Araştırma: Beyin ‘gece moduna’ geçemiyor
Araştırma: Bazı Zihinler Neden Geceleri “Kapanamıyor”?
Avustralyalı araştırmacılar, uykusuzluğun beynin doğal 24 saatlik zihinsel aktivite ritmindeki bozulmalarla bağlantılı olabileceğini ortaya koyarak, bazı insanların geceleri neden “zihnini susturamadığını” açıklığa kavuşturan yeni bulgular paylaştı.
Sleep Medicine dergisinde yayımlanan ve University of South Australia (UniSA) tarafından yürütülen çalışma, kronik uykusuzluk yaşayan bireylerle sağlıklı uyuyanların gün içindeki bilişsel dalgalanmalarının ilk kez karşılaştırmalı biçimde haritalandığını ortaya koyuyor.
Uykusuzluk, nüfusun yaklaşık %10’unu – yaşlı yetişkinlerde ise %33’e kadarını – etkiliyor ve birçok kişi gece boyunca hızlanan, kontrol edilemeyen düşüncelerden şikâyet ediyor.
Araştırmacılar, bu durumun temelinde yer alabileceği düşünülen sirkadiyen ritim bozukluklarını inceledi.
Tümü aynı koşullarda gözlemlenen 32 yaşlı yetişkin (16 uykusuzluk yaşayan, 16 sağlıklı uyuyan) 24 saat boyunca uyanık halde yatak istirahatinde takip edildi. Çevresel ve davranışsal etkiler ortadan kaldırılarak beynin iç ritimleri izole edildi.
Katılımcılar loş ışıklı bir odada, yatakta, kontrollü beslenme ve aktivite düzeniyle kaldı; her saat düşüncelerinin niteliği, tonu ve kontrol edilebilirliğini değerlendirdikleri kontrol listelerini doldurdu.
Her iki grupta da zihinsel aktivitede öğleden sonra zirve, sabah erken saatlerde düşüş şeklinde belirgin bir sirkadiyen model gözlendi. Ancak uykusuzluk yaşayan katılımcılarda önemli farklar ortaya çıktı.
UniSA’dan Prof. Kurt Lushington, uykusuzluk grubunun geceleri zihinsel olarak gündüz modundan yeterince uzaklaşamadığını belirterek şöyle diyor:
“Sağlıklı uyuyanlarda bilişsel durum, gündüzün problem çözme odaklı halinden gece boyunca zihinsel geri çekilme moduna geçiyor. Uykusuzluk yaşayanlarda ise bu ‘vites düşürme’ çok daha zayıf.”
Araştırma ayrıca bu bireylerde zihinsel zirvenin yaklaşık 6,5 saat geciktiğini, yani beynin gece boyunca hâlâ “uyanık düşünmeye teşvik edildiğini” gösterdi.
Prof. Lushington, “Uyku sadece gözleri kapatmak değildir; beynin amaç odaklı düşünceden ve duygusal katılımdan uzaklaşması gerekir” diyor.
Prof. Jill Dorrian ise bulguların, özellikle sirkadiyen ritimleri güçlendirmeye yönelik tedavilerin uykusuzluk yaşayan kişilere yardımcı olabileceğini vurguluyor.
Bunlar arasında zamanlanmış ışık maruziyeti, düzenli günlük rutinler ve geceleri zihni sakinleştirmeye yardımcı olabilecek mindfulness uygulamaları bulunuyor.
Araştırmacılar, mevcut tedavilerin çoğunun davranış temelli olduğunu, ancak bu bulguların sirkadiyen ve bilişsel faktörleri birlikte hedefleyen yaklaşımların daha etkili olabileceğini gösterdiğini belirtiyor.
Çalışma, UniSA, Washington State University ve Flinders University araştırmacıları tarafından yürütüldü.