15 March 2022 Tuesday
En güzel yemekler sevdiklerinizle beraber yediklerimizdir. Siz de tariflerinizi bizimle paylaşın yayımlayalım.
Bir rivayete göre bir gün Osmanlı sultanı halkını tanımak için habersizce bir evin kapısını çalar. Uzunca sohbet ettikten sonra karnının aç olduğunu söyler. Ev sahibi utana sıkıla evinde olan en değerli malzemelerle yapılmış çorbayı pişirir. Sultan çorbayı çok beğenir adını sorar kadın ‘Dar hane’ (Fakir çorbası) der. O günlerden bugünlere tarhana olarak gelmiştir. Türk mutfağının en kıymetli Çorbası neredeyse her evin kurtarıcısıdır. Çok da önemli bir misyonu vardır; Anadolu kadınları şehirde yaşayan çoluk çocuğuna “kışlık” adı altına memleketinin otları, baharatı , bakliyatıyla fermente ederek yaptığı tarhanayı köyünden bir hediye olarak gönderir. Sırf yavruları, torunları ara sıra en azından çokça sağlık dolu bir çorba içsin, soğuk kış günlerinde içleri ısınsın diye… Restoranlarda olmama sebebi bu olabilir mi ? Sadece evlerimize sıcak yuvamıza ait bir çorba…
Çorbasının binlerce yıl geçmesine rağmen hala yapılmakta olması şaşırtıcı değil mi? Sanki ilk keşfedilmiş çorbaymış gibi. Bu sürekliliğini lezzetli ve doyurucu bir çorba olduğunun bir kanıtı olarak düşünüyorum.
Çok daha fazla element ve sağlık barındırıyor
Tarhanaya baktığınızda sanki portakallı ekmek kırıntılarına bakıyormuş gibi algılarsınız. Kuru granüllü bu karışım tahmininizden çok daha fazla element ve sağlık barındırıyor. Bunu birçok yerde paylaşmıştım ama tekrar anlatmak istiyorum. Tabi ki tarhanayı biliyordum ta ki yurtdışında Alman bir şeften aldığımız eğitim seminerinde üstüne çokça düşülene kadar dikkatimi çekmemişti. Şefimiz sınav konusu haline getirecek kadar çok övgüler dizmişti Dar-hane’ye.
Her bölgenin neredeyse kendi Tarhanası vardır. Tarhana böyle olur diye bir şey söylemek zor. Tokat’a giderseniz daha kırmızıdır tarhana . Renginin kırmızıya yakın olması çorbanın yapımında doğru sayıda ve kalitede domates kullanıldığını gösterir. Malatya’ya giderseniz yoğurt ve yarma yoğundur ve rengi beyazdır ekşi sevenler için muhteşemdir ayrıca. Muğla’nın yörük kadınları nohutlu tarhana yapar ki tadına doyum olmaz. Sayısı 50’yi geçecek türde ve malzemede tarhana çeşidi vardır. Hepsinin en önemli özelliği fermente olmasıdır. Doğru ve sabırla yapılacak bir kurutma işlemi evlerinizi şifaya kavuşturacaktır.
Tarhana granülünü ılık bir suda pişirmeden önce 30 dk. kadar bekletmek, pişirirken size kolaylık sağlayacaktır. Pişirirken kaynayana kadar karıştırmak topaklanmayı önleyecektir. Kaynadıktan 5 dk. sn ayrı bir yerde tereyağı ve nane kavrularak eklenirse tadını garanti edebilirsiniz tabi ek olarak bu kadar lezzetli bir çorbaya başka bir şey eklemeyi doğru bulmuyorum Bazı yemeklerin olabildiğince sade ve güzel olduğuna inanıyorum.
Tarhana
Gerekli Malzemeler
Not: Islak tutmayı ne kadar uzatırsanız o kadar da ekşiyecektir.
Hazırlanışı
Sebzeleri kabaca doğradıktan sonra haşlayın (Domates hariç) maydanoz ve dereotunu sonradan ekleyin. Aynı şekil de nohutları da haşladıktan sonra blenderden geçirin. Un ile karıştırmadan önce soğumaya bırakın. Homojen bir şekil de karıştırın. Islak bir hamur elde edin üstü kapalı bir gün bekletin. Karışımı spatula yardımı ile alt üst yapıp karıştırın. Fırın tepsi içine yağlı kağıt serin üstüne karışımı dökün mümkün olduğunca eşit yayın. Karışımı tepsi de üstü açık yaklaşık 1 saat bekletin. Fırın en düşük derecesin de 30 derece gibi kurutmaya başlayın. Bu pratik tarifle sizlerde tarhanayı mutfaklarınızda yapabilirsiniz. Daha sonra kırıp parçalara bölüp saklayabilir yada blender yapıp toz haline getirebilirsiniz.
Tadınız tuzunuz kararın da olsun.
Geleneksel olarak, insanlar kemik suyunu kendi başlarına veya elde ettikleri çeşitli sebzeler ve baharatlarla lezzetlendirip bir tutam deniz tuzu ile yudumlarlarmış. Bu şekilde, çeşitli hastalıklara iyi geldiğine, çocukların gelişimine katkı sağlandığına inanılırmış. Anadolu’da ve bazı Asya ülkelerinde uzun yaşayan insanların yeme alışkanlıklarında da bulunan kemik suyu çok kıymetli bir besin. Aslına bakarsanız çok doğru bir yöntem geliştirmişler geçmiş zamanlarda. Yeni beslenme modellerine itirazım yok sadece çok moda olan trend yeme alışkanlıklarını çok karmaşık ve zorlayıcı olduğunu düşünüyorum.
Atalarımız sade ve sağlıklı beslenme adına bize çok değerli bir reçete bırakmış. Kemik suyu!
Şimdilerde her yerde reklamını gördüğünüz cilt bakım ürünleri “Kolojen” adı altında satılıyor. Kolejen insan vücudunun bir nevi tutkalıdır ve hayvan kemik, kıkırdak ve derisinde bol miktarda bulunmaktadır. Kemik suyu, hayvanların kemiklerini ve bağ dokularını kaynatarak yapılır. Yoğun bir hayat temposunda koşturup yaşayanlardansanız ve sağlıklı bir hayat yaşamak istiyorum diyorsanız proteinin bu faydasından mutlaka yararlanmalısınız.
İpuçları
Pişirme esnasında kemik suyuna asitik bir malzeme eklemek kemik suyunun içindeki tüm besinleri suya bırakması için çok önemlidir. Elma sirkesi iki kaşık ya da yarım limon suyu.
“Derinden lezzetli” bir aroma ve tada sahip olan et suyu çorbalara, soslara, yahnilere temel oluşturur. Dahası onları kendi başlarına da yudumlayabilirsiniz. Derinden lezzetli derken Ot yemiş, doğal ortamında büyümüş, çiftlikte gezebilmiş organik yetişen hayvanlardan bahsediyorum.
Kemik suyunu elde etmek zaman ve sabır istemektedir. Bolca yapıp dondurarak da kullanılabileceğini unutmamalısınız. Bir miktar çorba ya da yemeklerinize ek olarak ilave etmeniz yemeğinizi zenginleştiren bir unsura dönebilir.
Teknik ve malzeme hakkında
Sığır kemiği: Kaval kemikleri, incikler vs gibi kemikleri kullanın. Kemik iliği de kullanabilirsiniz. Ancak, dikkatli olun, çünkü çok fazla ilik kötü tat, yağlı doku ve jel olmasına neden olur.
Tavuk kemiği: (Hindi) Tavuk suyu kuşkusuz but kemikleri oldukça lezzetli olur. Tavuk sırtları ve kanat hatta et olarak da kullanıp et suyu elde etmek mümkün.
Balık: Suyu vejeteryanlar için mükemmel bir mineral kaynağıdır. Çorbalarda, salata soslarda kullanılır. Balık başı ve kemikleri, birçok sebze ve baharatla kaynatılarak elde edilir. Suyun jöleleşmesini balık kafası sağlar.
Fırınlama: Et suyuna farklı aroma ve tat katmak için ayrıca kemikleri fırınlayabilirsiniz.
Seçtiğiniz kemiklere önce salça sürün. 200 derece de kızarana kadar fırınlayın. Kemikler karemelize olunca fırından alın. Bu da sizin için daha zengin ve daha güçlü bir lezzet demektir. Geniş bir tencereye aktarın üzerine su ekleyin ağır ateşte kaynatın.
Gerekli Malzemeler:
Hazırlanışı:
Kuzu kaval kemiğini derin ve geniş bir tencere de zeytinyağı ile kavurun. Tüm sebzeleri temizledikten sonra kabaca doğrayın ve tencereye ekleyin kavurmaya yakmadan devam edin. Renk alacaktır. Bu esnada tuz, karabiber ve defne yaprağını ekledikten sonra yeterli miktarda soğuk su ile tencereyi doldurun. Su kaynama aşamasına gelene kadar yüksek ateşte sonrasın da düşük ateşte kaynatmaya bırakın. Yaklaşık 2 saat kadar kaynatın.
Püf noktalarından bir tanesi de en üste çıkan köpüğü kaşıkla atın, et suyunuzu bulanıklaştırmaması için. Fokurdatmadan kaynatın düşük ateşte ve karıştırmayın.
Kaynatma işlemi bittikten sonra ocağı kapatın soğumaya bırakın, soğutma işlemi esnasın da tortular sebzeler dibe çökecektir, süzmesi kolay olacaktır. Temiz ve berrak su elde etmeye özen gösterin. Sabah kahvaltısında dahi içebileceğiniz sağlık iksiriniz hazır.
Tadınız tuzunuz kararın da olsun.
Düşünüyorum da benden bir tercih yapmam istense ‘En seçici yemeğin ne’ cevabım; Denizden, okyanustan çıkan balıklarla yapılan yemekler derim. Balık dendiğinde hazır ola geçenlerden misiniz? O zaman Kaya balığı seçkin sofralarınızın, özel davetlerinizin yıldızı olmaya aday.
Balık, dünya çapında birçok insan tarafından düzenli olarak tüketilen bir hayvansal protein kaynağıdır. Omega insan vücudu tarafından üretilemez bir besindir. Birçok sebzede var olduğu gibi tabiatın en muhteşem çeşitliliğine sahip olan denizlerde yaşayan canlılar tarafından çokça üretilir.
Denizler, okyanuslar o kadar cömerttir ki tüm şifayı orda bulabilirsiniz
Deniz size tüm kalbiyle kendini sunarken bizlerin de onları düşünmemiz ve korumamız asal sorumluluğumuzdur. Anlatmadan geçmek istemediğim bir anımı paylaşmak istiyorum; Canım Egenin eşsiz maviliğinde yüzerken ara da bir koya yaklaşan devasa ultra lüks teknenin bir anda denize tüm pisliğini bıraktığına şahit olmuş biri olarak bu kötülüğü kabullenemiyorum. Tabi ki de sessiz kalmadık direk sahil güvenliği arayıp acil konum paylaştık. Sonrasını da takip ettik gerekli cezayı almış olduğunu öğrenince bir parça rahatladık ama tüm iyiliği ile bizi kendine emanet etmiş tabiata karşı neden bu kadar hor yaklaşırız, nereye varmak isteriz anlamlandıramıyorum.
Akşam yemeği rutinlerinizi değiştirecek deniz ürünleri haftanın birkaç günü sağlıklı beslenmek için idealdir. Doğulu biri olarak genetik kültürüm çok yakın olmasa da ben sanki bir Akdeniz insanı olarak yaratılmışım. Haftada bir balık yemek yaşam tarzımın bir parçasıdır (Yapımı da çok pratik ve hızlıdır). Taze otlar, rezene, kokulu yapraklar ve yanında fırınlanmış patates ile harika bir iş çıkarabilirsiniz. Bir de bahçesi olanlar el kaldırsın! Taze taze toplanmış sebzeleri, otları olanlar için o sofra dünyanın en lezzetli sofrasıdır.
Kaya balığı dengeli pişirildiğinde lezzetini kaybetmeyecektir. Bu sebeple incelikleri hakkında birkaç püf noktası ve ipuçları paylaşacağım size düşen sadece uygulamak.
Kaya balığının eti hafiftir balıksı değil, ağızda eriyen kendine has bir dokusu olan balıktır. Seçici damak sahiplerinin en sevdiği balıktır.
İp uçları:
Balığı derisi ile pişirmek etinin yırtılmasını ve parçalanmasını önler. Güvenle derisini de yiyebilirsiniz.
Aynı zaman da güveçte de oldukça lezzetli bir akşam yemeği olacaktır.
Balıkların mutlaka nemini alın ve yıkadıktan sonra iyice süzdürün. İlk önce balıkları kurulayın. Nemin çoğunun balıktan uzaklaştırılması önemlidir pişirilme sürecinde balığın renginin ve aromasının çıkmasını sağlayan budur.
Fileto Kaya Balığı
Gerekli Malzemeler:
Hazırlanışı:
Kaya levreği filetosunu zeytinyağı, tuz, karabiber ile lezzetlendirin ve 3 saat kadar dinlendirin. Yapışmaz tavada deri tarafından başlayarak mühürleyin yakmayacak şekil de her iki tarafı da mühürleyin. Deri kısmı fırın tepsisine gelecek şekil de yerleşsin tereyağı sürün ve fırına verin 8 ile 10 dakika 180 derecede pişirin. Bu esnada aynı tava julyen doğradığınız soğanları soteleyin yağ ihtiyacı olursa zeytinyağı ekleyin. Renk patlaması yapmak için ortadan ikiye böldüğünüz çeri domatesleri ekleyin ve sotelemeye devam edin bu esnada kabaca doğradığınız kapari çiçeği ve kalamata zeytinini de ekleyin en son lezzetlendirmeyi ve limon sıkmayı unutmayın. Neredeyse 20 dakika da hazırladığınız bu nefis filetoyu tabaklayıp sunabilirsiniz.
Tadınız tuzunuz kararın da olsun
Yemeklerimizi daha sağlıklı hale mi getirmek istiyorsunuz? Biraz düşündünüz mü yoksa? Yemeklerimizi yani yaşamımızı çok daha kaliteli hale getiren sebzeleri yok sayamazsınız? Sebzeler de düpedüz lezzetli olabilir! Masalarınızı zengin göstermek için, daha hafif kılabilmek için onları mutlaka ana ve yan yemek olarak kullanmalısınız.
Bir market ve pazar alışverişinde sepetinize o rengârenk ve çeşitli boyutlarda olan sebzeleri eklediğinizde hem bedeninizi hem ruhunuzu hafifletmiş olduğunuzu unutmayın.
CHEF İSMAİL AĞACIK
Sebzeler, avcı-toplayıcılar tarafından başlangıçta vahşi doğadan toplandı ve dünyanın çeşitli yerlerinde, muhtemelen yeni bir tarımsal yaşam biçiminin geliştiği dönemde ekime girdi. Modern insan uygarlıklarının doğuşu, tarım devrimi ile başladı. Çok eski zamanlardan itibaren, özellikle sebzeler, büyük tıbbi ve besleyici gücün kaynağı olarak tanımlandı. Meyve ve sebzeleri gün için de mutlaka ağırlıklı olarak öğünlerimizde kullanmalıyız.
Sayfalar dolusu reçetelerle çok çeşitli varyasyonlarla mutfağımızı özel ve sağlıklı kılabilecek güce sahip sebzeyi çok daha fazla hayatımıza dahil etmeli tüm yemeklere eklemeliyiz. Evinde, her mevsim ve neredeyse her gün çorbası olan bir şef olarak, Çorbalar, hayatımızı kurtarıcı öneme sahiptir ve çeşnili sebzeli ve tahıllı çorbalarla mükemmel öğünler oluşturabiliriz.
Çocuklar evde eğer sebze yemiyorsa
Çocuklar, evlerinde eğer sebze yemiyorsa, patates ve havuç hatta kereviz fırından bahsedelim. Patates, havuç, kereviz dilimleri Ayçiçek yağı ve baharatlarla (kekik, nane, kırmızı toz biber, kimyon, karabiber, pul biber, susam, tuz ) marin ettikten sonra fırına verilir, 40 dakika kadar gevrekleşinceye kadar pişirilir ve parmesan peyniri tercihen sarımsak tozu ile demlenir. Hem kolay hem de lezzetli bir sebze yemeğine çocukların hayır demesi mümkün değil. Yanına çocukların sevdiği sosları ilave edebilirsiniz. Bu muhteşem 3’lü sofranın yıldızını almaya aday emin olabilirsiniz.
Brüksel lahanasını kaynar suda 2 dakika haşladıktan sonra aynı baharat karışımı ile mevsiminde ki tüm sebzelerle harmanlayabilir enfes tabaklar yapabilirsiniz.
Pazılı kabak Mücver
İçlerinde en sevdiğim olsa gerek. O kadar pratik ve lezzetli ki…
Pazıları suyu sıkılmış kabak ve 1 bağ dereotunu içine katacağınız 3-5 malzemeyle kalorisi çok düşük ve vitamin yüklü bir şaheser haline getirebiliriz. Alışılagelmiş sofraları hem eğlenceli hem de yıldız haline getirmenin en etkili yolu çeşitliliği bol yeşil dünyanın nimetleri olan sebze ve meyvelerle donatmaktır. Sadece, garnitür değil aynı zaman da bir öğün ve atıştırmalık olarak değerlendirmek lazım. Yemeklerinize ve ara öğünlerinize bol miktarda sebze ve meyve ekleyin. Tabağınızdaki sebze ve meyvelerin yeri mutlaka olmalı. Doğru beslenmenin anahtarı bu olsa gerek.
Siyah pirinçli sebzeli salata
Brokoli, kırmızı pancar, havuç, yeşil soğan, yeşil otlar beraberinde önceden suda 1 saat bekletip 10 dk. pişirdikten sonra (diri –yumuşak siz karar verin) harmanlamayı nar ekşisi ve bol limonla yaptıktan sonra çok renkli (içinde ki kombinasyonlar size ait) ve doyurucu bir salata ile bedeninizi ödüllendirebilirsiniz. Yedikten sonra vazgeçmeyeceğiniz bir iz bırakacak bu salata. Bulgurla da yapabilirsiniz.
Fırın da Sebze
Gerekli Malzemeler
Hazırlanışı:
Tüm sebzeler yıkandıktan sonra temizlenir. Mümkün olduğunca eşit doğrayın bu tamamen sizin istediğiniz şekil de olabilir. Tüm malzemeleri karıştırıp fırın tepsisine eşit bir şekil de yayın. 180 derece de yaklaşık 15 dakika ile 20 dakika fırın da pişirin.
Tadınız tuzunuz kararın da olsun.