamada yöresel tavırlar ile olan yolculuğumuzu tamamlamış olduk. Belki farkındayız ya da değiliz ama şu bir gerçek ki, farklı kültürler, bağlamada yalnızca sağ elde bile güzelliğini ve renklerini sergiliyor bize. Ve bu kadar çeşitliliğe ve güzelliğe rağmen neden hâlâ bir dünya enstrümanı olmadığını sorgulamamız gerekiyor.
Bağlamada Yöresel Tavırlar: