11 February 2025 Tuesday
Avustralya’da ağız ve diş sağlığı için duyduğunuz tüm söylentileri unutun. Mesleki tecrübesinden ve anadilde iletişim kurma şansı yakalayan memnun kalan tüm hastalarının gözünde Diş Hekimi Eylül Farahani gerçek bir kurtarıcı. 7’den 70’e hizmet veren Farahani ve ekibi dikkat çeken başarısıyla bu haftaki konuğumuz oldu.
Eylül hanım sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
Çanakkaleliyim ve iki çocuk annesiyim. Diş hekimliği eğitimimi, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) bursu ile kazandığım Yeditepe Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’nde 2004 yılında dereceyle tamamladım. Dicle Üniversitesi Çene Cerrahisi Bölümü’nde doktora yaparken tez yazma aşamasında Milli Eğitim Bakanlığı’nın resmi-burslu öğrenci statüsü ile yurtdışı doktora bursunu kazanarak Avustralya’ya geldim. Sydney Üniversitesi’nde Ağız Patolojisi bölümünde doktoraya başladım. Doktoram devam ederken, 3 yıllık süre için Bela Schwartz Posdoctoral Fellowship kazandım. Aynı dönemde, Sydney Üniversitesi Ağız Cerrahisi bölümünde klinik eğitmenlik yapmaya ve araştırma görevlisi olarak diş hekimliği öğrencilerine ders vermeye başladım. Avustralya’ya yerleşmeye karar verince, Australian Dental Council tarafından yapılan diş hekimliği geçerlilik sınavlarını başarıyla tamamladım ve özel diş kliniklerinde de çalışmaya başladım. Özel klinikteki çalışmalarım devam ederken, 10 yıl boyunca Sydney Üniversitesi’ndeki eğitmenlik görevime de devam ettim. Aileme daha fazla zaman ayırabilmek için son birkaç yıldır sadece klinisyenlik yapmaya, tecrübe ve bilgilerimi hastalarımla paylaşmaya yöneldim.
Kaç yıldır kliniğinizde çalışıyorsunuz?
10 yıldan fazla süredir City West Medical Centre binasında çalışıyorum. Kliniğimizin ismi City West Dental Services olarak biliniyordu. Yaklaşık 1,5 yıl önce kliniğin işletmesini kendim devraldım. Akabinde kliniğimizde renovasyon yapıldı ve ismi CosmOz Dental Care olarak değiştirildi. Kliniğimizde bulunan teknolojik aletlere daha da yenilerini ekleyerek, en üst seviyede donanım sağladık ve yepyeni bir başlangıç yaptık.
CosmOz Dental Care olarak kliniğinizde ağız ve diş sağlığı tedavilerinden hangileri yapılıyor?
Kliniğimizde genel diş hekimliği kapsamına giren rutin muayene, diş temizlikleri, diş rengindeki komposit dolgular, kanal tedavileri, diş çekimi, kaplama ve köprüler yapılmaktadır. Bunlara ilaveten, kozmetik diş hekimliği kapsamında estetik porselen veneerler, inlay ve onlayler, diş beyazlatma işlemleri yapılmaktadır. Ayrıca, diş implantları, cerrahi diş çekimleri, küçük cerrahi işlemler, derin temizlikler ve gömülü 20 yaş dişi ameliyatları yıllardır başarıyla yapılmaktadır. Tüm bu işlemler her ne kadar karmaşık görünse de, tecrübeli hekimlerimiz ve klinik ekibimizle, en konforlu şekilde hizmet vermekteyiz. Ayrıca kliniğimizde çalışan tüm hekimler ve terapistimiz elinin hafif olmasıyla tanınır. Çocuk hastalarımızla kurduğumuz sıcak ve rahatlatıcı bağ, onların da endişeden uzak olarak ve severek bize gelmelerini ve kendi istekleriyle kendilerini güvende hissederek tedavi olmalarını sağlamaktadır. Tüm konfor imkanlarına rağmen, hala diş tedavisi görürken stres veya korku yaşayan hastalarımız için anestezi uzmanı eşliğinde IV sedasyon denilen uyuyarak diş tedavisi imkanlarımız da bulunmaktadır. Bu konunun altını çizmek isterim, IV sedasyon demek genel anestezi demek değildir. Yani tamamen anestezi almıyorsunuz, sadece gerçekten uyuyorsunuz ve tedavi esnasında yapılan işlemi hatırlamıyorsunuz. Normalde uyurken yaptığınız gibi yanağınızı kaşıyabilir, ağzını aç dediğimizde ağzınızı açabilirsiniz. Böylece genel anestezinin istenmeyen yan etki risklerinden de uzak kalmış oluyorsunuz.
”Çocukların, Diş hekimiyle tanışma, çocuğun ağrılı bir dişinin tedavisi için olmamalıdır.”
Aileler veya bakıcılar çocuklarını ne zaman bir diş hekimi ile tanıştırmalı? Ve neden?
Her çocuğun diş hekimine ilk kez gidişi, çocuğun uyumluluk haline göre değişir. Ortalama olarak 2-3 yaş ve sonrası diş hekimiyle tanışmak için en uygun dönemdir. Diş hekimiyle tanışma, çocuğun ağrılı bir dişinin tedavisi için olmamalıdır. Hekime gidilen keyifli muayene ve hatta diş temizliği ve fluorid uygulamaları, bu ziyaretleri eğlenceli bir hale getirmekle kalmayıp hekime karşı güven oluşmasını ve gelecekte oluşabilecek diş hekimi fobisi ihtimalini ortadan kaldırmaktadır. Ayrıca, çocuğun ağız hijyenini doğru olarak yapabilmesini sağlayıp, bu konudaki motivasyonunu arttırır. Sağlıklı beslenme konularına da değindiğimiz bu ziyaretlerde, dişlerde oluşan ya da oluşabilecek olan sorunlar erken olarak fark edilip vakitli şekilde tedavi edilmekte, böylece daha ileride çocuğun ağrı çekebileceği durum ve tedaviler önlenebilmektedir.
Ayrıca, çok sık karşılaştığım ve aileleri bilgilendirmek istediğim bir konu var. Daimi birinci azı dişleri çocuk 6 yaşındayken çıkar. Alt-üst ve sağ-sol olarak toplamda 4 tanedirler. Bu dişler süt azı dişlerinin hemen arkasından ve çoğu zaman ağrısız olarak geldiği için aileler bu dişlerin çıktığını fark etmiyor, çünkü hiçbir diş dökülmeden geliyor bu dişler. Ve maalesef hem çok geride oldukları için hem de çoğu aile onların varlığından habersiz olduğundan, onları süt dişi zannedip pek önemsemiyor ve çürümelerine sebep olabiliyor. Bu nedenlerle de ve yine maalesef, bu dişler en erken çekilmek zorunda kalan dişler olabiliyor. Süt dişi olmadıkları için, ağız için çok önemli olan ve çiğnemede en fazla yükü çeken bu dişlerin yerine başka diş gelmiyor.
Dikkatimi çeken bir diğer konu, çocuklara çok fazla ve erken yaşlardan itibaren tatlı verilmesi. Hatta daha da ileri gidip kola ve enerji içeceği verenler var. Belki o an çocuğunuzu, yeğeninizi ya da torununuzu ödüllendirdiğinizi düşünüyorsunuz ama gerçekten bir ödül mü, yoksa ödül süsü verilmiş bir ceza mı bu? Küçük yaştaki çocuğunu çok tatlı, çikolata yiyor diye bana şikayet eden anneler, babalar oluyor. Hemen hatırlatıyorum, çocuğunuz kendisi markete gidip o zararlı denilen ürünleri alabilir mi, yoksa ona sizler mi alıp veriyorsunuz? Burada şikayet edilmesi gereken kim? Sadece dişleri için değil, gelecekteki sağlığı için de yine soruyorum. Ödüllendirme için şeker doğru mu? Başka bir alternatif düşünülemez mi?
Child Dental Benefits Schedule hakkında bilgi verebilir misiniz?
Kısaca CDBS diye de adlandırdığımız Child Dental Benefits Schedule, gelir durumu yüksek olmayan ailelerin çocukları için devlet tarafından ayrılan, diş hekimi masraflarını karşılama amaçlı bir ödenektir. Kriterlere uyan ailelere hatırlatma amaçlı her yıl bir mektup gönderilmesine rağmen, miktarı $1,052 olan bu ödenek her iki yılda bir yenilenir. Yani yeniden mektup gelmesi, yeni bir hesap başladığı anlamına gelmez. Bu ödenek, 2 ile 17 yaş arasındaki çocuklar için olup 18’ini dolduran gencin o yıl sonuna kadar hala bu ödemeden faydalanma hakkı vardır. Kullanılmayan para birikmez ve o hakkınızı kullanamamış olursunuz. Devletin böyle bir imkan sağlamasının sebebi, çocukların erken yaştan itibaren ağız ve diş sağlığını optimal seviyeye çıkararak, gelecekte diş sorunları yaşamayan sağlıklı nesiller oluşturmaktır.
Fiyat açısından bakıldığında, sadece 1-2 implant yapılacaksa, yurt dışında yaptırmaya değmez.
Diş Hekimi Eylül Farahani
Diş dolguları farklı kalitelerde oluyor mu? Alternatifi var mı?
Elbette! Farklı fiziksel ve kimyasal özellikleri olan çeşitli diş dolgu malzemeleri vardır. Amalgam dolgular, metal veya gümüş dolgular olarak da bilinirler. Oldukça uzun yıllar başka alternatifi olmadığı için yaygın olarak başarıyla kullanılmışlardır. Çok uzun yıllar ağızda kalabilirler. Ancak içinde civa gibi toksik bir madde bulunduğu için ve pek çok kez dişlerde çatlak ve kırıklara yol açtığı için günümüzde popülerliğini yitirmiştirler. Kompozit rezinler günümüzde dolgu malzemesi olarak daha yaygın şekilde kullanılmaktadır. Ayrıca ihtiyaç ve imkanlara göre cam iyonomer, altın ve porselen dolgular da yapılmaktadır. Porselen gibi seramik dolgular inlay, onlay olarak bilinirler ve diş renginde oldukları için hem estetik hem de uzun ömürlü bir tedavi yaptırmak isteyenler için ideal malzemelerdir.
Implant gibi bazı tedavilerin Avustralya’da pahalı olduğu ve bu yüzden yurtdışında yaptıranlar oluyor. Ve birçok da sorun yaşayanlar var bu konuda. Sanırım sonunda astarı yüzünü geçiyor. Bu konuda neler söylemek isterseniz?
İmplantlar diş eksiklerini gidermenin en ideal yöntemlerinden biridir. Günümüzde gelişen teknoloji sayesinde kullanımları daha da yaygınlaşmakta, başarı şansları yükselmektedir. Ancak bu her vaka’da en ideal tedavinin implantlar olduğu anlamına gelmediği gibi, ideal tedavi implant olsa bile her ağza implant yapılamayabilir. O sebeple tedavi planlaması için mutlaka hekiminize danışmalısınız.
İmplant sizin için ideal tedavi olarak kararlaştırıldıysa, bu durumda pek çok kişinin aklına burada mı yoksa yurt dışında mı yaptırmalıyım sorusu geliyor. Fiyat açısından bakıldığında, sadece 1-2 implant yapılacaksa, yurt dışında yaptırmaya değmez. Tekrar tekrar gidip gelmeniz, yurt dışında yapacağınız harcama, herhangi bir sorun olduğunda hekiminiz yanınızda olmadığı için yeniden gitmek zorunda kalmanız vesaire derken, astarı gerçekten yüzünü geçiyor.
Çok sayıda implanta ihtiyaç olduğunda ekonomik anlamda yurt dışında yaptırmak daha mantıklı görünüyor. Özellikle de Türkiye’de gelişen diş turizmi sayesinde iyi bir klinik de bulunursa çok güzel implantlar yapılabiliyor.
Fakat implantların cerrahi aşaması en önemli aşama sanılsa da, bir o kadar önemli olan hatta belki daha da önemli olan implantların üzerine yapılan restoratif işlemler, yani kuron ve köprüler, veya implant üstü protezler. Maalesef, Türkiye’de implantlarını yaptıran hemen hemen her hastada karşılaştığım durum şu; çok güzel implantlar yapılabiliyor ama üstlerine konan kuronlar, köprüler yenine oturmamış, 3. sınıf bir ölçü alımı, temizlemesi mümkün olmayan restorasyonlar ve hatta sık sık düşen kuronlar. Masrafı düşürme amaçlı olarak stok abutmentlar kullanılıyor maalesef ve bunların üzerine daha da kötü bir üst yapı yapılıyor. Sonunda pek çok vaka’da bunların yenilenmesi gerekiyor veya yeterince hijyen sağlanamadığı için implant etrafında dişeti hastalığı oluşarak implantlar kaybediliyor. En nihayetinde yine yapılacak masraflar tahmininizin çok daha üzerine çıkabiliyor, tabii yaşanan ağrılar, rahatsızlıklar, stresler de üzerine ekleniyor. O sebeple, eğer şartlarınızı zorlayabiliyorsanız, burada yaptırmanız yine de daha mantıklı.
Diş eti hastalıklarının zararı var mı? Başka hastalıklarla etkileşir mi?
Diş eti hastalıkları iltihaba yol açtığı için kandaki şeker kontrolünü zorlaştırır. Diş eti hastalıklarının hem şeker hastalığı olarak da bilinen diyabetle, hem de kan-damar hastalıklarıyla rasyonel bir ilişkisi olduğu sayısız araştırmada defalarca kanıtlanmıştır. Ancak diş eti hastalıklarının kalp-damar ya da şeker hastalığına yol açtığı ya da bu hastalıkların diş eti hastalığına yol açtığı konusunda hiçbir kanıt bulunamamıştır. Fakat, vücutta tüm bölgelerde kemik tamamen dış ortamdan izole ve güvendeyken, ağız içinde dişeti hastalıkları veya diş enfeksiyonları olduğunda, mikroplar kemiğe çok daha kolaylıkla ulaşabilmekte ve orada hasarlara yol açıp, vücudun başka bölgelerine yayılabilmektedir. Bu sebeple, diş eti bariyerinin bütünlüğünü koruması çok büyük önem taşımaktadır.
Diş temizletmek dişlere zarar verir mi?
Aslında, diş temizletmek değil, diş temizletmemek hem dişlere hem de diş eti ve kemiklere zarar verir! Halkımız maalesef kulaktan duyma, aslı astarı olmayan sözlere çok kolaylıkla itibar edebilmektedir. Hatta duyduğumuz söze inanıp, kaynağını ve doğruluğunu kontrol etmeden hemen başkalarına da bu bilgiyi yaymak için adeta yarışırız. Tahmin edeceğiniz üzere, kötü nam çok daha kolay yayılıyor ve zihinlerde oluşan bu yanlış kanıları değiştirmek çok daha zorlaşıyor. Herkesin kendine göre bir kanıtı var çünkü! Yanlış olduğumuzu da kabullenebilen bir toplum değiliz maalesef! Birilerinin dişi temizlendikten sonra hassaslaşmış, ya da sallanmaya başlamış… bu gibileri en sık duyduklarımız. Doğrudur da birçoğu, ama nereye kadar doğrudur, ve o problemin asıl nedeni nedir diye kimse sormaz, ya da araştırmaz, belki de öğrenmek işine gelmez! Diş eti hastalığından dolayı dişetleri çekilmiş ve diş köklerinin etrafını diş taşı sarmış ise, dişler temizlendiğinde hasarlı olan her şey ortaya çıkar. Aslında temizlemek hassaslaştırmamıştır dişi, ya da tartarların arasında sıkışıp çok sallanmıyor gibi görünen dişler, tartar gidince sallandıklarını size göstermeye başlar. Bir anlamda gözünüzün önündeki perde kalkar ve sorunun büyüklüğünü fark edersiniz.
Fark etmeseniz ne olur peki?
Artık iş işten geçtikten sonra dişleriniz kemik desteğini kaybeder ve sallanıp dökülür ya da şiddetli ağrı ve enfeksiyonlara yol açar. En ideali, diş ve diş etlerimiz hastalanmadan düzenli bakımlarını yaptırarak ve evde kendimiz de bakarak bütün ömrümüz boyunca dişlerimizi sağlıkla ağzımızda tutabilmek. Fakat bunu başarmakta geciktiyseniz, en azından dişlerinizi kaçınılmaz sondan kurtarın ve ilk etapta gerekirse hassas olsunlar veya sallansınlar, ama zamanla sağlıklı, güçlü ve ağrısız olsunlar. Bunu başarmak sizin elinizde. Soruyorum size, evinizi ya da elinizi temizlemek zararlı deseler, temizlemez miydiniz onları? Ya da aylarca, yıllarca temizlemeseniz onları, sonra yapacağınız ilk temizlikte karşılaşacaklarınızı kabullenir miydiniz, yoksa hem evinizden hem de elinizden vaz geçer miydiniz?
Diş etlerinde meydana gelen kanama ne anlama gelir?
Sağlıklı diş eti kanamaz ve rengi mat pembedir. Dişlerin etrafında kemiğe güzelce yapışmış olmalıdır ki, ağız içindeki mikropların diş etinden geçerek kemiğe ulaşmasına engel olabilsin. Ancak, ödemli, şişmiş, kolaylıkla kanayan diş eti sağlıklı değildir ve kemiğe girişi önleyen bariyer görevini yapamaz. Diş etleri hastalandığında, etrafındaki mikroplarla savaşabilmek için bağışıklık sistemi oradaki kan dolaşımını arttırır. Dokuda ödem olur ve kan damarlarının hem sayısı arttığı hem de genişlediği için ve ayrıca kan damarlarının etrafındaki geçişler kolaylaştığı için diş etleri kanamaya başlar. Bazen temizlerken, bazen dokununca, daha da ilerlemiş hastalıklarda ise kendiliğinden kanamalar olur. Kısacası, kanayan diş etleri orada bulunan diş eti hastalığının işaretidir.
Sigara kullananlarda diş eti hastalıkları daha da hızlı ilerler, ancak sigara kan damar dolaşımını bozduğu için hastalık belirtisi olan diş etlerindeki şişlik ve kanamalar oluşmaz yani hastalık maskelenir. Fark edildiğindeyse, artık geri dönüşümü pek mümkün olmayacak kadar kemik erimeleri oluşmuştur artık!
Süt dişleri olarak tabir edilen ‘baby teeth’ dişlerinin düşmesi beklenmeli mi yoksa sallanmaya başladığı anda çekilmeli mi?
Sallanan dişlerin vaktinde çekilmesi, onların yerine gelecek olan dişlerin daha düzgün çıkabilmesini sağlar. Eğer diş sağlıklı haldeyse ve çok sallanıyorsa diş kendiliğinden çıkacaktır zaten. Ancak, alttan gelen diş görünüyor ve diş hala dökülemiyorsa, diş hekimi tarafından alınması gerekebilir. Mutlaka hekimine danışmanızı tavsiye ederim.